Kibir ve istibdadı kökünden biçen âyetler



Kur’an Buluşmaları yeni sezona Nisâ sûresinin 172-173. âyetleriyle girdi.

Bu âyetleri okurken incelediğimiz ana konulardan birisi “Allah katında yakınlık sahibi olan mukarrebler,” diğeri ise “Allah’a kul olmak konusunda bütün mahlûkatı kuşatan ve hiçbir kimseyi hariç bırakmayan mutlak eşitlik” idi.

Bu konulardan birincisi, bizi “Allah’a yaklaşmak ve mukarrebler arasında yer almak için biz ne yapabiliriz?” sorusuna getirdi. Bu sorunun cevabını araştırırken, etkili bir şekilde meal okumanın önemli bir tekniğini uygulamaya çalıştık.

Diğer sorunun bizi getirdiği yer ise, yaratılmış olanlar arasında kibir denen kötü hasletin asla yer almaması gerektiği, dolayısıyla hayatın hangi alanında olursa olsun “istibdad” denilen kötülüğe hiçbir mazeretin düşünülemeyeceği konusu idi.

Konuyla ilgili olarak âyetler ve hadisler arasındaki dolaşmalarımızda başlıca şu tesbitleri yaptık:

  • İsa aleyhisselâm (âyette geçtiği gibi) mukarreblerden idi.
  • Melekler de Allah katında derece derecedirler.
  • Mukarrebler Allah katında çok yüksek bir değer sahibidirler.
  • Bu yüksek dereceleriyle beraber, mukarrebler de ancak birer kuldurlar / kul olarak Allah’a yakınlık sahibidirler; yoksa rububiyet ile ubudiyet arasında bir mertebe söz konusu değildir.
  • Onlar bu kulluktan asla yüksünmez, bununla şeref duyarlar.
  • Zaten onları Allah’a yaklaştıran da kulluklarıdır.
  • Varlıkların en yüceleri dahi Allah’a kul ise: (1) Allah’tan başka herşey Allah’ın kuludur, (2) Mukarrebler ise kulluğunun icabını en güzel şekilde yerine getiren kimselerdir.
  • Allah’a kul olmak, kullukta herkesle eşit olmak anlamına geldiği gibi, Allah’tan başka hiç kimseye kul olmamak anlamına da gelir.
  • Allah’a kul olmanın gereği, aynı zamanda, hiç kimseye karşı üstünlük taslamamak / üstünlük taslayan hiç kimseye de boyun eğmemek demektir.
  • Bu ise her seviyede istibdadı kökünden kesen bir anlayıştır.
  • Diğer yandan, herhangi bir yerde ve herhangi bir seviyede bir istibdad eseri göründüğü zaman, bunun da kulluğa yaraşmayan ve kaynağını İslâmdan daha başka yerlerden alan bir uygulama olduğunu bilmeliyiz.
  • Müslümana yaraşan şey burada iki yönlü olarak ortaya çıkar: büyüklük taslamamak / büyüklük taslayana da boyun eğmemek.

UTESAV tarafından düzenlenen ve daha önce MÜSİAD Genel Merkezinde gerçekleşen Kur’an Buluşmaları, virüs salgını sebebiyle şimdilik sadece https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden her hafta Cumartesi günleri 19:00-19:30 arasında yayınlanıyor.

278’inci Kur’an Buluşmasının kesintisiz video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an mealleri din eğitiminde baş köşeyi almalı

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü