Kayıtlar

Eylül 16, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Lütufların en büyüğü: Âhirzaman Peygamberi

Resim
İçlerinden, kendilerine Onun âyetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitabı ve hikmeti  öğreten bir peygamberi göndermekle, Allah mü’minlere gerçekten pek büyük bir lütufta bulunmuştur. Yoksa onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydi. Âl-i İmrân, 3:164 A llah’ın bize bahşettiği lütufların en büyüğü olan Âhirzaman Peygamberinin (s.a.v.) risaleti, 202’nci Kur’an Buluşmasının ana konusu idi. Âyet ve hadislerin ışığında “minnet” kavramını inceledikten sonra, risaletin insanlık âlemi için nasıl bir nimet teşkil ettiği üzerinde durduk. Bu arada yaptığımız tesbitler, bizi Resulullah’ın tarihte misli görülmemiş ve görülemeyecek ölçekteki mucizesine getirdi. O, insanlığa öğrettikleri ile – cahil ve vahşî bir kavimden, – onların kökleşmiş kötü âdetlerini kaldırmış, – en güzel âdetleri ve huyları onlarda yerleştirmiş, – o kavmi ilimde, irfanda, ahlâkta, fazilette bütün dünyaya ve bütün çağlara örnek hale getirmiş, – bir kitap ile bir medeniyet kurmuş, – ve bütün bunları bir çeyrek asırd

Bir güncelleme öyküsü: 2

Resim
Cumhurbaşkanımızın haber verdiği "İslâmın güncellenmesi" konusunda şimdiye kadar alınan mesafenin özeti. 19 Eylül 2018 ÜMİT ŞİMŞEK “T oplumsal cinsiyet,” Batı dünyasındaki orijinal adıyla “social gender,” mahut İstanbul Sözleşmesiyle birlikte lisanımıza girdi. Ama iyi niyetle girmedi, girdikten sonra da hiç rahat durmadı. Öz be öz feministlerin malı olan bu deyim, feminizmin temel kavramlarından biri olarak tedavüle sokulmuştu. LGBT şemsiyesi altında yer alan sapık cereyanlar namuslu insanları damgalamak suretiyle kendi sapıklıklarına yol açmak için nasıl “homofobi” şeklinde bir kavram uydurdularsa, [1]  aynı yolun yolcusu olan feministler de kuşatmayı bir başka koldan tamamlamak üzere bu tabiri geliştirdiler.