Kayıtlar

Temmuz 15, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Neler söyler boncuk gözler?

Resim
ÜMİT ŞİMŞEK C em, o akşam vardığı sonuçların, son birkaç gün içindeki gözlemlerine yeni bir boyut getirdiğini görüyordu. Artık “Bir Uzaylının Gözüyle Dünyanın Kanunları” başlıklı defterinde bu gözlemleri için yeni bir bölüm açmak gerekecekti. Oysa sözkonusu kanunlardan birkaç tanesini not etmiş, ama gerisini getirmeye henüz fırsat bulamamıştı. Daldan dala sıçradığının farkındaydı Cem. Bir av sürüsü karşısında aç bir avcı gibi, hangisini tutacağını bilemez bir halde hissetti kendisini. Belki de bu dünyanın yapısı böyleydi. Herşey, herşeyle beraber çıkıyordu insanın karşısına; onları birbirinden soyutlayarak mercek altına almak her zaman kolay olmuyordu. Şimdi Cem’in karşısında duran manzaranın da derin bir tahlile ihtiyacı vardı hiç kuşkusuz; ama Cem buna kendisini hazır hissedemedi. Birtakım sonuçlara varmıştı varmasına; lâkin bunları yerli yerine oturtacak bir manzarayı da henüz tamamlayamamıştı. En iyisi, olayların yorumlanmasını zihinde bir olgunlaşma sürecine bırakmak idi. Onun içi

Ömür hortumları

Resim
ÜMİT ŞİMŞEK Adamcağız, seyretmediği maçlar ve programlar için, abonesi olduğu televizyon kanalına biraz para kaptırmış. Ayrıntısına girmeyelim; fakat bu oyunun, kanalın pazarlamacıları ile abone arasında geçen bir telefon konuşmasındaki lâf cambazlıklarına dayandığı anlaşılıyor. Nasıl olmuşsa olmuş, adam istemediği programlara “kendi isteğiyle” abone olmuş. Çok geçmeden de aybaşı gelmiş; aybaşıyla birlikte kredi kartının ekstresi de gelmiş. Böylece, vatandaşımızın hesabından bir miktar paranın televizyon kanalına pompalandığı ortaya çıkmış. Mağdur vatandaşımız, hakkını arayacak bir merci bulamayınca, internet yoluyla ulaşabildiği herkese ulaşmaya çalışarak, hiç değilse başkalarının canı yanmasın diye uyarılarda bulunuyor. Onun iletisini alan diğer yurttaşlarımız da önemli bir kamu hizmetinden geri kalmış olmamak için bunu birbirlerine aktarıyorlar. İşin garip tarafı şurada ki, onlar bu millî görevi yerine getirirken, kendileri de mağdur vatandaşla birlikte hortumlanmaya dev

Küresel felâketin eşiğinden dönecek miyiz?

K andilli Rasathanesinin 150’nci yılı dolayısıyla düzenlenen etkinlikte konuşan Rasathanenin Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek’in yaptığı tesbitler: Biz dünyayı kızdırıyoruz; aslında dünya gülen bir dünya. Kızan dünyadan kastımız, sıcaklıkların artması. Sıcaklıkların artmasını önlemeliyiz. Eğer bunu başaramazsak, buharlaşma hızlanacak, yağışların karakteri değişecek, buzullar eriyecek ve deniz seviyesi yükselecek. Bununla birlikte kıyılarda ekilebilir alanlar sular altında kalacak. Sonra da gıda ve temiz suya erişme ile sağlık sorunları baş gösterecek. Fosil yakıtlar dünyayı ısıtıyor. Önümüzdeki yüzyıllar boyunca bu problem artarak devam edecek. Bunu önlemek için dünyadaki tüm devletlerin bir konsensüs oluşturması lâzım. Fosil yakıtlardan gelen sera gazlarına nasıl müdahale edileceğinin belirlenmesi gerekiyor. Sera gazları sıcaklığı arttırıyor. Bu artış karada, denizde ve buzulda olumsuz etkiler meydana getiriyor. Bu nedenle ortak akılla sorunun çözülmesi şart. Atmosfere insano

Mercan düğünleri

Resim
ÜMİT ŞİMŞEK A vustralya açıklarında, denizlerin dibini rengârenk bir halı gibi kaplar mercanlar. Bu canlı halının tüyleri gibi uzanan poliplerden herbiri, aslında ayrı bir hayvandır. Bunlardan binlercesi birbirine bağlanır ve bir aile teşkil eder. Öyle bir aile ki, birinin aldığı besinle hepsi birden beslenir, hepsi tek bir vücut gibi davranır. Bulundukları yerde kalmaya razı olmaz mercanlar. Çoğalmak ve yayılmak isterler. Çünkü üzerlerinde, görenleri hayran bırakan bir san’atın eseri vardır. “Ey Rabbimiz,” diye dua eder mercanlar kendi dilleriyle. “Bize izin ver de, üzerimizde sergilediğin İlâhî san’atının eserlerini uzaklara taşıyalım.” Dualara cevap, bahar mevsiminin başlangıcında, ay ışığıyla beraber gelir.