Kayıtlar

Mart 31, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Siyasetle imtihanımız: 1

Resim
ÜMİT ŞİMŞEK B ugüne kadar düzinelercesini sağ salim atlattığımız bir mahallî seçim, bu defa basiretten yoksun, ihtirastan zengin politika ve kampanyalar sayesinde bir “beka meselesi” halini aldı ve aynı memleketin insanlarını birbirine karşı diş biler hale getirdi. Bu duruma kim bizi nasıl getirdi, biz nasıl geldik, buradan nasıl çıkarız? Bunlar, uzun uzadıya üzerinde durulacak sorular; ancak bu konuda bir muhasebeye girişilecekse, önce işe kendimizden başlamak doğru olacağından, büyük soruların cevabını yakın bir geleceğe tehir ederek, konuya dinî cemaatler kapısından girelim diyoruz. Bu, aynı zamanda manzaranın en net göründüğü bir alandır; çünkü belediye seçimlerinin bir kısmında sonuçlar henüz tartışma aşamasında olsa da, cemaatlerimiz bu seçimden hiç tartışma kabul etmeyecek bir açıklıkla mağlûp olarak çıkmışlardır. Bu hezimet, cemaatlerimizin tuttuğu tarafın kazanıp kazanmamasıyla ilgili bir durum değildir, taraf tutmuş olmalarıyla ilgilidir.

Hürriyet ve medeniyeti Kur'an'dan böyle öğrendik

Resim
K ur’an Buluşmalarının 225. bölümünde, evlilikle ilgili ahkâm âyetlerine kaldığımız yerden devam ederken, mü’minlerin ruhlarına İslâm medeniyetinin en önemli esaslarının nasıl yerleştirildiğini bir kere daha görmüş olduk. Sûrenin 25. ve devamındaki âyetlerde, cariyelerle evlenmeye dair hükümler açıklanırken, aynı zamanda, İslâmın temel ilkeleri de, insanların artık bir hayat tarzı olarak, âdetâ nefes alıp verircesine bir doğallık içinde benimseyeceği altın öğütler halinde ders veriliyordu. Bu arada, hürriyetin de bugün anlaşılan mânâda sınırsız bir serbestlik değil, nefsin esaretinden kurtularak insana yaraşır bir hürriyet anlamına geldiğini görmüş olduk. Konuyla ilgili ayrıntılarına Buluşmanın video kaydında erişebileceğiniz bu öğütlerin birkaç tanesi şöyle idi: Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık; sonra da birbirinizi tanıyasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, en ziyade takvâ  sahibi olanınızdır. Allah ise herşeyi bil

Mirac mucizesi ve Üç Mescid hadisi'ne yönelik tenkitler

PROF. DR. İSMAİL LÜTFİ ÇAKAN Giriş Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen bir söyleşide [1] bana yöneltilen sorular arasında ikisi vardı ki ilk bakışta biribiriyle ilgisiz gibi görünüyordu. Fakat yakından bakıldığında bu iki soruda mevzu-ı bahs olan iki olayda -bilinçli veya bilinçsiz- ortak bir amacın bulunduğu ya da gizlendiği anlaşılıyordu. Bu sebeple meseleyi “ bir amaç – iki iddia ” diye başlıklandırmak mümkündü. Bu ortak amacı ortaya çıkarmak için önce sorulara ayrı ayrı cevap vermek sonra ortak noktayı açıklamak uygun olacaktır. İlk soru : Mi’rac ile ilgili hadisleri doğru anlamak konusunda neler söylemek istersiniz? İsra ve Mi’rac ile ilgili hadis-i şerifler hakkında içerik açısından söz söyleyebilmek için önce İsra ve Mi’rac olayı bir mucize midir, değil midir ? Buna karar vermek gerekir. Son zamanlara kadar kimsenin “İsra ve mirac mucize değildir” görüşünde olduğu kaydedilmemiştir. Şimdilerde bir-iki çatlak ses çıkmaktadır. İsra ve Mi’rac olayı, mucizedeki olağanüstülük özü an