Kayıtlar

Eylül 30, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2018 Türkiye'sinden iki tablo

Aynı gün yayınlanan iki haber, ülkemizin çok yakın bir zamana kadar hayalimizden bile geçmeyen bir noktaya gelmiş bulunduğunu gösteriyor. Hayır mı, şer mi, bu konuyu okuyucularımızın takdirine bırakarak, bizi bugünlere kavuşturan yöneticilerimize derin saygılarla bu iki haberi sunuyoruz.  Önce Hürriyet’teki haberi okuyalım: İ lkokuldan sonra eğitimini sürdürmeyen 16 yaşındaki K.A. ile askerden yeni gelen 23 yaşındaki İ.G.’yi aileleri evlendirmek için düğün davetiyesi bastırdı. Evlerinin önündeki düğünü gören ve kız çocuğunun yaşının küçük olduğunu bilen bir kişi 155 polis imdat hattını arayarak “Burada bir kız çocuğu yaşı küçük olmasına rağmen ailesi tarafından evlendiriliyor” diye ihbarda bulundu. Bu ihbar üzerine Adana Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü ve Yüreğir İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri harekete geçti. Düğünü basan polis kız çocuğunun kimlik kontrolünü yaparak yaşının 16 olduğunu belirleyip düğünden aldı. Damat İ.G. ise küçük yaşta çocukla evlenmekten, damadın babası Ekr

"Özel okulları kapatacağım"

Resim
  Bir sade vatandaşımız, ülkenin ve dünyanın içinde bulunduğu durumlar karşısında çözümler üreterek bunları “iktidar vaadleri” olarak bir yerlere not ediyor. Kimseye “Şöyle şöyle yapın” demiyor; dese de kimsenin kulak asmayacağını herkes gibi o da biliyor. Sadece, “Üzerimde vebal kalmasın” kabilinden, “Ben iktidara gelince şunu şunu yapacağım” diyerek insanlığa karşı bir vaadde bulunmuş oluyor. Bize de bu vaadleri duyurmak kalıyor. Sade vatandaşımız diyor ki: H arikulâde bir eğitim seferberliği ülkeyi kasıp kavuruyor. Mahalle başına düşen özel okul sayısı ile kişi başına düşen servis arabası sayısı göğsümüzü kabartacak seviyede. Ancak bu bereketin bütçelere ve trafiğe getirdiği yükten başka sıkıntılar doğuracağını da şimdiden hesaba katmamız gerekiyor. İsterseniz, önce “Özel okullar ne yapar?” sorusunun cevabını bulalım; gördükleri hizmete göre onlar hakkında elbette bir iyilik düşünürüz. Bu soruyu mesture popçu yetiştirmesiyle ünlenen bir özel okulumuzun internet sitesine sorduğumuzda

Kur'ân-ı Kerimden yöneticilere unutulmayacak dersler

Resim
U hud harbinin yenilgiyle sonuçlanması, münafıkların kazan kaynatması için elverişli bir zemin ortaya çıkarmıştı. “Madem hak olan din bizim dinimiz, üstelik Allah’ın Resulü de aramızda; nasıl oluyor da müşriklere mağlûp düşüyoruz” şeklindeki itirazlarla huzursuzluk çıkarmaya çalışıyorlardı. 203’üncü Kur’an Buluşmasında okuduğumuz Âl-i İmrân sûresinin 165-167’nci âyetleri, “O sizin kendinizdendir” buyurarak, yenilgi sebebinin Resulullah’a (komutana) itaatsizlik olduğunu hatırlattı. Bunu hatırlatırken de, bu yenilgiyle beraber Allah’ın onlara lûtfettiği bir iyiliği de hatırlattı: O güne kadar Müslümanlarla karışık bulunan ve sayılarının da küçümsenmeyecek bir seviyede bulunduğu anlaşılan münafıklar bu yenilgi vesilesiyle ortaya çıkmış, dost ve düşman belli olmuştu. Okuduğumuz âyetlerin üslûbu da bizi bazı önemli tesbitlere götürdü. Bu tesbitler, her seviyedeki yöneticilere yol gösterecek hayat prensiplerini teşkil ediyordu (yönetici derken, hadis-i şerifte belirtildiği gibi, herkesin ken