Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yaşar Hocadan bir başucu kitabı daha

Resim
   M. Yaşar Kandemir Hoca hadis alanındaki eserlerine bir yenisi daha kattı ve hayatın bütün alanlarında mü’minlere yol gösteren 111 kudsî hadisi bir eserinde topladı. Tahlil Yayınları arasında 111 Kudsî Hadis başlığı ile yayınlanan eserde, Allah tarafından bildirilen ve Peygamberimizin kendi ifadesiyle bize naklettiği kudsî hadislerden 111 tanesi, âyet ve hadisler ışığında yapılan geniş açıklamalarla birlikte yer alıyor. Bu arada, eserin girişinde kudsî hadisler hakkında bilgi içeren on beş sayfalık bir bölüm yer alıyor. Her biri ayrı bir bölüm halinde yer alan kudsî hadislerin sade ve net bir üslûpla yapılan açıklamaları da yüzlerce âyet ve hadis içeriyor ve kitaba ayrı bir zenginlik kazandırıyor. Arka kapak yazısı ise kitabı şöyle tanıtıyor: Kudsî hadisler kudsî âlemin sırlarını taşır. Gayb âleminin parıltılarıyla ruhumuzu aydınlatır. Bu hadislerde İlâhî bir heybet vardır. Çünkü Allah Tealâ kudsî hadisleri Fahr-i Âlem Efendimizin gönlüne rüyada mânâ olarak bildirmiş veya

Kur'an bize peygamberleri böyle tanıtıyor

Resim
   En'am sûresinin 84-88. âyetlerini okuduğumuz 374. Kur'an Buluşmasının özeti ve video kaydı     Haftalardır okumakta olduğumuz İbrahim aleyhisselâm ile ilgili âyetlerden sonra, son Kur’an Buluşmasında diğer peygamberlerden de övgü ile söz eden âyetler gündemimizde idi. 24 Aralık Cumartesi sabahı gerçekleşen 374. Kur’an Buluşmasında En’am sûresinin şu mealdeki 84-88. âyetlerini okuduk: Ona [İbrahim’e] İshak ile Yakub’u ihsan ettik; hepsini de doğru yola ilettik. Daha önce Biz Nuh’a ve onun neslinden Davud’a, Süleyman’a, Eyyub’a, Yusuf’a, Musa’ya ve Harun’a da hidayet vermiştik. Muhsinleri Biz işte böyle ödüllendiririz. Zekeriya, Yahya, İsa ve İlyas’a da hidayet verdik. Onların hepsi salihlerdendi. İsmail, Elyesa’, Yunus ve Lût’a da hidayet verdik. Onların hepsini diğer insanlara üstün kıldık. Onların atalarından, nesillerinden ve kardeşlerinden de bir kısmını seçtik ve dosdoğru bir yola ilettik. Bu Allah’ın hidayetidir ki, kullarından dilediğini ona eriştirir. Eğer

İmanlarına zulüm bulaştırmayanlara müjde

Resim
   En'âm sûresinin 82-83. âyetlerini okuduğumuz 373. Kur'an Buluşmasının özeti ve video kaydı    Kıyamet gününde kimlerin güvende olacağını bildiren En’am sûresinin 82-83. âyetleri, geçtiğimiz haftanın Kur’an Buluşmasında gündemimiz oldu. UTESAV tarafından düzenlenen Buluşmaların 373. bölümünde okuduğumuz âyetlerin meâli şöyle idi: İman eden ve imanlarına zulüm bulaştırmamış olanlar — korkudan emin olmak işte onların hakkıdır; doğru yola eriştirilmiş olanlar da onlardır. İşte bu, kavmine karşı İbrahim’e verdiğimiz hüccetimizdir. Biz dilediğimizin mertebesini yükseltiriz. Şüphesiz ki Rabbin her işi hikmetle yapan, herşeyi hakkıyla bilendir. Konuyla ilgili âyet ve hadislerin ışığında yaptığımız değerlendirmelerde özetle şu noktaları tesbit ettik: ·          Bu âyette kastedilen zulm’ün “şirk” mânâsındaki zulüm olduğuna işaret ediyor. ·          Her zamanın ve zeminin imanları yıpratıcı tesirleri vardır. Bunların tesirinden kurtulmanın ve yıpranmaları onarmanın başta g

Hz. İbrahim'den bütün mü'minlere bir cesaret dersi

Resim
   En'am suresinin 80-81. âyetlerini okuduğumuz 372. Kur'an Buluşmasının özeti ve video kaydı     Kur’ân-ı Kerimin mü’minlere örnek alınacak kişi olarak gösterdiği Hz. İbrahim’in kavmiyle olan tartışması ve onlara verdiği cesaret dersi, 372. Kur’an Buluşmasının gündeminde idi. 10 Aralık Cumartesi sabahı UTESAV organizasyonuyla MÜSİAD’ın genel merkezinde gerçekleşen Buluşmada, En’âm sûresinin şu mealdeki 80-81. âyetlerini okuduk: Kavmi onunla tartıştı. O ise dedi ki: Siz benimle Allah hakkında mı tartışıyorsunuz? Halbuki O beni doğru yola iletmiştir. Ben sizin Ona ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbim dilemedikçe kimse birşey yapamaz. Rabbimin ilmi herşeyi kuşatmıştır. Hiç ibret almaz mısınız? Haklarında Allah’ın hiçbir delil indirmediği şeyleri siz Ona ortak koşmaktan korkmazken, ben mi sizin ortak koştuğunuz şeylerden korkacakmışım? Korkudan emin olmaya bu iki taraftan hangisi lâyıktır? Biliyorsanız söyleyin. Kur’an ve konuyla ilgili hadislerin ışığında yaptığımız

Annem

Resim
      MUSTAFA ÇALIŞAN Avcılar Devlet Hastanesinin eksi ikinci katındaki morgun buz gibi soğuk ve bir o kadar ürkütücü katına indiğimiz zaman 65 yıllık hayat serencanım aklımdan ve gözümün önünden geldi ve geçti. Görevli zat 5 no.lu bölüme geldi. Bir tabut büyüklüğündeki kutuyu çekti. Bembeyaz kefenlerin içinde 90 yılık bir emaneti yavaş yavaş bize doğru getirdi. “İşte,” dedi. “Anne burada.” Bir an bayılacak gibi oldum. İrkildim, ürperdim, titredim. Hüzünlendim. Ağlamamak için kendimi çok zor zapt ettim. Karmakarışık duygular içindeydim. Med-cezirlerle gelgitlerle dolup dolup boşaldım. Tabut, ben, annem ve kardeşlerim… 9 ay beni karnında taşıyan; 5 yıl sırtında taşıyan, 15 yıl yanında taşıyan, ve 60 yıldır gönlünde taşıyan, kalbinin tamamını bana vermiş vücuduyla, kanıyla, canıyla her şeyi ile benim bir parçam olmuş annem küçücük bir tabutta 90 yılın yükünü, meşakkatini, külfetini, elemini, ağırlığını, çilesini, sıkıntısını, derdini, tasasını, varını, yoğunu, dünyalık adına he

Hz. İbrahim yıldıza niçin "Rabbim" dedi?

Resim
    En'am sûresinin Hz. İbrahim ile ilgili 76-79. âyetlerini okuduğumuz 371. Kur'an Buluşmasının özeti ve video kaydı    Kur’ân’ın bize “nümune-i imtisal” olarak gösterdiği Hz. İbrahim, Kur’ân-ı Kerimde yer alan kıssalarından birinde kavmine karşı önce yıldız, sonra ay, sonra da güneş için “İşte rabbim” demişti. UTESAV tarafından organize edilen Kur’an Buluşmalarının 371. bölümünde, En’am sûresinin bu kıssa ile ilgili şu âyetlerini okuduk: Gece bastırınca, İbrahim bir yıldız gördü, “İşte rabbim” dedi. Batınca da, “Ben batıp gidenleri sevmem” dedi. Ayı doğarken gördüğünde “İşte rabbim” dedi. O da batınca “Eğer Rabbim bana yol göstermeseydi, muhakkak ben sapıtmışlar güruhundan olurdum” dedi. Güneşi doğarken gördüğünde “İşte rabbim; en büyük bu” dedi. O da batınca “Ey kavmim,” dedi. “Ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden uzağım. Ben, bütün bâtıl inanışlardan uzak bir şekilde, gökleri ve yeri yoktan yaratana yüzümü çevirdim. Ben müşriklerden değilim. Bu âyetlerin ışığınd

Göklerin ve yerin melekutunu İbrahim aleyhisselam gibi okumak

Resim
   En'am sûresinin 75. âyetini okuduğumuz 370. Kur'an Buluşmasının özeti ve video kaydı     UTESAV’ın Kur’an Buluşmalarında geçtiğimiz haftanın konusu yine İbrahim aleyhisselâm idi. Bu defa okuduğumuz En’âm sûresinin şu mealdeki 75. âyeti, bizi “melekût” ve “yakîn” kavramlarıyla tanıştırıyor ve İbrahim aleyhisselâm gibi kesin bir imana sahip olmanın yolunu gösteriyordu: Kesin bir imana erişmesi için, İbrahim’e Biz böylece göklerin ve yerin melekûtunu  gösterdik. Allah’ın bütün kâinatı kuşatan mutlak egemenliğini ifade eden “melekût” kavramı üzerinde durarak Kur’ân’ın bu kavramı hangi anlamda kullandığını gördükten sonra, böyle bir imanı elde etmenin yolu ve İbrahim aleyhisselâmın bizim için örnek alınacak bir nümune teşkil edişi üzerinde durduk ve anahatlarıyla şu tesbitleri yaptık: ·          Göklerde ve yerde, insanlara kesin bir imana ulaşmanın yolunu gösterecek deliller fazlasıyla mevcuttur ve her an herkesin gözleri önünde sergilenmektedir. Kur’ân’ın âyetleri, gökler

Meslektaşım ve oda arkadaşım Raşit Hoca (v. 22 Kasım 2022)

Resim
     İSMAİL LÜTFİ ÇAKAN Yapmakta olduğum bir kitap çalışması dolayısıyla Abdülkays Elçileri ile ilgili hadis-i şerifleri mütalaa ederken aldım vefat haberini Raşit Hoca’nın. Hicri 8. Yılda Bahreyn taraflarından Müslüman olup İslâm hakkında bilgi almak ve o bilgiyi hem yaşayıp hem de çevrelerindeki insanlara ulaştırmak maksadıyla kendi istekleriyle Medine’ye gelen bu heyet içinde, bu yolculuktan sonra Eşeccü Abdilkays diye ünlenecek asıl adı el-Münzir olan sahâbî de vardı. Heyettekiler Medine’ye ulaşınca doğruca Hz. Peygamber’e koştular. Eşecc ise, hayvanların yanında kaldı, eşyalarını derleyip toparladı devesini bağladı. Güzel ve temiz elbiselerini giydi. Daha sonra Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna çıktı. Efendimiz onu yanına oturttu. Tanışma ve niyet beyanı konuşmalarından sonra Hz. Peygamber bu zâta “Sende Allah’ın sevdiği iki haslet, özellik ve güzellik var: Hilim ve Enât” buyurdu. Hilim, akıl, vakar ve sabır; Enât ise, sükûnet ve teennî ile hareket etmek, acele

İbrahim aleyhisselâmdan bütün zamanlara tevhid dersleri

Resim
    En'am sûresinin 74. âyetini okuduğumuz 369. Kur'an Buluşmasının özeti ve video kaydı      Kur’an Buluşmalarının 369. bölümünde, İbrahim aleyhisselâmın Tevhid mücadelesini ve bu mücadelede kullandığı delil ve yöntemleri ele alan âyet kümesinin ilk âyetini okuduk. UTESAV organizasyonuyla gerçekleşen Buluşmada okuduğumuz En’am sûresinin 74. âyeti şu mealde idi: Bir zaman İbrahim babası Âzer’e “Sen gerçekten putları tanrı mı ediniyorsun?” demişti. “Ben seni de, kavmini de düpedüz sapıklıkta görüyorum.” Bir peygamberin müşrik babası ile olan tartışması, birçok yönlerden dersler ve hikmetler içeren bir bahis teşkil ediyordu. Ve bu dersler, zamanımızın şartları altında düşünüldüğünde, bizi de hatâlardan koruyacak ve en doğru yola yönlendirecek ilkeleri bize öğretiyordu. Konuyla ilgili diğer âyet ve hadislerin ışığında yaptığımız değerlendirmeleri şu noktalarda özetledik: ·          Uyarıcı ve müjdeleyici olarak gönderilen peygamberlerin tebliğlerine en yakınlarından başl

Hastalar Risalesi ilacım oldu

Resim
        MUSTAFA ÇALIŞAN   ŞİMDİ anlatacaklarım, benim kısa ama uzun hikayemin mütemmim cüzüdür. Hayatımın son yıllarında önemli denebilecek hastalıklara muhatap oldum. Halen tedavi sürecinde olduğum parkinsonizm ile tanıştım. Sahip olduğumu sandığım nimetler elimden gidince bazı şeyleri daha iyi idrak etmeye başladım. Bunlardan en önemlisi konuşma kabiliyetimi yitirmemdi. Kendimde en çok güvendiğim, hatta gurur duyduğum beceriydi güzel konuşmak. Bu konuda dersler ve eğitimler verirdim. Mikrofonu elime alınca adeta bülbül gibi şakırdım. Her zeminde ve mecliste çok rahatlıkla konuştum. Bilenler bilir, bir çok toplantının sunumunu ve yönetimini yaptım ve bu sahada hep takdir topladım, tebrikler aldım, aranan isim oldum. Ne zaman ki bu hastalıkla imtihan olmaya başladım, işte o zaman benim olmayan şeylerin sahibi gibi davranmanın kaç bucak olduğunu anladım! Sahibim olan Yaratıcı bana adeta ders verdi; “Ey insan, sen kendine malik değilsin” dedi. Ve o güzelim sesim soluğum, konuşm

Hayatın en büyük gerçeğiyle bir yüzleşme

Resim
Bizi hayatın en önemli gerçeği ile yüzleştiren âyetlerden biri daha 368. Kur’an Buluşmasının gündemindeydi. UTESAV organizasyonuyla 12 Kasım Cumartesi sabahı gerçekleşen Buluşmada, En’âm sûresinin şu mealdeki 73. âyetini okuduk: Gökleri ve yeri hak ile yaratan Odur. O “Ol” dediği gün herşey olur. Onun sözü haktır. Sûrun üflendiği gün de egemenlik Onundur. O görüneni de, görünmeyeni de bilendir. O Hakîm ve Habîr’dir. Günlük hayatın koşuşturmaları arasında pek seyrek olarak hatırımıza gelen, ancak uzak olmayan bir gelecekte her birimizin adım atacağı âhiret âlemi, bu âyetleri okurken gözlerimizin önünde âdeta canlanıverdi. Konuyla ilgili olan diğer âyetlerle beraber okuduğumuzda, bu âyetin her bir cümlesi bir başka âlemin kapısını açıyor ve imanlarımızı tazelendiriyordu. Konuyla ilgili olarak yaptığımız incelemeler bizi özetle şu tesbitlere ulaştırdı: Kâinatın ve içindekilerin yaratılış ve yaşayışları, hepsinin de sonsuz bir kudret ve hikmetle yaratılmakta olduklarını gösteri