Biz hayal miyiz? (1)

ÜMİT ŞİMŞEK M addenin hayalden ibaret olduğu yolunda, tarih boyunca Doğuda ve Batıda pek çok defalar tartışma konusu teşkil etmiş bulunan bir eski iddia, son birkaç senedir bizim toplumumuzda yine gündeme getirilmiş bulunuyor. Bu defa, iddia, bilimsel bir buluş, ispatlanmış bir gerçek, bir tevhid delili ve bir inanç esası olarak sunuluyor ve bu kimliğiyle, girdiği zihinlerde pek çok soruya yol açıyor: Biz bir hayal miyiz? Dünyamız hayal mi? Gördüklerimiz hayal mi? Okuduklarımız hayal mi? Dostlarımız, düşmanlarımız birer hayal mi? Yiyip içtiklerimiz, gezip gördüklerimiz birer kuruntu mu? Şimdiye kadar bildiğimiz ve inandığımız şeyler temelinden yanlış mıydı? Daha yüzlercesi, daha binlercesi—ve bütün bunların yanı sıra, bir de can alıcı soru: Herkes ve herşey bir hayal ise, hakikat olan ne? Ayrıca belirtmeye belki hiç gerek yok; ama, eğer herşey bir hayalden ibaretse, bu konuyu tartışmak da bir hayalin ötesine geçemeyecek demektir. Ancak biz bu görüşü peşin peşin benimsem