Kayıtlar

Ocak 11, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hıristiyanlık karşısında iki duruş

Fethullah Gülen, 1998 yılında Papa tarafından kabul edilirken sunduğu mektubunda “ Dinler arası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak ” istediklerini yazmıştı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ise, kendisini ziyaret eden Papa’ya, “ Yeni bir iletişim biçimi geliştirilmek isteniyorsa, bu kilisenin kendisinin ilan ettiği dinler arası diyalog başlığı altında olmaz, olamaz ” dedi. Gülen’in Papa’ya yazdığı ve İslâm’ın yanlış anlaşılmasından dolayı Müslümanları suçladığı mektubundaki ifadeleri aynen şöyle: “Papa 6. Paul cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinler arası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde, hattâ biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazi yardımlarımızı sunmak için size geldik. “İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve en çok suçlanacak olan Müslümanlardır. Uygun b

Meşhur arslan fıkrasının belgesidir

Resim
  Hani meşhur bir fıkra anlatılır, evine geç dönmekten korkan Ormanlar Kralı hakkında. Gerçekmiş meğer. Nihayet bu fıkrayı belgeleyen bir resmi ele geçirdik – hem de Paralelcilerin hiçbir katkısı olmadan! Gerçi resim gündüz çekilmiş, ama başka bir sebepten de olsa Ormanlar Kralını hanımı karşısında sus-pus olmuş vaziyette göstermiyor mu? Şimdi fıkraya geçelim: *** Bir gece vakti, hayvanlar meclisinin toplantısı uzayınca, Ormanlar Kralı müsaade istemiş: “Ben artık eve gideyim, hanım bekler” demiş. Öküz buna gülmüş: “Kral hazretleri, siz de mi hanımdan korkuyorsunuz?” Arslan öküze dönmüş: “Oğlum öküz,” demiş,” beni evde inek beklemiyor, arslan bekliyor!” İşte bu fıkranın doğruluğunu ispat eden bir resim.

Tevhid ile teslisin diyalogu olmaz

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, diyalog merkezlerinde melez bir din üretme çalışmaları yapıldığını belirterek, “ Tevhid ile teslis arasında diyalog olmaz ” dedi. Görmez, Müslümanlara karşı işlenen terör suçlarına karşı dünyanın sessiz kalmasından da şikâyet ederek “ Geçen hafta Paris’te yine hiçbir şekilde hiçbir müminin, hiçbir aklı selimin kabul etmeyeceği 12 insan hunharca katledildi. Ama 12 milyon insanın katledildiğine ses çıkarmayan insanlığın sadece 12 kişiye düzenlenen bir cinayet sebebiyle ayağa kalkmasını ibretle izledik ” şeklinde konuştu. Edirne’de başlayan ve üç gün devam edecek olan 30. İl Müftüleri İstişare Toplantısında konuşan Diyanet İşleri Başkanı, özetle şunları söyledi: Son yıllarda İslamofobi bütün dünyada artış gösterdi. İslam’a göre her can değerlidir. Masum bir insanın yok edilmesi tüm insanlığın yok edilmesiyle eşdeğerdir. Bir insanın ölümü, insanlığın ölümüdür. Kur’an’ın ifadesiyle ölümler arasında ayrım yapmak insanlığa yakışmaz, katliamlar a

Papa'dan bir küstahlık daha

Papa Françesko yine şom ağzını açtı ve Müslümanlara kin kusan bir çağrıda bulundu. Son terör olaylarını bahane yaparak konuşan Papa, “Müslüman liderlerin, bu tür şiddet eylemlerini haklı çıkarmayı amaçlayan dinin köktenci ve aşırıcı yorumlarını kınamalarını bekliyorum” dedi. Papa, bu sözleriyle, bir yandan terör olaylarını Müslümanlarla ilişkilendirirken, bir yandan da Müslüman liderlerin terörü kınamaktan geri kaldıklarını, hattâ teröre destek verdiklerini zımnen ileri sürmüş oldu. Başörtüsü düşmanlığı Papa Françesko, geçtiğimiz Kasım ayında Türkiye’ye yaptığı ziyarette, kendisine tercüman olarak, başörtüsü ile ilgili çirkin beyanları sebebiyle kamuoyunun nefretine muhatap olan birisini seçmişti. Atatürkçü Papa Papalık tarafından daha önce yapılan bir açıklamada da IŞİD bahane edilerek Müslümanlara Atatürk’ün yolundan ayrılmamaları öğütlenmiş ve “Tüm dünya, modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1923’te sonlandırdığı halifeliğin, yeniden diriltilmesini hayretle

Fransızları Saartjie Baartman'dan sorun

Saartjie (Sarah) Baartman, 1789 yılında dünyaya gelen Güney Afrikalı bir zenci kadın idi. İngiliz işgali altındaki Cape Town’da Hollandalı bir çiftçinin kölesi olarak çalışırken, bir İngiliz cerrah onu kandırarak İngiltere’ye götürdü. William Dunlop adlı cerrah, Baartman’ın başta kalçaları olmak üzere bazı vücut özelliklerinden etkilenmiş ve “ insan-hayvan arası yaratığı ” incelemeyi kafaya koymuştu. Bu sıralarda Saartjie Baartman 21 yaşındaydı. İngiliz doktor, onu yapacağı araştırmalar sayesinde zengin olacağı vaadiyle kandırdı. Baartman’ın İngiltere’deki âkıbeti ise, çırılçıplak bir kafes içinde vahşî hayvan gibi teşhir edilmek ve “ bakıcısına ” para kazandırmaktan başka birşey değildi. Dört yıl Londra sokaklarında dolaştırıldıktan sonra, Saartjie Baartman bir Fransıza satılarak Fransa’ya götürüldü. Burada on beş ay boyunca bir hayvan terbiyecisi tarafından son derece ağır ve aşağılayıcı şartlar altında teşhir edildikten sonra, aralarında Napoleon’un doktorunun da bulunduğu bir grup

Altı cümlede Risalet-i Muhammediye

  Âhirzaman Peygamberinin (a.s.m.) hakkaniyeti birkaç cümle içinde ispat edilir mi? Evet, edilir. İşte şu altı cümleyi birer birer okuyun. Her cümle için, tek tek sorun kendinize: “Buna itiraz edilebilir mi?” diye. Son cümleye böylece geldikten sonra, bizi böyle bir zâta ümmet yapana kâinat dolusu hamd ü senâlarınızı sunabilirsiniz:   Şu kâinatın sahip ve mutasarrıfı elbette bilerek yapıyor ve hikmetle tasarruf ediyor ve her tarafı görerek tedvir ediyor ve her şeyi bilerek, görerek terbiye ediyor ve herşeyde görünen hikmetleri, gayeleri, faydaları irade ederek tedvir ediyor. Madem yapan bilir; elbette bilen konuşur. Madem konuşacak; elbette zîşuur ve zîfikir ve konuşmasını bilenlerle konuşacak. Madem zîfikirle konuşacak; elbette zîşuurun içinde en cem’iyetli ve şuuru küllî olan insan nev’i ile konuşacaktır. Madem insan nev’i ile konuşacak; elbette insanlar içinde kabil-i hitap ve mükemmel insan olanlarla konuşacak. Madem en mükemmel ve istidadı en yüksek ve ahlâkı ulvî ve nev’-i beşere