Kayıtlar

Eylül 21, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kur'an Buluşmalarında yeni döneme girdik

Resim
  UTESAV organizasyonuyla düzenlenen Kur’ân Buluşmalarında yeni döneme bugün (27 Eylül) girdik. Her zamanki gibi bu Cumartesi de sabah 07:00’den itibaren Sütlüce’deki MÜSİAD Genel Merkezinde simit, peynir ve çaydan meydana gelen kahvaltımızın başındaydık. 07:30-09:00 arasında da dersimizi yaptık. Konumuz, Bakara sûresi 152. âyetinde yer alan “zikir” kavramıydı. Bu kavram etrafında, âyet-i kerime ve hadis-i şerifler arasında bir bir buçuk saat boyunca dolaştık. Katılımcılar arasında hanım kardeşlerimiz de vardı. Her ne kadar duyurularımızda toplantıların bay ve bayan herkese açık olduğunu duyuruyor isek de, fotoğraflarda hanım katılımcı göremeyince tereddüde düşmüşler ve “kapıdan geri çevrilme” endişesiyle gelmişler. Cesaretlerini tebrik ile beraber, bu vesileyle konuyu bir daha açıklayalım ve Kur’ân Buluşmalarının da, onu takiben aynı yerde gerçekleşen Osmanlıca derslerinin de, MÜSİAD üyesi olan veya olmayan, bay veya bayan herkese açık olduğunu hatırlatalım.

İmam Gazalî, Seyyid Kutub hakkında ne demiş?

Resim
Mehmet Akif, Bediüzzaman ve Elmalılı’ya hayâsızca saldıran ve Risale-i Nur’un dinden uzaklaştığını iddia eden ehliyetsiz fetvâcının “feyiz” kaynaklarında sahtecilik sınır tanımıyor. Büyük İslâm âlimi İmam Gazalî de bu zevâtın arzusu üzerine, “Kıyamet ve Âhiret” adlı kitabını genişletmiş ve bu arada Seyyid Kutub hakkında da söylemedik söz bırakmamış! İmam Gazalî’ye ait olduğu süsü verilen satırlarda Seyyid Kutub’un şehadeti bile inkâr edildikten başka, “çıkardığı fitne sonunda öldürüldü” denilmek suretiyle, onu şehid eden deccal yamağı Nâsır mâsum, Seyyid Kutub ise suçlu olarak gösteriliyor. İmam Gazalî gibi bir âlim adına yalan uydurmayı marifet sayan bir güruhun yetiştirip piyasaya saldığı kimselerin Risale-i Nur hakkında ne demesini bekliyordunuz? *** [Not: Foyaları örtbas edilemeyecek şekilde ayyûka çıktıktan sonra kitabın internet sitesindeki kapağında “İmam-ı Gazalî” adını “Hüseyn Hilmi Işık” olarak değiştirdiler. İç kapakta ise böyle bir yazar adı görülmüyor; sadece İmam-ı Gazalî

Ehliyetsiz fetvacıyı dine yaklaştıran şey

Resim
  Müslümanlıkla yola çıkıp faizcilik ve dolandırıcılıkla şöhreti yakalayan bir topluluğun nâehil fetvâcılarından biri, yıllardır içlerinde sakladıkları kini bir anda kusuvermiş ve Mehmet Akif Ersoy, Elmalılı ve Bediüzzaman gibi İslâm âleminin üç alem zevâtına karşı edep ve hayâ sınırlarını aşan lâflar etmiş; bu arada “Risale-i Nur’ları okuyanların dinden uzaklaştığı” yolunda bir de iddia ortaya atmış. Biz de, bu iddiayı ileri sürenlerin hangi kitapları okuyarak dine yaklaştıklarını ve nasıl bir kültüre sahip olduklarını merak ettik. Karşımıza işte bu satırlar çıktı. (Seadet-i Ebediyye kitabının 887.sayfasından.) Not: Seâdet-i Ebediyye kitabı hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan ayrıntılı bir inceleme sonunda, Din İşleri Yüksek Kurulu,  “bu eserin genel olarak zihinleri teşviş edici ve okuyanları yanıltıcı mahiyette olduğuna ittifakla karar vermiştir.”  (T. C. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun 20.1.1970 tarihli ve 14 sayılı kararı).