Süleyman Efendi cemaati olarak bilinen cemaatin kurucusu ünlü İslâm âlimi Süleyman Hilmi Tunahan’ın vefatından kısa bir süre önce talebelerine Nakşîler, Nurcular ve İmam Hatipliler ile ilgili bir vasiyette bulunduğu ortaya çıktı. Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan’ın geçtiğimiz günlerde yayınlanan Hayat Mektebinden Notlar adlı hatıralarında anlattığına göre, Tunahan bu vasiyetinde talebelerinden sözü geçen her üç cemaat ile de iyi geçinmelerini ve onlarla ihtilâf etmemelerini istemiş. Prof. Çakan, kitabında bu konudaki hatırasını şöyle anlatıyor:…
ÜMİT ŞİMŞEK İ NSANLARI bilhassa haşir ve adalet gibi konularda aldatan hususlardan biri, bu dünya hayatının dar ve sınırlı olduğunu dikkate almamaktır. Halbuki dünya ve içindeki varlıklar üzerinde tecellî eden isimler sınırsız, o varlıkların yetenekleri ise sınırlıdır. Meselâ birçok zâlimin zulmünün yanına kâr kalışı, bir adaletsizlik olarak gözükür. Fakat milyonlarca kişinin maddî ve manevî hayatını söndürmüş bir câninin cezasını bu dünyada vermeye kalksanız, onu ancak bir defa öldürebilirsiniz. Geri kalan milyonlarca masum ve mazlumun hakkı …
Ramazan ayının son gününün son saatlerini Kur’an Buluşmasının 270. bölümüyle mühürlemek nasip oldu. Bu buluşmada okuduğumuz Nisâ sûresinin 150-152. âyetlerinde şöyle buyuruluyordu: Allah’ı ve peygamberlerini inkâr eden, “Kimine inanır, kimini reddederiz” diyerek Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak ve böyle bir orta yol bulmak isteyenlere gelince: Öyleleri gerçek kâfirlerin tâ kendisidir. Biz ise o kâfirlere aşağılayıcı bir azap hazırlamışızdır. Allah’a ve peygamberlerine hiçbirini ayırt etmeksizin iman edenlere ise Allah mükâfatlarını …
ÜMİT ŞİMŞEK K endisinden çok önce, kendisi için hazırlanmış bir dünyaya gözünü açtı insan. Neye ihtiyacı varsa, yerin altında ve üstünde bol bol depolanmıştı. Nasibi, ışık oldu yağdı gökten. Yağmur oldu yağdı. Bereket oldu, kara topraktan fışkırdı. Renk renk meyveler sunuldu ona. Canlı ve cansız, dünyada ne varsa hepsi onun önüne bir sofra gibi serildi. İnsan, her bir nimetinden ayrı bir tad aldı o sofranın. Sayısız nimetlerin sayısız renkleri ve tadlarıyla tanıdı kendisine yerin ve göğün sofralarını ikram edeni. Görmediği halde, görmüş gibi i…
Kötü söz ve zulüm, 269. Kur’an Buluşmasının başlıca konuları idi. Gündemimizdeki âyet, kötü sözün açığa vurulmasına sadece tek bir durumda izin veriyordu. Bunun dışında, Kur’ân ve Hadis kötü sözü hiçbir zaman bir mü’mine yakışmayan bir hareket olarak gösteriyordu. Geçtiğimiz haftaki Buluşmada Nisâ sûresinin şu mealdeki 148-149. âyetlerinden nasibimizi aradık. Allah kötü sözün açığa vurulmasını sevmez — ancak zulme uğrayan kimsenin durumu başkadır. Allah herşeyi işitir, herşeyi bilir. Siz bir iyiliği açıkça yapsanız veya gizleseniz, yahut bir …
Kur’an Buluşmalarının 268. bölümü, bir şükür buluşması oldu. Erdemli Hayat projesinin YouTube kanalı üzerinden gerçekleştirdiğimiz Buluşmada, Nisâ sûresinin 147. âyetini okuduk. “Siz iman edip şükrederseniz Allah size niçin azap etsin? Allah şükredenleri ödüllendiren ve herşeyi bilendir” buyuruluyordu âyet-i kerimede. İbrahim sûresinin 7. âyetinde ise Allah Teâlânın “Şükrederseniz size daha çok veririm. Nankörlük ederseniz, o zaman da azabım çok çetindir” buyurduğu haber veriliyordu. Konuyla ilgili âyet ve hadisler ile âlimlerimizin açıklamala…
90’lı yıllarda televizyon ekranlarından yaptığı tefsir dersleriyle milyonların gönlünde taht kuran merhum Orhan Karmış hocanın Felâk sûresinin bir âyetine yaptığı yorum, günümüzde yaşanmakta olan Korona salgını ile bire bir örtüşüyor. Prof. Dr. Orhan Karmış (1937-2001), tefsir derslerinin aşağıda ses kaydını bulacağınız bölümünde, bazı ilim adamlarının “ğâsık” kelimesine “pandemi” anlamını verdiklerini kaydederek şunları söylüyor: “Göze görünen ve görünmeyen, dünyada vâki olan, insanın etrafında meydana gelen bütün olayların kötülüklerinden Al…
Münafıkların ve münafıkları dost edinenlerin âkıbetleriyle ilgili uyarılar, 267. Kur’an Buluşmasının başlıca konuları idi. UTESAV organizasyonuyla gerçekleşen ve https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden yayınlanan Kur’an Buluşmasında Nisâ sûresinin 144-146. âyetlerini okuduk. Bu âyetlerde Yüce Allah mü’minleri münafıklardan uzak durmaya çağırıyor ve münafıkların Cehennemde en aşağılık bir mevkide bulunacaklarını haber veriyor. Bununla birlikte, münafıkların içten bir tövbe ile tövbe ettikleri ve durumlarını düzelttikleri takdirde bağış…