Kayıtlar

Mayıs 26, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Siyasetten taharet, Ramazan'a niyet

Resim
2018 genel seçimlerinin tarihi, bütün bir Ramazan ayını seçim kampanyalarıyla geçirecek şekilde düzenlenmişti. Böylece, milletimiz, Ramazan’ın uhrevî havasını teneffüs etmeye fırsat bulamadan, bu mübarek ayı siyasetin zulümlü ve zulmetli kavgaları içinde geçirdi. Ne yazık ki o günler geride kalmadı. Siyasî ihtiraslar, bu seneki Ramazan’ımızı da heba etmenin bir yolunu buldu. Oysa genel seçimler üzerine bir seçimi daha yeni yaşamış, bütün bir kampanya boyunca birbirimize sövüp saymıştık. Ama bu kadarına da doymayan siyasetçilerimiz, bu seneki Ramazan ayımızı da yeni ve daha hırslı bir seçim kampanyasına feda ettiler. Bütün bir ömrün sevabını bir defada insana kazandıracak bir fazilete sahip olan bu ayda Kur’an ile, Hadis ile, zikirle, fikirle, şükürle meşgul olması gereken kalpler, zihinler ve diller, siyasî gevezeliklerin birinden çıkıp diğerine dalacak, gecelerini ve gündüzlerini birbirlerine lâf giydirmek için telef edecek. Bu tuzağa düşmemenin bir yolu var; o da, kenarından köşesind

Uçan Üniversite Uygurcada

Resim
U çan Üniversite ’nin Uygurca tercümesi, Uygur Araştırma Enstitüsü yayınları arasında çıktı. Ümit Şimşek tarafından kaleme alınan ve Polonyalıların efsanevî bağımsızlık mücadelesini anlatan Uçan Üniversite’yi Uygurcaya Abdülaziz Akhun tercüme etti. Eseri yayınlayan Uygur Araştırma Enstitüsü Ankara’da faaliyet gösteriyor ve Doğu Türkistan Türklerinin maruz kaldığı sistematik imha faaliyetlerini dünyaya duyurmaya çalışıyor. Enstitü, www.uysi.org adresinde yayın yapan internet sitesiyle Uygurca ve İngilizce olarak faaliyetlerini duyuruyor. Uçan Üniversite ’nin önsözünde Polonyalıların işgalci ülkelere karşı verdiği mücadelenin sonucu şöyle özetleniyor: Polonya, önce üç komşusu tarafından peş peşe defalarca parçalandı ve paylaşıldı. Arkadan, iki Dünya savaşının ikisini de bütün şiddetiyle yaşadı. Nazi işgalinden sonra Sovyetler geldi. Sonunda, ne Prusya kaldı ortalıkta, ne Naziler, ne de Sovyetler. Polonyalılar ise, kendilerini tarih sahnesinden bütünüyle silmeye azmetmiş düşmanlarını peş

Bir mübarek mevsim nasıl heba edilir?

İlk yayın tarihi 25 Nisan 2018 İkinci yayın tarihi 22 Mayıs 2018 D ünyanın bir numaralı ömür öğütücüsü siyaset, Üç Ayların en feyizli iki ayını bütünüyle işgal ve heder etmek üzere toplumumuzu esir almış bulunuyor. Artık gündemimizde “Bir daha asla geri dönmeyecek olan bu faziletli günleri nasıl ebedî bir kazanca çevirebilirim?” sorusu yer almıyor. Şimdi en kıymetli dakikalarımız, derken saatlerimiz, derken günlerimiz ve haftalarımız, sosyal medyanın pisliklerini eşelemek ve birbirimize lâf yetiştirip kibir yarıştırmakla geçiyor. Bütün ins ve cin şeytanları bir araya gelse, milyonlarca insanın himmetini böyle kudsî bir mevsimde dünyanın en seviyesiz tartışmalarıyla hebâ etmek ve böyle bir muhabbet zamanında milleti birbirine düşürmek için bundan daha tesirli bir yol bulabilirler miydi? Eğer “Memleketin mukadderatını ilgilendiren bu kadar önemli bir meseleden habersiz mi kalalım?” denecekse: Bu meselelerde hemen herkes ne yapacağını zaten biliyordur. Oy verme günü geldiğinde gider, meml

İnsanın borcu

Resim
ÜMİT ŞİMŞEK B ir meyve uzanır dalların birinden bütün cazibesiyle. İnsan uzanır ve alır. O kadar kolaydır ona erişmek. Oysa dünya ve içindekiler, o meyvenin benzerini yaratmaktan âcizdir. İnsan onu alır, âfiyetle yer. Kimin gönderdiğini bilir. Onun adıyla alır, şükrünü Ona sunar. Ve bir şükürle borcunu öder. H er an insan nefes alıp verir yeryüzünde. Her nefeste vücuduna ordular doluşur. 150 bin kilometrelik bir damar ağıyla vücudunun en ücra köşelerine ulaşır bir nefesle gelenler. O bir nefesi bağışlamaya kimsenin gücü yetmez, onu verenden başka. Bir nefeste neler olup bittiğini insan bilmez. Yalnız, nefesi ona kimin verdiğini bilir. Ve yine onun verdiği nefesle Onu şükürler sunar. Ve bir şükürle borcunu öder. *** İ nsan, kendisi için hazırlanmış bir dünyaya gözünü açar ve orada yaşar. Tabanına halılar serilmiş, tavanına kandiller asılmıştır evinin. Nereye baksa bir güzellik görür, bir lütufla karşılaşır. Kuşlar onunla konuşur. Dereler onun kulaklarına tatlı nağmeler taşır. Çiçekler g

Kadir Gecesini bulduğumuz nasıl anlaşılır?

Resim
R amazan ayı Kur’ân’ın inişi ile on bir ayın sultanı olmuş, Kadir Gecesi Kur’ân’ın inişi ile 80 senelik bir değer kazanmıştı. İnsana değer kazandıran şey de Kur’ân’dan başkası değildi. Rahmân, kendisine muhatap almak için insanı yaratmış, ona okumayı, yazmayı, konuşmayı, dinleyip anlamayı öğretmişti. O halde, mahlûkatın en üstünü, gecelerin en üstününe kavuştuğu zaman bu büyük fırsatı nasıl değerlendirmeliydi? UTESAV tarafından düzenlenen Kur’an Buluşmalarının İTO ev sahipliğinde gerçekleşen 231’inci bölümünde bu sorunun cevabını aradık. Bu, aynı zamanda, “Kur’ân’ı nasıl okuyalım?” sorusuna cevap aramak anlamına geliyordu. Sahabenin önde gelen isimlerinden bazılarının öğütleri bize şöyle yol gösteriyordu: İbni Mes’ud (r.a.): Eğer kalp gözünün açık olmasını istiyorsan, Allah’ın “Ey iman edenler” hitabını işittiğinde kulağını dört aç. Çünkü o ya bir hayrı emreder veya bir şerri nehyeder. Ömer (r.a.): Allah’ın kitabını öğrenince onunla tanışmış olursunuz. Onunla amel edince de onun ehlind