Allah'ın bir cezası: kin ve düşmanlıklar


*

Mâide sûresinin 14. âyetini okuduğumuz 288. Kur’an Buluşmasının özeti ve tam video kaydı


Hıristiyanlar Allah’a verdikleri sözde durmadılar ve kendilerine indirilmiş olan kitabı terk ettiler; bu yüzden Allah onları kıyamete kadar yakalarını bırakmayacak kin ve düşmanlıklarla yaşamaya mahkûm etti.

UTESAV organizasyonuyla düzenlenmekte olan Kur’an Buluşmalarının 288. bölümünde okuduğumuz Mâide sûresinin 14. âyeti bize bunu haber veriyor.

İnsanlık tarihi ise, Kur’ân’ın bu hükmünü doğruluyor ve sürekli çatışma ve düşmanlıkların Hıristiyan dünyası için kaderin bir hükmü haline geldiğini gösteriyor.

Ancak Kur’ân’ın mesajı bu kadarla kalmıyor. Bu âkıbeti bir İlâhî kanun olarak bize gösteriyor ve her kim olursa olsun, Allah ile ahdini bozan toplulukları da aynı âkıbetin beklediğini bize gösteriyor.

Kur’an Buluşmasında okuduğumuz âyet-i kerimenin meâli şöyle idi:

“Biz Nasrânîyiz” diyenlerden de ahid almıştık; onlar da kendilerine verilen öğütten nasiplerini unuttular. Biz de onların aralarına kıyamet gününe kadar sürecek bir kin ve düşmanlık saldık. Neler işleyip durduklarını Allah onlara bildirecektir.

Bu âyet-i kerimenin ışığında yaptığımız tesbitlerin başlıcaları ise özetle şu şekilde idi:

  • Kin ve düşmanlık hissi benliklerine yapışmış, devamlı surette çekişme ve çatışmaya sürüklemiş, mücadeleyi bir hayat tarzı haline getirmiştir.
  • Kur’ân’ın hükümleri daima sulh ve ıslah yönündedir.
  • Batı ise kuvvetleri çatıştırarak çözümü sağlar: işverenin karşısında işçiyi örgütler / siyasî partileri birbirine karşı çıkararak dengeyi sağlar / kadını güçlendirerek erkeğin karşısına çıkarır . . .
  • Şefkatle, muhabbetle, karşılıklı anlayışla insanları birbirine yaklaştırmaya çalışan cereyanların sesi bile neredeyse işitilmez olur.
  • Kur’ân zayıf olanı yardıma ve şefkate lâyık bir kardeş olarak gösterir. Batı medeniyeti ise zayıfın olduğu yerde istismar edilmeye elverişli bir kurban görür; ona yardım edeceği zaman da güçlendirir ve çatıştırarak hakkını almaya sevk eder.
  • Kur’ân barışa, affa, ıslaha teşvik eder, ihtilâfları barış yoluyla çözmeye öncelik tanır ve bunu teşvik eder. Batı medeniyetinin ise böyle bir önceliği yoktur; ihtilâf çözmedeki yöntemi çatışmadır, güçlü olan kazanır.
  • Sonuç: Allah’ın kitabından / ahdinden uzaklaşıldığında, onun boşluğunu kin ve düşmanlık doldurur ve insanların benliğine zamkla yapıştırılmış gibi yapışır. Bu sünnetullahtır, Allah’ın kanunlarından bir kanundur.
  • Okuduğumuz âyetlerde Hıristiyan ve Yahudiler hakkında anlatılanlar, aynı gerekçe ile bizim hakkımızda da aynen geçerli olabilir!
  • Yüzümüzün Batıya fazlaca döndüğü, Batı kaynaklı çözümlerin rağbet gördüğü, bu yönelişlerin sonucu olarak da toplumun gittikçe artan huzursuzluk ve çekişmeler içine düştüğü/düşürüldüğü zamanlarda bu hususları sık sık hatırlamak, Kur’ân’ın mesajını kavramak, Kur’ân medeniyetinin esaslarını sapasağlam bir şekilde tesbit eden âyetler üzerinde uzun uzadıya çalışmak gerekir.

14 Kasım 2020 Cumartesi sabahı yayınlanan 288. Kur’an Buluşmasının kesintisiz video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

Erdemli Hayat projesi kapsamında gerçekleştirilen ve daha önce MÜSİAD Genel Merkezinde yapılmakta olan Kur’an Buluşmaları, salgın sebebiyle bir müddettir https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden Cumartesi sabahları 7:30-8:30 arasında canlı olarak yayınlanıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an mealleri din eğitiminde baş köşeyi almalı

Ramazan'ımız Kur'an ayımız olsun