Ehl-i Kitap içinde bir "ümmet-i kaime"

Ehl-i Kitap kaynaklı tehlikelere karşı bizi tekrar tekrar uyaran Kur’ân-ı Kerim, onların içinde imanlı ve dürüst kimselerin bulunduğunu da hatırlatmadan geçmiyor.

Kur’an Buluşmalarının 177’nci bölümünde okuduğumuz âyetler de bu yönde hatırlatmalar içeriyordu.

Kur’ân-ı Kerim, gerek Yahudilerden, gerekse Hıristiyanlardan iman eden ve sadece iman etmekle de kalmayıp iyiliği yaymak ve kötülükten sakındırmak için gayret harcayan ve hayır işlemek için birbiriyle yarışan kimselerin de bulunduğunu bildiriyor ve onların işleyeceği hiçbir iyiliğin karşılıksız kalmayacağını taahhüt ediyordu.

Tabii, bundan bizim de çıkaracağımız dersler vardı:

Biz de en kötü bir topluluğun içinde bile iyi insanların bulunabileceğini dikkate almalı, kimseyi başka birinin işlediği kötülük sebebiyle suçlamamalı ve adaletten hiçbir zaman ayrılmamalıydık.

Ayrıca, “Ehl-i Kitap” deyiminin geniş mânâsıyla ilim ehlini de içine aldığını düşündüğümüzde, bilim adamları içinde hakkı ayakta tutan, Allah’a ve âhiret gününe inanan, iyiliği teşvik edip kötülükten sakındıran ve iyilikte yarışan kimselerin her zaman bulunabileceğini hesaba katmalıydık.

Bu arada, âyette geçen “ümmet-i kaime” deyimi üzerinde de durduk ve böyle bir topluluğun âyette sayılan niteliklerini inceledik.

UTESAV organizasyonuyla MÜSİAD’ın Sütlüce’deki genel merkezinde gerçekleşen Kur’an Buluşmaları, Cumartesi sabahları 7:00’de kılınan sabah namazı ve onu takiben ikram edilen simit-peynir-çaydan mürekkep bir kahvaltı ikramıyla başlıyor ve 7:30-9:00 arasında sunumlu olarak cereyan ediyor.

Kur’an Buluşmalarında hanımlar için de yer ayrılmış bulunuyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an mealleri din eğitiminde baş köşeyi almalı

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü