İtaat maruftadır

   

Resulullahın tayin ettiği komutana itaat ile emrolunmuşlardı. Ancak onlar itaat etmediler. Resulullah da onların bu tavrını isabetli buldu.

 

Resulullah’ın (s.a.v.) komutan tayin ettiği ve “İtaat edin” diye de ayrıca tenbih buyurduğu bir Sahabîye, emrindeki diğer Sahabîler bir konuda itaat etmediler.

Halbuki onu Resulullah bizzat tayin etmişti.

Ayrıca “Ona itaat edin” diye de emretmişti.

Buna rağmen Sahabîler ona itaat etmediler.

“Resulullah tayin ettiğine göre bir bildiği vardır” diye düşünmediler. Böyle birşey akıllarına bile gelmedi.

Çünkü Resulullah, kendisinin de gaybı bilemeyeceğini onlara iyice belletmiş, hattâ “Aramızda yarın ne olacağını bilen bir peygamber var” meâlinde şiir düzenleri bundan kesin şekilde men’ etmişti. Bu durumda, onun tayin ettiği bir kimsenin bu görevi sırasındaki her hükmünün hak, her emrinin meşru olacağına dair bir garanti söz konusu olamazdı.

Olay Resulullaha intikal ettiğinde, Sahabîlerin itaatsizliklerini tasvip etmekle kalmadı, itaat etmeleri halinde çok elîm bir âkıbete uğrayacaklarını da onlara haber verdi.

Böylece, kıyamete kadar bütün ümmetinin kulağına küpe olacak bir dersi bu hadise vasıtasıyla ümmetine öğretmiş oldu. (“Ümmetinin fertleri bunu ne kadar öğrendi?” sorusunun cevabı ise ayrı bir konu teşkil ediyor.)

Buharî ve Müslim’in her ikisinin de ittifakla naklettikleri bu hadiseyi, kaynağından okuyoruz:

Resulullah (s.a.v.) sefere bir müfreze göndermiş, Ensardan birisini de komutan tayin etmiş ve “Ona itaat edin” buyurmuştu.

Komutan askerlere bir sebepten dolayı kızdı ve “Resulullah bana itaat etmenizi emretmedi mi?” diye sordu.

“Evet, emretti” dediler.

“Öyleyse size odun toplayıp yaktıktan sonra ateşe girmenizi emrediyorum”dedi.

Odun toplayıp tutuşturdular. Ateşe girmeye niyetlendikleri sırada içlerinden bazıları birbirine bakarak “Biz ateşten kaçtığımız için Resulullaha tâbi olduk; ateşe niye girelim?” dediler.

Onlar böylece tartışırken ateş kendiliğinden söndü, komutanın öfkesi de dinmiş bulundu.

Bu hadise Resulullaha naklediğinde buyurdu ki:

“Eğer o ateşe girmiş olsaydılar ebediyen ondan çıkamazlardı. İtaat ancak maruftadır.”

Buharî, Ahkâm: 4; Müslim, İmâre: 39

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü

Kur'an mealleri din eğitiminde baş köşeyi almalı