SON EKLENENLER
latest

25 Mart 2019 Pazartesi

"Hanımlarınızla güzellikle geçinin"

“Kadınlarla güzellikle geçinin” buyuruyor Allah Teâlâ. Ve devamında bir müjde veriyor: “Onlardan hoşlanmayacak olsanız bile, bakarsınız, sizin hoşlanmadığınız o şeyde Allah pek çok hayırlar yaratmıştır.”

Resulullah’ın (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde ve yaşayışında da bu İlâhî emrin en güzel açılımları vardı:

Sizin en hayırlınız ailesine karşı hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı sizin en hayırlınızım. (Tirmizî, Menâkıb: 63 (no. 3895); İbni Mâce, Nikâh: 50).

Mü’minlerin imanı en kâmil olanı, ahlâkı en güzel olanıdır. Sizin en hayırlınız da kadınlarına karşı ahlâken en hayırlı olanınızdır. (Tirmizî, Radâ’: 11).

Hiç kimse hanımına karşı kin beslemesin. Onun bir huyunu beğenmese bile mutlaka bir başka huyunu beğenir. (Müslim, Radâ’: 61).

Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ederim; çünkü onları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namuslarını Allah adına helâl kıldınız. (Müslim, Hac: 147; Dârimî, Menâsik: 34; Müsned, 5:72).

Kadınlar hakkında birbirinize hayır tavsiye edin. (Buharî, Nikâh: 81).

Hz. Ali (r.a.) Resulullah’a (s.a.v.) kızını istemeye geldiğinde aldığı cevap:
“Onunla iyi geçinmek şartıyla Fâtıma senindir.” (Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, 4:34).

Nisâ sûresinin 19-24. âyetlerini okuduğumuz 224. Kur’an Buluşmasında, Kur’ân-ı Kerimin, en vahşî ve zalim bir toplumu nasıl terbiye ettiğini ve onların üzerinde nasıl muhteşem bir medeniyeti inşa ettiğini bir kere daha görmüş gibi olduk.

Bu arada, günümüzün aile ve toplum problemlerine Kur’an’dan başka yerden çözüm aramanın bizi problemlerden kurtarmayacağını, bilâkis daha büyük bunalımlar içine sürükleyeceğini de bir kere daha teyid ettik.

UTESAV organizasyonuyla MÜSİAD’ın Çobançeşme’deki genel merkezinde cereyan eden 224. Kur’an Buluşmasının tam video kaydı:

Kur’an Buluşmaları, Cumartesi sabahları 7:00’de simit-peynir-çaydan meydana gelen bir kahvaltı ikramını takiben 7:30’da başlıyor ve 9:00’a kadar devam ediyor.

Programda hanımlar için de yer ayrılmış bulunuyor.

24 Mart 2019 Pazar

Hulûsi Yahyagil'in "huzur" dersleri

Risale-i Nur Müellifi Bediüzzaman Said Nursî tarafından “Nur’un Birinci Talebesi” ünvanıyla anılan Hulûsi Yahyagil, Üstad’ın sağlığında olduğu gibi, vefatından sonra da bütün hayatı boyunca Risale-i Nur hizmetinde bir istikamet sembolü olmuştu. Hattâ, Bediüzzaman, öz kardeşi Abdülmecid Ünlükul ile bir ihtilâfında Hulûsi Yahyagil’i haklı bulmuş ve “Ne Abdülmecid, ne de başkası benim Hulûsi’me yetişemez” diyerek onun bu hizmetteki müstesna mevkiine işaret etmişti.

Siyasî mücadelelerin ve kutuplaşmaların son derece yoğun bir şekilde yaşandığı en gerilimli günlerde bile, Hulûsi Yahyagil’in derslerinin, çöl ortasında bir vaha gibi insanlara nasıl huzur dağıttığını, onun derslerine devam eden kimseler anlatmakla bitiremiyorlar. Aşağıdaki satırlar, 1960 yılından itibaren Hulûsi Yahyagil’in Risale-i Nur derslerine iştirak eden Veli Sarıkamış’ın hatıralarından:

Hulûsi Ağabey genellikle öğle namazından bir saat önce çarşıya çıkar; terzi, eczacı, berber gibi esnafı ziyaret ederdi. Geçtiği her yerde halk ona teveccüh eder, hürmet gösterirdi. Ben bu halini, İslâmı lisan-ı haliyle topluma tebliğ ettiğine yorardım.

Meselâ eczacı Hacı Tevfik vardı. Bu adam CHP il başkanıydı. Hulûsi Ağabeyi çok sever, sayardı. Hulûsi Ağabey ona da uğrar, onun evinde ve bahçesinde Risale-i Nur dersleri yapardı.

Meselâ bir ilköğretim müdürü İzzet Bey vardı. Daima fötr şapkalı ve papyon kravatlı gezerdi. Onun da Hulûsi Ağabeye büyük saygısı vardı. Onun evinde de dersler yapılırdı.

Yine Köy Enstitüsü mezunu Mahmut Solmaz ve Bekir Bey vardı. Bekir Bey Samsunluydu. Hulûsi Ağabeyden dolayı tayinini Elazığ’a aldırmıştı.

Demokrat Parti İl Başkanı da, CKMP’liler de, hepsi Hulûsi Ağabeyin dersine gelirdi. Hele bir Hacı Bakır vardı, bu zat çok koyu Demokrat’tı. Üstadın milis kuvvetleri arasında da bulunmuştu. Halk Partili Hacı Tevfik ile Bakır Hoca derste kucaklaşırlardı.

Bakır Hoca birgün heyecana gelip Menderes ve Celâl Bayar’ı methetmiş, İnönü’ye de lâf çakmıştı. Hemen Hulûsi Ağabey “Hocanın ağzına somun tıkın, hoca acıkmış galiba” diye lâtife ederek kendisini susturdu.

Diğer taraftan, Muhtar Şerif Bey Adalet Partisi militanıydı. O da derslere gelirdi. Meclis başkanları, il genel meclisi üyeleri, o gün hepsi derse gelirdi. Yediden yetmişe bütün insanlar derste kaynaştıkları için, Elazığ’da sokakta parti kavgası ve aşırılıklara rastlanmazdı. Farklı politikacılar onun dairesinde kardeşçe bulunurdu. Hoşgörü, barış gibi kavramları en mükemmel şekliyle topluma Hulûsi Ağabey yansıtmış ve benimsetmişti.

Özetle, Hulûsi Ağabeyin bulunduğu yerde tefrikanın izine rastlanmazdı. Tıpkı Yunus’un “Yetmiş iki millete bir öz ile bakmayan / Şer’in evliyası da olsa hakikatte âsidir” dediği gibi, iman dersinde kimseyi tefrik etmez, bu yüzden dershanelere siyasetin girmemesi için de büyük gayreti gösterirdi. Esprileri, hikâyeleri ve şiirleriyle dersi canlı tutardı. Hülâsa, her partiden, yaşlısı, genci, tarikatçisi, âlimi, herkes dersine gelirdi.

Nur’un Birinci Talebesi: Hulûsi Yahyagil, Nesil Yayınları, s. 382-383