90’lı yıllarda televizyon ekranlarından yaptığı tefsir dersleriyle milyonların gönlünde taht kuran merhum Orhan Karmış hocanın Felâk sûresinin bir âyetine yaptığı yorum, günümüzde yaşanmakta olan Korona salgını ile bire bir örtüşüyor.
Prof. Dr. Orhan Karmış (1937-2001), tefsir derslerinin aşağıda ses kaydını bulacağınız bölümünde, bazı ilim adamlarının “ğâsık” kelimesine “pandemi” anlamını verdiklerini kaydederek şunları söylüyor:
***
Felak sûresiyle ilgili olarak İbni Hibbân’ın Sahih’inde geçen bir hadis-i şerif ise bu konuyu daha da ilgi çekici kılıyor. Bu hadis-i şerifte, Resulullahın (s.a.v.) bir Sahâbîsine bu sûreyi her namazda okumasını tavsiye ettiği naklediliyor. Ukbe b. Âmir (r.a.) anlatıyor:
“Resulullah (s.a.v.) bineğine binmiş giderken arkasından yetiştim, elimi ayağına koyup ‘Ya Resulallah, bana ya Hûd veya Yusuf sûresinden birşeyler okut’ dedim.
Resulullah “Ya Ukbe bin Âmir,’ buyurdu. ‘Allah katında Felâk sûresinden daha sevimli ve daha beliğ bir sûre bulamazsın. Elinden geliyorsa hiçbir namazda onu eksik etme.’” (Sahîhu İbni Hibbân, no.1839).
İşte Orhan Karmış hocanın özlediğimiz sesinden o ders:
İnsanların Kur’ân’ı anlamaktan uzaklaşmaları, daha ilk nesillerden itibaren endişe konusu olmuştu. “ Kur’ân anlaşılmak için indirildi. Fakat biz Müslümanlar Kur’ân’ın kıraatini ibadet haline getirdik” diyordu ilk nesil sûfîlerinin önde gelenlerinden Fudayl b. İyaz. Oysa İslâmın ilk nesillerinde dinini öğrenme yöntemi daima Kur’ân ile başlamak, onu anlayıp hayatına yansıtmaya çalışmak şeklinde olmuştu.
Dört Halife devrinin en önemli özelliği: İtaat marufta idi. Hüküm kaynakları herkese açıktı; herkes birbirini denetleyebiliyordu. Halife, ümmetin her birinin karşısında doğrudan sorumlu idi. *** Resulullah şûrâ'nın bağlayıcı olduğunu bildirmişti. Hz. Ömer de "Şûrâsız hilâfet olmaz" diyordu. *** İslâmda söz ve ifade hürriyeti değil, mecburiyeti var. *** Hz. Ali Halife iken kendisini öldürmek isteyen çeteyi serbest bıraktırmış, hakaret edenlere ceza uygulamamıştı. *** Raşid Halifeler döneminde Halife de dahil hiç kimsenin dokunulmazlığı yoktu. Halka haksız muamele yapan devlet memuruna kısas uygulanıyordu.
Kur’ân ayı Ramazan, Kur’ân-ı Kerim ile ilişkilerimizi geliştirmemiz için verimli bir mevsim teşkil ediyor. Biz de bu fırsatı değerlendirebilmek için, Kur’ân çalışmalarımızda izleyebileceğimiz yöntemler üzerinde duruyoruz. Bir Ayet Bir Hadis programının 32. bölümünde, Kur’ân-ı Kerim meali üzerindeki çalışmalarımızda iki noktayı vurguladık:
Yorumlar
Yorum Gönder