Kayıtlar

Ağustos, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TEŞRİK TEKBİRLERİNE BİR DE BÖYLE BAKALIM

Resim
Bugünden (31 Ağustos Perşembe) itibaren, Kurban Bayramının dördüncü günü ikindi namazına kadar bütün farz namazlardan sonra getirmekle yükümlü olduğumuz Teşrik Tekbirlerinin ne anlama geldiğini bir parça kavrayabilmek için, Arefe ve Bayram günleri boyunca bütün yeryüzün birden seyredecek geniş bir hayalî gözle dünyaya bakmalıyız. Böyle bir bakış açısı, Bediüzzaman Hazretlerinin çizdiği şu tabloyu bize bütün ihtişamıyla gösterecek ve inşaallah tekbirlerimizi daha bir aşk ve şevkle söyleme iştiyakını uyandıracaktır. *** B u makam yazıldığı zaman Kurban Bayramı geldi. – Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber’ lerle nev-i beşerin beşten birisine, üç yüz milyon insanlara birden  Allahu ekber  dedirmesi; – koca küre-i arz, büyüklüğü nisbetinde o  Allahu ekber  kelime-i kudsiyesini semâvâttaki seyyarat arkadaşlarına işittiriyor gibi, – yirmi binden ziyade hacıların Arafat’ta ve iydde beraber birden  Allahu ekber demeleri, – Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bin üç yüz

BULUTLAR NE KADAR AĞIR?

Resim
ÜMİT ŞİMŞEK Rüzgârı rahmetinin önünde müjdeci gönderen de Odur. Nihayet o rüzgâr ağır bulutları yüklendiğinde, Biz onu ölü beldelere gönderir, sonra ondan suyu indirir, o suyla da yerden her türlü ürünü çıkarırız. Ölüleri de kabirlerinden Biz böyle çıkaracağız. Umulur ki düşünür ve ibret alırsınız. A’râf Sûresi, 7:57 Â lemlerin Rabbi, üzerimizdeki en büyük nimetlerini, günlük hayatın basitliği, sadeliği ve ucuzluğu içinde bize bağışlar: nefes alıp vermek, yahut gün ışığıyla ısınıp aydınlanmak gibi. Bunlar için biz hiçbir zahmet çekmeyiz, bir fatura ödemeyiz. Bu yüzden, eğer bilinçli bir şekilde bakışlarımızı bu tür nimetler üzerinde netleştirmezsek, kalın bir alışkanlık perdesi onları örter ve Allah’ın en büyük lütuflarını bizim dikkatimizden saklar. Yağmur da böyle nimetler arasındadır. O, aslında, yeryüzündeki milyonlarca tür canlının sayısız bireylerine İlâhî rahmetin en büyük bir armağanıdır. Ve bu armağanın, sebepler açısından düşünürsek, pek büyük bir maliyeti vardır

ZABELKA’NIN PİŞMANLIĞI

Resim
ÜMİT ŞİMŞEK 1945 Ağustos’unda birer sabah vakti, önce Hiroşima, üç gün sonra da Nagasaki şehirleri, kutsanmış bombalarla harabeye döndü. Hiroşima’ya atılan bomba Little Boy (Ufaklık) adını taşıyordu; Nagasaki’nin nasibine ise Fat Man (Şişman Adam) düşmüştü. Her iki bombanın iki ortak özelliği vardı: Sivil-asker, kadın-erkek, çocuk-ihtiyar, insan-hayvan ayırımı yapmaksızın yüz binlerce canı o anda, yüz binlercesini de takip eden senelerde ve tam bir müsavat içinde öldürüyordu. Ve her iki bomba da bir Katolik rahip tarafından takdis edilmişti. *** George Zabelka, Japonya’da yüz binlerce sivili öldürme görevini üstlenecek olan birliğe papaz olarak  tayin edilmişti. Bu görevinin icabı olarak birliğe vaazlar verdi, âyinler düzenledi, bir bomba ile bir şehir ahalisini yok edecek olan ekipleri ve bombaları kutsayarak onları meş’um uçuşlarına uğurladı. Nagasaki’ye bombayı atan uçağın pilotu da koyu bir Katolikti. O da kutsanmış bir Hıristiyan olarak gitti, kutsanmış bombayı, Jap