Hıristiyanlık karşısında iki duruş

Fethullah Gülen, 1998 yılında Papa tarafından kabul edilirken sunduğu mektubunda “Dinler arası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak” istediklerini yazmıştı.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ise, kendisini ziyaret eden Papa’ya, “Yeni bir iletişim biçimi geliştirilmek isteniyorsa, bu kilisenin kendisinin ilan ettiği dinler arası diyalog başlığı altında olmaz, olamaz” dedi.

Gülen’in Papa’ya yazdığı ve İslâm’ın yanlış anlaşılmasından dolayı Müslümanları suçladığı mektubundaki ifadeleri aynen şöyle:

“Papa 6. Paul cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinler arası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde, hattâ biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazi yardımlarımızı sunmak için size geldik.

“İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve en çok suçlanacak olan Müslümanlardır. Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret bu yanlış anlamanın büyük oranda azalmasına katkı sağlayabilir. Müslüman dünyası, İslam’ın asırla ölçülen yanlış algılanmasını silip atacak bir diyalog imkanını bağrına basacaktır.”

Diyalog merkezlerinde melez din üretildi

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ise, Edirne’deki İl Müftüleri İstişare Toplantısında, “dinler arası diyalog” konusuyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Yeni bir iletişim biçimi geliştirilmek isteniyorsa, bu kilisenin kendisinin ilan ettiği dinler arası diyalog başlığı altında olmaz, olamaz dedim. Çünkü Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında, Müslümanlarla Yahudiler arasında, Müslümanlarla herhangi bir din mensupları arasında hakka ve adalete dayalı olarak insani ve sosyal her türlü ilişki olur. Ancak tevhid ve teslis arasında diyalog olmaz. Bunu toplumlar, topluluklar birbirlerini kandırmasınlar diye söylüyorum ancak hakka ve adalete dayalı yeni ilişkilerin kriterleri konuşulabilir.

“Benim önerim şu oldu, Kudüs bugün üzülerek belirteyim bir çatışmanın merkezi olarak dile geliyor. Kudüs her üç dinin de mukaddes kabul ettiği bir mekandır. Öyleyse ‘Kudüs kriterleri’ başlığı altında birlikte yaşama ahlâkının kriterlerini konuşalım. Birlikte yaşama hukukunun kriterlerini konuşalım. İnanın son 40 yılda, 1960’lı yıllardan bugüne kadar ‘dinler arası diyalog’ başlığı altında yapılan hiçbir toplantı insanlığa hiçbir şey katmamıştır.

“Dinler arasında diyalog olmaz. Hele hele bazı yerlerde diyalog merkezleri kuruldu. Bu merkezlerde dinlerin ortak yönleri bir araya getirilmek suretiyle adeta melez bir din üretilme çabalarına da şahit olduk. Bu hiçbir Müslümanın kabul edebileceği bir şey değildir. Eğer kendi inancına saygı duyuyorsa herhangi bir Hıristiyan’ın da kabul edebileceği bir şey değildir. Tekrar ediyorum, tevhid ile teslis arasında diyalog olmaz. Ama Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında Müslümanlarla gayrimüslimler arasında hakka ve adalete dayalı birlikte yaşamanın ahlakı, birlikte yaşamanın hukuku ve bunun kriterleri olur. Bunu da dünyaya armağan eden dinin mensuplarıyız biz.”

Başkan Görmez’in konuşmasıyla ilgili haberimiz:

http://www.yazarumitsimsek.com/tevhid-ile-teslisin-diyalogu-olmaz/

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü

Yöneticiler hesaba hazırlansın