Özgürlük hareketlerine sızan küresel sapıklar, uzun mücadelelerden sonra cinsel sapıklıkları bağıra çağıra "hastalıklar" listesinden çıkarmayı başardılar. – III – H er türlü sapıklığın Batı dünyasında hüsn-ü kabul görmesinde ve oradan dünyaya yayılmasında garipsenecek bir durum yoktur. Bu, Batı medeniyetinin tabiatıyla ilgili bir durumdur. Zira, Batı medeniyetinin insanlığa verdiği hizmet, Bediüzzaman Said Nursî’nin tabiriyle, “ nefis ve batın ve fercin hevesatını tatmin ” suretiyle gerçekleşir. Bu hedefe hangi fuhşiyat vasıt…
PROF. DR. İSMAİL LÜTFİ ÇAKAN 19 Haziran 2017 Pazartesi günü iftarının yaklaştığı saatlerde Kayseri İmam-Hatip Okulu ve İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nden devre arkadaşım ve dostum Muhteşem Ağır bey Nevşehir’den aradı. Hal-hatır sorduktan sonra “Cemal Cebeci Hoca vefat etmiş haberin oldu mu?” dedi. “İnna lillah ve inna ileyhi râciun, haberim olmadı” dedim. “Bugün sabah vefat etmiş, cenazesi yarın (20.6.2017) öğle namazından sonra Hacı Bayram Cami’inden kaldırılacakmış” dedi. Bu haber üzerine hayat şeridim geriye sarmaya başladı. 1959 …
– II – S apıklığı sapıklık olmaktan çıkararak insanlara olağan bir davranış biçimi olarak sunmak, hattâ bunun da ötesine geçerek bir övünç kaynağı halinde pazarlamak, tarih boyunca insan ve cin şeytanlarının başlıca meşgalelerinden birini teşkil etmiştir. Onları bu konuda belli bir sınır içinde tutabilecek hiçbir ahlâkî ölçü bulunmadığını gösteren en bariz örnekler, Allah kelâmı kitaplarda yaptıkları tahrifattır. Hz. Âdem ile eşinin Cennette iken çıplak oldukları, ancak yasak meyveyi yiyinceye kadar bunun farkında olmadıkları için çıpl…
- I - L ût kavminin torunları olmakla övünen sapıkların Ramazan ayında, bizim topraklarımızda, gözümüzün içine baka baka sergiledikleri hayâsızlıklar, bizi çok gecikmiş bir muhasebeyle karşı karşıya getiriyor: Bundan otuz kırk sene önce hayalimizden bile geçmeyen şeyler bugün bu ülkede nasıl yaşanır hale geldi? Vaktiyle en iğrenç, en şenî', en çok lânete lâyık olarak gördüğümüz şeyleri bugün nasıl umursamaz olduk? Umursamamak bir yana, bazı safdillerimiz -- yahut dost görünümlü can düşmanlarımız -- bunları nasıl açık açık savunabi…
Bizim bir Sülün Osman’ımız vardı, uygun müşteri bulduğu zaman, yerde olan herşeyi satardı. Galata kulesi, Galata köprüsü, Boğaz köprüsü, Dolmabahçe saat kulesi, tramvay, vapur, uçak gemisi gibi nice eşya onun elinden kaç defa gelip geçmiştir. Son çeyrek yüzyılda ise gökte olanları satmak moda oldu. Artık gezegenler parselleniyor, yıldızlar satılıyor, satılamayan evlâtlık veriliyor, ulaşılamayacak kadar sapa yerde olanlarına da müşterilerin isimleri konuluyor. Bu maharetli tüccarların sayesinde, bugün Dünya üzerinde yaşayan 4 milyon…
İdam mahkûmu Çinli kadınların son saatlerini güle oynaya geçirmeleri bütün dünyayı hayrette bırakmıştı. Fakat bundan daha hayret verici olan şeyi kimse fark etmiyor! Birinci tablo İ dam mahkûmu Çinli kadınların son gecelerini anlatan resimleri hatırlayacaksınız: Elleri ve ayakları kelepçeli kadınlardan kimi tırnaklarına oje sürdürürken, kimi ertesi sabah giyeceği tişörtünü özenle katlıyor, kimi de yeni ayakkabılarını zincirli ayaklarına geçirmeye çalışıyor. İnfaza 9 saat kala hepsi birden şen şakrak poker oyununda; gardiyanlar da onl…
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, uzak beldelerden görünecek kadar büyük bir semazen heykelini bu şehrin bağrına dikmeye niyetlenmişti. Neyse ki kamuoyu baskısı bu hayalin gerçekleşmesine imkân vermedi. Fakat İstanbul’un karalarından ümidini kestiyse de, Başkanımız heykel sevdasından bütünüyle vazgeçmedi. Referandum öncesinde de, Haliç’te, denizin ortasına koca bir Fatih heykeli dikme hayalini dile getirdi. Biz Büyükşehir Belediye Başkanımız inşaallah bu hayalini de gerçekleştirme fırsatı bulamaz diye dua ederken, Fat…
Hamburglu Wolfgang’ın öldüğünü beş yıl sonra fark ettiler. Başındaki Noel ağacı, rengârenk lâmbalarıyla hâlâ onun iskeletini eğlendirmeye devam ediyordu. ÜMİT ŞİMŞEK H amburglu Wolfgang Dircks, on sekiz katlı bir apartmanın bir dairesinde yalnız yaşayan 43 yaşında bir Alman vatandaşı idi. 1993 yılının sonlarında bir akşam evinde televizyon seyrederken öldüğünde, komşularının bundan haberi olmadı. Ertesi gün de kimse fark etmedi Wolfgang’ın öldüğünü. Ertesi hafta, ertesi ay, ertesi yıl da… “Niçin fark etsinler?” de diyebilirsiniz; Wolfgan…
ÜMİT ŞİMŞEK S u ister çatlamış topraklar. Su ister boynu bükük çiçekler. Su ister, fışkırıp filiz olmak isteyen tohumlar. Toprakta barınan yahut yerde yürüyen ne varsa, hepsi su ister. Su çok uzaklardadır. Üstelik acı ve tuzludur. Ne içilir, ne bir çiçeğe faydası dokunur. Onu getirmeye ve kana kana içmeye güçleri yetmez. Onun için, istediklerini, herşeye gücü yeten birisinden isterler. *** Toprağın herbir zerresinden duâlar yükselir Arşa. Yerin ve Göklerin Rabbine, Onun sayısız kulları, niyazlarını sunar. Dualara ce…
Metin Karabaşoğlu, Risale-i Nur hasımlarının öne sürdükleri bütün iddiaları bu kitapta ele alıyor ve köklerine kadar inerek, tamamen bilimsel ve objektif delillerle "icabına bakıyor." Bediüzzaman Said Nursî ve Risale-i Nur aleyhinde ileri sürülmüş olan, sürülmekte olan ve sürülecek olan iddiaların tamamı, tek bir kitapta cevabını buldu. Yazar Metin Karabaşoğlu, bir süre önce TV111’de Şener Boztaş’ın sunuculuğunda yayınlanan bu cevapları, “ Saykal: Risale-i Nur’a Husumetin Kısa Tarihi ” adını verdiği kitabında topladı…
On binlerce kişiyi dolandıran cemaatin ehliyetsiz fetvacısı, çocukların camilere teşvik edilmesini edepsizcesine bir benzetmeyle kınarken, tasavvuf musikîsini de kilise müziğine benzetti. Kutlu Doğum Haftasına atmak istedikleri çamuru yüzlerine bulaştıran cemaatin ehliyetsiz fetvacısı, bu defa çocukların çocukların camilere teşvik edilmesi karşısında ağzını bozdu. Çocuklara oyun alanları açılmasıyla camilerin ifsad edildiğini iddia eden ehliyetsiz fetvacı, bu gidişle camilerin “kerhane haline getirileceğini” söyledi. Cemaat kanalının “…