Âl-i İmrân suresinin ruhu bu âyette

Ey iman edenler! Sabredin; sabır yarışında düşmanlarınızı geride bırakın; cihad için hazırlıklı olun ve Allah’tan sakının ki kurtuluşa eresiniz.

Âl-i İmrân, 3:200

UTESAV organizasyonuyla gerçekleşmekte olan Kur’an Buluşmalarının 216. bölümünde, Âl-i İmrân sûresinin en son âyetini okuduk. Böylece, sûre üzerinde 2016 Nisan’ından bu yana devam etmekte olan çalışmalarımızı tamamlayarak Nisâ sûresine gelmiş bulunduk.

Âl-i İmrân’ın 200. âyeti, bütün sûrenin verdiği dersleri özetleyen, bu sebeple sûrenin tamamını göz önüne alarak anlaşılması gereken buyruk ve öğütler içeriyordu.

Bunlardan birincisi sabır idi. Sabrın dünyaya ve âhirete ait her türlü işte anahtar rolünü oynadığını daha önceki derslerde de muhtelif vesilelerle görmüştük.

İkinci olarak, Kur’an bize “musabere”yi emrediyordu. Bu ise, sadece sabretmek değil, sabır yarışında düşmanları geride bırakmak anlamına geliyordu. Çünkü bâtıl inanışlar peşinde olanlar da hak dine karşı mücadelelerinde sabır gösteriyorlar, güçlüklere dayanıyorlardı. Sabır konusunda onlardan geri kalmak, hak dâvânın mensuplarına hiçbir zaman yaraşmazdı.

Üçüncü olarak da, ilk defa bu âyette karşımıza çıkan “ribat” kavramıyla karşılaştık. Bu ise, genel olarak irtibatı hiçbir zaman koparmamak anlamına gelen bir kavramdı ve dilimizdeki “irtibat” kelimesi de buradan geliyordu. Umumî mânâsıyla dinin inanç ve emirlerine bağlılık anlamını ifade eden bu kavram, cihad konusunda da düşmanı devamlı gözetlemek, din ve vatan müdafaasında sınırları korumak, savaş için her an hazırlıklı bulunmak mânâlarını taşıyordu. Barış zamanında da olsa sınırlarda ve kışlalarda yapılmakta olan askerî eğitimin, yeni silâhlar geliştirme ve bunlarda beceri kazanma gibi hazırlıkların da aynen savaş meydanında cihad etmek anlamına geldiğini bu arada gördük.

Ribat konusu, hiç şüphesiz, kültür savaşlarını da kapsıyordu. Hattâ, sadece savaş zamanlarıyla sınırlı kalmaması ve ilk bakışta sezilmeyecek tuzaklar vasıtasıyla İslâm ümmetini zaafa uğratarak inkârcı toplumlara benzetme tehlikesi sebebiyle, silâhlı savaşlardan daha da tehlikeli hale gelebiliyordu. Bu da, aile, okul, medya, siyaset gibi hayatın bütün alanlarında, yerine göre hepimizin “ribat” sorumluluğu altında bulunduğumuz mânâsına geliyordu.

***

UTESAV’ın Erdemli İş Adamı projesi çerçevesinde düzenlenmekte olan Kur’an Buluşmaları, MÜSİAD’ın Çobançeşme’deki yeni genel merkezinde cereyan ediyor. Cumartesi sabahları 7:00’de kılınan sabah namazından sonra konuklara simit-peynir-çaydan meydana gelen bir kahvaltı ikram ediliyor ve 7:30-9:00 arasında da Kur’an Buluşması gerçekleşiyor.

Programda hanımlar için de yer ayrılmış bulunuyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an mealleri din eğitiminde baş köşeyi almalı

Ramazan'ımız Kur'an ayımız olsun