Kayıtlar

Nisan 12, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Rahmân'ın minik misafirleri

Resim
Virüslü, tecritli, karantinalı, yasaklı günler içindeyiz. Sokaktan ara sıra tek tük insan veya araba geçiyor. Kapımızı kargo elemanlarından başka kimse çalmıyor. Fakat eve kapanalı beri Allah Teâlâ hiçbir günümüzü misafirsiz bırakmadı. Onun verdiği bereketle, Onun minik misafirlerini ağırlıyoruz. Mutfak tezgâhının üzerine bıraktığımız birkaç damla bal etrafında halka olup rızıklanıyorlar. O birkaç damla balın her bir zerresi, daha kovanın peteklerine girmeden önce işaretlenmişti, bu filân kulun filan misafirinin rızkıdır diye. Doyan gidiyor, yeni gelen halkadaki yerini alıyor. Birkaç damla balın bitmesi saatler alıyor. Bizim nasibimize daha da büyüğü düşüyor: Gelip geçtikçe gözümüzü şenlendiren bir tefekkür ve şükür ziyafeti. Arzu eden buyursun; bakıp da görebilen herkese yer var.

Kâinatın ve insanın şifreleri bu ahidde

Resim
Bakara sûresinin 27. âyetinde bahsi geçen “Allah’ın ahdi,” İİKV bünyesinde gerçekleştirdiğimiz Tefekkür Derslerinden dokuzuncusunun konusunu teşkil etti. Bediüzzaman Said NursÎ, İşârâtü’l-İ’câz adlı tefsirinde Allah’ın ahdini çok geniş bir ölçekte alarak şöyle bir temsille tarif ediyordu: “Sanki Cenâb-ı Hakkın ahdi meşiet, hikmet, inayet’in ipleriyle örülmüş nûranî bir şerittir ki, ezelden ebede kadar uzanmıştır.” Bu tarif bizi önce “meşiet, hikmet ve inayet” kavramlarına götürdü, sonra da göklerden yere, arıdan insana kadar bütün mahlûkat taifelerinin Allah Teâlâ ile ahidlerini incelemeye sevk etti. Konuyla ilgili âyet-i kerimeleri okudukça, kâinatın şifreleri gözümüzün önünde açılıyor, bütün varlık taifeleri doğrudan doğruya Yer ve Gökler Rabbine bağlı birer ordu gibi gözler önünde beliriyordu. En sonunda da, insanın Yer ve Gökler Rabbiyle akdettiği sözleşmeye vardık. Bu noktada, Risale-i Nur’un insanı, kabiliyetlerini ve vazifelerini tasvir eden bahisleri, kâinatın bu en üstün varlı