SON EKLENENLER
latest

4 Nisan 2020 Cumartesi

En çetin imtihanımız: adalet

Mü’minlere adaleti ne pahasına olursa olsun ayakta tutma görevini yükleyen âyet-i kerime, 263. Kur’an Buluşmasının gündemindeydi.

UTESAV organizasyonuyla 4 Nisan 2020 Cumartesi sabahı internet üzerinden gerçekleşen dersimizde Nisâ sûresinin şu mealdeki âyetini okuduk:

Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutan ve Allah için şahitlik eden kimseler olun — isterse kendi aleyhinize veya anne baba yahut yakınlarınızın aleyhine olsun. Onlar zengin de olsa, fakir de olsa, Allah onlara sizden daha yakındır. Onun için heveslerinize uyarak adaletten ayrılmayın. Eğer sözü eğip büker veya şahitlikten kaçınırsanız, hiç şüphe yok ki Allah sizin yaptıklarınızdan haberdardır.

Konunun ciddiyetini ortaya koyan hususlardan biri de, adalet hususunda bir derecelendirmenin söz konusu olmamasıydı. Meselâ belli bir konuda takvâya daha yakın veya uzak davranıştan söz edebiliyorduk, ama adalet konusunda durum böyle değildi. Adaletten en küçük bir fedakârlık yaptığınız anda o davranış “daha az adaletli” bir davranış olmuyor, doğrudan doğruya zulüm anlamını kazanıyordu.

Bunun üzerine, Resulullahın (s.a.v.) şu hadis-i şerifte verdiği haber de eklenince, adalet konusunda karşı karşıya bulunduğumuz durumun ciddiyeti daha da berraklaşıverdi:

İslâmın kulpları birer birer sökülecek. Bir kulp sökülünce insanlar ondan sonrakiyle uğraşacaklar. İlk sökülen kulp hüküm (adalet), son sökülen de namaz olacak. (Müsned, 5:251; Müstedrek (Hakim), no. 7104; Sahih (İbni Hibban), no. 6715).

Bu arada, adaleti yerine getirenler ile getirmeyenlerin kıyamet günündeki âkıbetlerini tasvir eden şu iki hadis-i şerifi de okuduk:

Hükümlerinde ve ailelerine ve yönettiklerine karşı davranışlarında adaletli olanlar, kıyamet gününde Rahmân’ın yanında nurdan minberlerde ağırlanacaklar. (Nesâî, Âdâbü’l-Kudât: 1; bkz. Müslim, İmâre: 18).

On kişi veya daha fazlasına yönetici olarak görevlendirilip de aralarında adaleti gözetmeyen kimse kıyamet gününde zincir ve bukağılara vurulmuş halde getirilir. (Müstedrek (Hakim), no. 7092).

Âyet-i kerimenin sonunda Allah Teâlânın “Habîr” isminin hatırlatılması ise bize şu tesbitleri yaptırdı:

Adaleti ayakta tutmak ve şehadeti dosdoğru bir şekilde yerine getirmek için harcadığınız gayretten, katlandığınız sıkıntıdan, ilh. Allah haberdardır.

Başka konularda olduğu gibi adalet ve şehadet konularında da göstereceğiniz ihmalden veya yaptığınız kötü işlerden de Allah haberdardır.

Şahitlikte veya adaleti yerine getirmekte bazı şeyleri insanlardan gizlemeniz mümkün olsa da Allah’tan saklamanızın hiçbir surette imkânı yoktur.

Onun her an herşeyden bütün incelikleriyle haberdar olduğunu ve yaptığınız iyi veya kötü herşeyin karşılığını Onun katında bulacağınızı hiçbir zaman hatırınızdan çıkarmayın.

Kur’an Buluşmalarının 263. bölümüne ait kesintisiz video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

UTESAV’ın Erdemli Hayat projesi kapsamında düzenlenmekte olan ve daha önce MÜSİAD Genel Merkezinde gerçekleşen Kur’an Buluşmaları, virüs salgını sebebiyle şimdilik sadece https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden Cumartesi sabahları 7:30-9:00 arasında yayınlanıyor.

***

Image by TPHeinz from Pixabay

31 Mart 2020 Salı

Risale-i Nur'da Kur'ânî tefekkür yöntemleri

Kur’ân’ın en önemli emirlerinden birisini “tefekkür” teşkilediyor. Ve bu emir, tıpkı namaz, oruç veya zekât gibi, farz bir vazife olarakhepimizi bağlıyor. Risale-i Nur ise, Müslümanların nice zamandır ihmalettikleri bu farz vazifeyi tekrar canlandıran bir eğitim programını bizesunuyor.

İİKV organizasyonuyla gerçekleşmekte olan TefekkürDerslerinin son bölümünde, Risale-i Nur’un Kur’ân-ı Kerim ışığında bize sunduğutefekkür yöntemlerine bir nebze olsun göz atmaya çalıştık. Sunumlu olarak yayınlananbu dersin ana başlıkları:

Kur’ân’da tefekkür emirleri: Bizi, Allah’ınkâinattaki âyetleri üzerinde tefekkür etmeye çağıran yüzlerce âyetten bazıörnekler.

Tefekkür levhaları: Bu âyetler ışığında Risale-iNur’un tıpkı gözümüz önündeki bir manzaranın resmini çizercesine kâinatıbirbirine bakan iki levha halinde tasvir edişi.

Dünyanın mahiyeti: Bu tefekkür levhaları içindedünyanın taşıdığı anlam.

Tesbih eden varlıklar: Tefekkür levhaları içindebütün varlıkların durumu. Kur’ân’ın onları “hamd ile tesbih eden varlıklar”olarak tasviri.

Nasıl tesbih ediyorlar: Herşey Allah’ı tesbih ediyor,ancak biz onların tesbihini nasıl anlayabiliriz?

Hem tesbih, hem müsebbih: Varlıkların her biri,Allah’ı tesbih eden bir dil; ama aynı zamanda onların kendileri de daha büyükbir dil içinde birer tesbih kelimesi.

Kâinatın tesbihatı ve insanın camiiyeti: Her birikendi lisanıyla Allah’ı tesbih eden varlıklara mukabil, bütün varlıklarıntesbihatını  anlayabilen insanınmahiyeti.

İnsanın iki tefekkürü: Âfâkî tefekkür ve enfüsîtefekkür.

İnsanlık tarihine bakış: Kur’ân-ı Kerimin insanlıktarihinden verdiği örneklere ibretle bakış ve bunlar üzerinde tefekkür.

Risale-i Nur’un metodu: Tefekkürde Risale-i Nur’ûntakip ettiği Kur’ânî metod.

Tefekkürname: Mesnevî-i Nuriyenin Arapça orijinalindeyer alan bir tefekkürnamenin tercümesi.

Tefekkür Derslerinin 8. bölümüne ait sunum dosyasını PPS vePDF olarak şu adreslerden indirebilir, programın video kaydını da aşağıdakibağlantıdan izleyebilirsiniz:

PPS için: https://www.slideshare.net/mitimek4/tefekkr-231066745

PDF için: https://www.slideshare.net/mitimek4/tefekkr-231066784

30 Mart 2020 Pazartesi

Ayetlerin sonlarına dikkat

Toplum hayatıyla ilgili çeşitli hükümlerin ve iç ve dışdüşmanlarla ilgili ikazlardan sonra, Nisâ sûresinin 133-134. âyetleri,muhataplarını ayrıntılarda boğmamak için, manzaranın bütününe dikkat çekiyor:          

Eğer O dilerse, ey insanlar,sizi yok eder ve yerinize başkalarını getirir. Allah’ın gücü buna elbetteyeter.

Kim dünya mükâfatını isterse,Allah katında hem dünyanın, hem de âhiretin mükâfatı vardır. Ve Allah herşeyiişitir, herşeyi görür.

UTESAV organizasyonuyla internet ortamındagerçekleştirdiğimiz Kur’an Buluşmalarında, bu âyetlerle ilgili olarak özetle şutesbitleri yaptık:

  • Kur’ân-ı Kerim, AllahTeâlânın her türlü noksan sıfattan münezzeh olduğunu her vesile ile tekrartekrar hatırlatır.
  • Her ne kadar bu gerçeğibilsek de, hayatın akışı sebepler vasıtasıyla cereyan ettiği için, ayrıca inkârve isyan edenler de gözümüzün önünde bir cezaya çarptırılmadığı için, bugerçekten gaflet edebilir ve bu durumun hep böyle devam edeceği vehmine kapılabiliriz.
  • Kendilerini vazgeçilmezgörenler bunu sık sık hatırlasın / siz de onlara bunu hatırlatın.
  • Allah’a tevekkül edecekolanlar da bunu unutmasınlar / ne kadar büyük bir kudret ve rahmet kapısınadayandıklarını bilerek ferahlansınlar.
  • Âyet sonlarının buözelliğine dikkat!

İkinci âyet-i kerimenin sonu da Allah Teâlânın “Semî” ve“Basîr” (herşeyi işiten ve herşeyi gören) ism-i şerifleriyle bitiyordu. Budurum da bize şu hususları hatırlattı:

  • bütün duaları işitir / birdua bir başka duaya mâni olmaz / bir cevap bir başka cevaba mani olmaz.
  • Kullarına işitme ve görmeduyularını da bahşeden Allah’tır.
  • Her mahlûku için, seslerâleminden ona uygun bir nasip tayin etmiştir.
  • Nasiplerin en büyüğü ve enzengini ise insanın, özellikle mü’min insanın nasibidir:
  • Kulakları onun için dünyayıbülbülün sesinden gök gürültüsüne, suyun şırıltısından her insan için ayrı ayrıtakdir edilmiş ve ayrı ayrı güzelliklere bürünmüş seslere kadar alabildiğinezenginlik içinde bir konser salonu haline getirecek şekilde düzenlenmiştir.
  • En önemlisi de, bütün buseslerin çok sesli tek bir koro halinde anlattıkları büyük hakikati işitmek veanlamak da insana bahşedilmiş en büyük bir nimettir.
  • İşte, bütün bu nimetlerledonatılmış bir aziz misafir olarak bir insan bu gezegen üzerinde Yer ve GöklerRabbine yönelip dualarını sunduğu zaman, Rabbi de onu, kâinatta başka hiçbirdua yokmuşçasına önemle işitir, dinler ve ona cevap verir.
  • Herşeyi görüp işitmeyenvarlıklar ilâh olabilir mi? Herşeyi görüp işitmeyene kulluk edilir mi?
  • Her iki ism-i şerif demü’min için büyük müjdeler taşır:
  • Onu her halinde, herihtiyacında gören, elini açıp niyaz ettiğinde işiten, hiçbir an ve hiçbirhalinde ondan habersiz bulunmayan Rabbinin gözetimi ve himayesi altındadır.Aldığı her nefeste, her hareketinde, her ihtiyacında, her sıkıntısında “Benigören ve beni dinleyen bir Rabbim var” diyebilmek, mü’min kullara ebedîCennetlerden esintiler taşıyan bir büyük sevinç, huzur ve mutluluktur.
  • Âyet sonlarında butanımların yer alması ve sık sık mü’minlere hatırlatılması, sahih bir imanıninşasında ve hayata yansıtılmasında çok büyük önem taşır.

Kur’an Buluşmalarının 262. bölümüne ait kesintisiz videokaydını buradan izleyebilirsiniz:

UTESAV’ın Erdemli Hayat projesi kapsamında düzenlenmekteolan ve daha önce MÜSİAD Genel Merkezinde gerçekleşen Kur’an Buluşmaları, virüssalgını sebebiyle şimdilik sadece https://www.youtube.com/erdemlihayatadresinden Cumartesi sabahları 7:30-9:00 arasında yayınlanıyor.