Bari biriniz “Allah” deseydiniz!
Türk popunun öncüsüydü. Çok iyi bir müzisyendi. Çok iyi İngilizce şarkı besteler ve söylerdi. Türkiye’nin Elvis Presley’i idi. Daha dün akşam sapasağlamdı. Yaşasaydı on gün sonra yeni yaşını kutlayacaktı. Yarın da konseri vardı… Allah taksiratını affetsin, her fâni gibi o da ölümü tattı. Ama arkasından konuşanlara bakın; bir tane “Allah” diyen, âhiret hayatını ağzına alan, merhumun âhiret için yaptıklarından söz eden, yahut onun arkasından âhirette işine yarayacak birşeyler yapan birini görebilecek misiniz? Dillerde hep yarım kalan hayaller, seksen sene de yaşasa yarım kalan hayat, hep dünya hayatı, hep dünya varlığı, hep bu dünyanın eserleri. Fakat onun için dünya hayatı bitti artık, yarın sizin için de bitecek; bu mu anlamak istemediğiniz şey? Dünyada çok büyük bir nam bırakmış olabilirsiniz; arkanızdan anılmanızı sağlayacak pek çok şey yapmış olabilirsiniz. Elinizin emeğiyle, alnınızın teriyle kazandıktan sonra kim buna birşey diyebilir? Fakat bütün bunlar toprağın üzerinde geçerli