Kayıtlar

2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Risale-i Nur tefekkürünü akim bırakan bir teşebbüs

Resim
-2- Bir Risale-i Nur talebesi, başkalarından farklı bir yerden kâinata bakar. O muhteşem bir sanat galerisindedir. Âlemlerin Rabbi, gökleri ve yeri benzersiz sanat eserleriyle süslemiş, sonra insanı kendisine anlayışlı bir muhatap olarak seçmiş ve buraya göndermiştir. Risale-i Nur’un her bahsi, her sayfası, her satırı, bu şuuru insan ruhunun derinliklerine kadar yerleştirir. Onun için, bir Risale-i Nur talebesi, kâinatta nereye bakacak olsa, orada “ masnû ”lar görür. O   masnû’da   bir   intizam , bir   mizan   müşahede eder. O   intizamın   arkasında bir   tanzim , o   mizanın   arkasında bir   tevzin   fiilini bulur. O fiillerden de   Hakîm   ve  Âdil   bir   Sâni’ in varlığına intikal eder. Bu kadarla da kalmaz. O   masnû’ u dikkatle incelediği zaman, onda   hüsün,   ziynet ,   suret, şekil, lütuf, nimet, rızık, merhamet, muhabbet   gibi daha nice hakikatlerle karşılaşır. Bu hakikatlerden   tahsin, tezyin, tasvir, takdir, ikram, in’âm, terzik, terahhum, teveddüd, tahannün   gibi fii

Dilde kasap havası

Resim
“Sadeleştirme” furyası yüzünden edebiyatçılarımızın eserlerine ulaşamaz hale geliyoruz. ÜMİT ŞİMŞEK Birkaç gün önce okuduğum bir yazıda, Ahmet Haşim’e ait olduğu iddia edilen şu satırlar karşıma çıktı: “Eskiden kendimize göre bir yaşayışımız, düşünüşümüz, giyinişimiz ve kendimize göre dinden, ırktan, görenekten esinlenen bir beğenimiz olduğu gibi bu yaşam biçimine göre de saatlerimiz, günlerimiz vardı. . . . Gelen yabancılar yaşamımızı bozup onu bilinmeyen bir ilkeye göre yeniden düzenlediler ve ruhlarımız için onu tanınmaz bir duruma getirdiler.” Zaman pek çok şeyi değiştiriyor; ama biz görmeyeli Ahmet Haşim üstadımızın böyle beğeni’li, esin’li, yaşam’lı konuşmaya başlaması pek hayra alâmet görünmediği için, bu ifadeyi Gurabahane-i Lâklâkan’daki aslıyla karşılaşmak ihtiyacını duydum. İşte, Ahmet Haşim’in kaleminden çıktığı şekliyle, bu cümlelerin namusuna halel gelmemiş hali aynen şöyle: “Eskiden kendimize göre yaşayışımız, düşünüşümüz, giyinişimiz ve kendimize göre, dinden, ırktan ve