SON EKLENENLER
latest

22 Mayıs 2020 Cuma

Bir iftar vakti

ÜMİT ŞİMŞEK

Kendisinden çok önce, kendisi için hazırlanmış bir dünyaya gözünü açtı insan.

Neye ihtiyacı varsa, yerin altında ve üstünde bol bol depolanmıştı.

Nasibi, ışık oldu yağdı gökten. Yağmur oldu yağdı.

Bereket oldu, kara topraktan fışkırdı.

Renk renk meyveler sunuldu ona.

Canlı ve cansız, dünyada ne varsa hepsi onun önüne bir sofra gibi serildi.

İnsan, her bir nimetinden ayrı bir tad aldı o sofranın.

Sayısız nimetlerin sayısız renkleri ve tadlarıyla tanıdı kendisine yerin ve göğün sofralarını ikram edeni.

Görmediği halde, görmüş gibi inandı ona.

Onun izniyle doydu, şükrünü Ona sundu.

Günlerden bir gün, bir emir ulaştı onu doyurandan.

Onun rızası için aç kalması istendi insandan.

Ve insan, “Lebbeyk” dedi iştiyakla.

Onun emrinde, Onun nimetlerinin lezzetini buldu.

Görmediği Rabbinden gelen emre, sanki Onu görüyormuşçasına uydu, hiç tereddüt etmeden.

Aç kaldı insan.

Susuz kaldı.

Nimetler orada, gözü önündeydi.

İstese uzanabilir, istese yiyebilirdi.

Uzanmadı.

Sadece bir lokma ekmeğin, bir yudum suyun nasıl aziz bir nimet olduğunu düşündü gün boyunca.

Fakat yemeyi ve içmeyi aklından geçirmedi.

Onun izin verdiği dakikayı bekledi sabırla, tevekkülle, sevinçle ve keyifle.

Güneşin secdeye kapanışı, Onun iznini müjdelediğinde, Rabbinin nimetlerine tekrar kavuşmuştu insan.

Bu defa, Onun rızasıyla beraber.

***

Yeryüzü, şehadet parmaklarıyla Allah’ın yüceliğini haykırdı bir akşam vakti.

Gökler huşu ile dinledi.

Yer ve Gökler Rabbinin bir emriyle aç kalan insanlar, Onun izniyle sofralara kuruldu.

Yerin ve göğün nimetleri, Ondan gelen bir ikram olarak sunuldu insanlara.

İnsanlar, kendilerine sunulanlarla, bir lezzetten diğerine geçtiler.

Onun emriyle aç kalmanın hazzı, Onun izniyle doymanın keyfine bıraktı yerini.

Oruçları gibi, sofra başındaki halleri de bir muhteşem kulluk tablosu olarak seyredildi göklerden.

Ve dünya, dünya olmanın şükrünü bir kez daha yaşadı bir iftar vakti.

18 Mayıs 2020 Pazartesi

Sosyal medya şeytanlarına dikkat

Kötü söz ve zulüm, 269. Kur’an Buluşmasının başlıca konuları idi.

Gündemimizdeki âyet, kötü sözün açığa vurulmasına sadece tek bir durumda izin veriyordu. Bunun dışında, Kur’ân ve Hadis kötü sözü hiçbir zaman bir mü’mine yakışmayan bir hareket olarak gösteriyordu.

Geçtiğimiz haftaki Buluşmada Nisâ sûresinin şu mealdeki 148-149. âyetlerinden nasibimizi aradık.

Allah kötü sözün açığa vurulmasını sevmez — ancak zulme uğrayan kimsenin durumu başkadır.  Allah herşeyi işitir, herşeyi bilir.

Siz bir iyiliği açıkça yapsanız veya gizleseniz, yahut bir kötülüğü bağışlayacak olsanız, hiç şüphesiz Allah herşeye gücü yeten bir affedicidir.

Bu âyetler vesilesiyle yaptığımız tesbitleri şu şekilde özetledik:

  • Her insanın ve mü’minin Allah katında korunmuş hakları vardır.
  • Kötü sözden korunmak da bu haklardan birisidir ve önemli bir haktır.
  • Ancak zulmeden kişi, zulmü miktarınca bu İlâhî korumadan kendisini mahrum etmiş olur.
  • Güzel söz, Kur’an ve Sünnetin ve bunlar üzerine bina edilen İslâm medeniyetinin temel taşlarından biridir.
  • Ancak Allah ve Resulünün emir ve teşvikleri, zulmü hoş gösterip cesaretlendirecek ve mazlumu himayesiz bırakacak şekilde anlaşılamaz.
  • Kötü söz Allah Teâlânın hiç sevmediği birşey olduğu halde, sadece hakkını arayan mazlum için bunu serbest bırakmıştır; adaleti ayakta tutmakla emrolunan Müslümanların bu gerçeği hiçbir zaman ihmal etmemesi gerekir.
  • Adalet ve fazilet, İslâm medeniyetini İslâm medeniyeti yapan, bir bedende iki ruh gibi bir bileşik değerdir. Adaletsiz faziletten söz edilemeyeceği gibi, faziletsiz kaba bir adalet de Kur’ân’ın bize öğrettiği birşey değildir. O daima muhataplarını birer fazilet abidesi yapacak şekilde ders verir; ama bunu bir karıncanın hakkını dahi zayi etmeksizin yapar. O, en küçük bir hakka dahi bütün insanların hukuku kadar ehemmiyet verir; ama hakkı yerine getirirken insanların içinde fazilet tohumlarını da beraberinde ekmekten geri kalmaz.
  • Bu esasları hiçbir zaman hatırdan uzak tutmamamız gereken en önemli alan: sosyal medya – eğer, hadiste geçtiği gibi, karşılıklı lâf yarıştırıp sövüşen şeytanlar olmak istemiyorsak!

Bu son maddede geçen “şeytanlar” tabiri ile, birbirine siöven iki kişiyi “karşılıklı saçmalayıp yalan söyleyen iki şeytan” olarak tarif eden hadis-i şerife atıfta bulunuluyordu.

UTESAV’ın Erdemli Hayat projesi kapsamında düzenlenmekte olan ve daha önce MÜSİAD Genel Merkezinde gerçekleşen Kur’an Buluşmaları, virüs salgını sebebiyle şimdilik sadece https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden Cumartesi günleri 19:00-19:30 arasında yayınlanıyor.

Kur’an Buluşmalarının 269. bölümüne ait kesintisiz video kaydını şu bağlantıdan izleyebilirsiniz: