Kayıtlar

Kasım 10, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Zalim kanunların mağdurlarına bir teselli olsun

Resim
*** Bir sade vatandaşımız, ülkenin ve dünyanın içinde bulunduğu durumlar karşısında çözümler üreterek bunları “iktidar vaadleri” olarak bir yerlere not ediyor. Kimseye “Şöyle şöyle yapın” demiyor; dese de kimsenin kulak asmayacağını herkes gibi o da biliyor. Sadece, “Üzerimde vebal kalmasın” kabilinden, “Ben iktidara gelince şunu şunu yapacağım” diyerek insanlığa karşı bir vaadde bulunmuş oluyor. Bize de bu vaadleri duyurmak kalıyor. Bismillâh deyip başlıyoruz. Sade vatandaşımız diyor ki: 28  Şubat döneminde haksız şekilde hüküm giyen onca insan hapishanelerde çürüyor. Bu yetmiyormuş gibi, Allah’ın evliliğe ehil kabul ettiği, Resulünün de teşvik ettiği yaşta evlenen binlerce insan, Batı’nın şeytanlarına uyan bir kısım politikacıların koyduğu zalim kanunlar sebebiyle yıllardır hapis yatıyorlar ve hergün bu mağdurlara yenileri ekleniyor.Ülkenin yönetiminde bulunanlar ise bu feryatlara tamamen kulak tıkamış durumda. Sade vatandaş olarak bunları hizaya çekecek imkânım yok. Ama iktidara gel

Darwin taarruzu

ÜMİT ŞİMŞEK “Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır.” Fetih Sûresi, 4 P ALMERSTON, Avustralya’nın kuzeyindeki bir koyda yer alan bir liman şehriydi. İngilizler bu şehre kendi verdikleri ismi 1911 yılında değiştirdiler ve kendi kültürlerinin övünç kaynağı olan meş’um bir isim verdiler: Darwin. Fakat Ezelî Sanatkârın bin bir isminin nakış nakış dokun­duğu bir cennet köşesine bu isim yakışmadığı gibi, uğurlu da gelmedi. Bir müddet sonra Japon ordularının ağır bombardı­manı altında kent yerle bir oldu. İkinci Dünya Savaşından sonra İngilizler Darwin şehrini yeni baştan inşa etmek zorunda kaldılar. Bu iş uzun yıllara ve yoğun emeklere mal oldu. Bu arada, yeni kurulan şehre yeni ve modern bir hükümet konağı yapılıyordu. Derken, 1954 yılında bir gün, henüz faaliyete geçmemiş olan bina, âni bir gece baskınına uğradı. Bu defa taarruz ha­vadan değil, kimsenin aklından geçmeyen bir yönden gel­mişti: Son derece etkili kimyasal silâhlarla donatılmış bir ordu, binanın temelinden saldırıya geçerek be

İmanları kemiren büyük tehlike: astroloji

Resim
Kur’an Buluşmalarının 9 Kasım 2019 tarihli bölümünde üç önemli konuya yakından bakma fırsatını bulduk. Bunlardan birincisi ölüm gerçeği idi. Kur’ân-ı Kerim, “Nerede olsanız ölüm gelip sizi bulacak” diyerek bizi hayatın en önemli gerçeği ile yüz yüze getiriyordu. Bununla beraber konuyu Kur’ân’ın bütünlüğü içinde ele aldığımız zaman, bu haberin kâfirler için ciddî bir tehdit, mü’minler için ise bilâkis apaçık bir müjde ifade ettiğini gördük. Çünkü ölümden sonrası bu dünyada ekilenlerin biçilme mevsimini ifade ediyordu ve bunun mü’minler için anlamı, Rabbine kavuşmak ve bu dünya hayatında işlediği hayırların ebedî mükâfatını almak demekti. İkinci önemli konumuz, günümüzün son derece vahîm bir yarasını teşkil eden “burçlar” konusu idi. Bugün hemen hemen her yerde “burç yorumları” gibi başlıklar altında karşımıza çıkan iddialardan bazı örnekleri incelediğimizde, bunların İslâmın tevhid esasına meydan okumak ve Allah’a açıkça ortak koşmak anlamına geldiğini gördük. Bu tesbitler de bizi, iman