Kayıtlar

Temmuz 16, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİR ŞEY İÇİN YAŞAMAK

Resim
ÜMİT ŞİMŞEK J ay Fine adlı fotoğrafçının ideali, Hürriyet Abidesine yıldırım düşerken resmini çekmekti. 40 yıllık çabalarının sonucuna 2010 yılında bir Eylül akşamı kavuştu. O akşam çektiği 81 fotoğraftan birinde, Fine’ın bir ömür boyu peşinde koştuğu görüntünün ta kendisi yer alıyordu. Todd Carmichael adındaki Amerikalının hayali ise Güney Kutbuna yardımsız ve yaya olarak tek başına ulaşmaktı. Onun hayali de 2008 yılının sonlarında gerçekleşti. Carmichael 1100 km’den daha uzun olan bu zorlu yolu 39 günde geçerek, en kısa zamanda tek başına Güney Kutbuna ulaşan ilk adam ünvanını kazandı. Arizona’lı Susanne Eman da yıllardır dünyanın en şişman kadını olmak için mücadele veriyor. Halen 300 kilo sınırını aşmış bulunan Eman, hayat gayesi olan 700 kiloya ulaşmak için bütün gün tıkınıyor ve tıkındıklarının kendisini değilse de resimlerini sosyal medyadaki takipçileriyle paylaşıyor. Klaus ve Margaret Frentzen ile Doris Madry’nin ortak hayalleri ise Concorde ile uçmak idi. Yıllar

Heykel sevgisi tehlikeli boyutlarda

K avmi içinde 950 sene kaldığı Kur’ân’da bildirilen (Ankebut, 29:14) ve onları Allah’tan başkasına kul olmamaya çağıran Nuh aleyhisselâm, bu davetinde her türlü yolu denemiş, ancak onların inadını kıramamıştı. Onları Nuh aleyhisselâmın davetine cevap vermekten alıkoyan şey, heykelleriydi. Nuh sûresi, öncesi ve sonrasıyla bu olayı anlatırken, “Vedd, Süvâ’, Yeğus, Yeûk, Nesr” diye bu putların isimlerini de sayar. Bu isimlerin gerçek sahipleri, aslında, kötü insanlar değildi. İbni Abbas’ın (r.a.) bildirdiğine göre, bunlar daha önce yaşamış salih zatlardı; insanlar da bunlara kalplerinde samimî bir muhabbet besliyordu. Şeytan bu muhabbeti onların felâketine çevirmek için bir fırsat olarak değerlendirdi. “Toplantı yerlerinizin karşısına bunlar için anıtlar dikin ve onların adlarını verin” diye telkinde bulundu. Onlar da böyle yaptılar ve toplantı yerlerine bu salih zatların suretlerini diktiler. Önceleri kimsenin bunlara taptığı yoktu. Fakat zaman geçti, köprülerin altından sular gelip geç

DEMOKRASİ ŞEHİDİ NE DEMEK?

Resim
Menfur darbe teşebbüsüyle ilgili yayınlarda maalesef yaygınlaşma istidadı gösteren bir deyim ortaya çıktı: “Demokrasi şehidi.” Şehitlik, milletimizin en mukaddes değerlerinden biridir ve kaynağını doğrudan ve sadece İslâm dininden alır. Şehitliğin anlamını ve şartlarını bize bildiren, Allah ve Resulüdür. İ’lâ-yı kelimetullah uğrunda, din ve vatan müdafaasında canını verenlerin yanı sıra; canını, ailesini ve malını müdafaa ederken öldürülenlerin de şehit sayılacaklarını Peygamberimiz haber vermiştir. [1]  Bunların yanı sıra, birtakım musibetler sebebiyle can verenlerin de mânen şehit sayılacakları, yine hadis-i şeriflerde bildirilmiştir. [2] Bütün bu tanımlar ışığında baktığımız zaman, son darbe teşebbüsüne karşı vatanını, milletini, devletini ve mukaddes değerlerini yiğitçe savunurken can veren kahramanlarımızı yüce dinimizin şehit olarak tarif ettiğini her Müslüman açıkça görecektir. Evet, daha darbe teşebbüsünün ilk ânında âsî generali alnından vurarak bu menfur teşebbüsü akam