Kayıtlar

Mayıs 24, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Süleyman Hilmi Tunahan'ın çok önemli vasiyeti

Resim
  Süleyman Efendi cemaati olarak bilinen cemaatin kurucusu ünlü İslâm âlimi Süleyman Hilmi Tunahan’ın vefatından kısa bir süre önce talebelerine Nakşîler, Nurcular ve İmam Hatipliler ile ilgili bir vasiyette bulunduğu ortaya çıktı. Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan’ın geçtiğimiz günlerde yayınlanan Hayat Mektebinden Notlar adlı hatıralarında anlattığına göre, Tunahan bu vasiyetinde talebelerinden sözü geçen her üç cemaat ile de iyi geçinmelerini ve onlarla ihtilâf etmemelerini istemiş. Prof. Çakan, kitabında bu konudaki hatırasını şöyle anlatıyor: Yıl 1969. Türkiye İslâm Enstitüleri Talebe Federasyonu olarak Nuruosmaniye’deki binada kiracıyız. Federasyon ve İslâm Medeniyeti mecmuasının yayın merkezi olarak kullandığımız katı, bir üst kata taşımamız gerekti. O katta da Süleymancı cemaatinin kütüphanesi bulunuyordu. Onlar da bir üst kata taşınacaklardı. Binanın sahibi Kayserili rahmetli Süleyman Kuşçulu idi. Bizden kira alıyor ve Süleymancı kardeşlerimizden kira almıyordu. Zaten kendisi Kays

Bir gezegende 100 milyon âlem

Resim
ÜMİT ŞİMŞEK İ NSANLARI bilhassa haşir ve adalet gibi konularda aldatan hususlardan biri, bu dünya hayatının dar ve sınırlı olduğunu dikkate almamaktır. Halbuki dünya ve içindeki varlıklar üzerinde tecellî eden isimler sınırsız, o varlıkların yetenekleri ise sınırlıdır. Meselâ birçok zâlimin zulmünün yanına kâr kalışı, bir adaletsizlik olarak gözükür. Fakat milyonlarca kişinin maddî ve manevî hayatını söndürmüş bir câninin cezasını bu dünyada vermeye kalksanız, onu ancak bir defa öldürebilirsiniz. Geri kalan milyonlarca masum ve mazlumun hakkı yine âhirete kalır. Ama meseleye diğer bir yönden bakarsanız, her canlıya lâyık olduğu vücudu, âlet ve donanımı ve rızkı veren sınırsız bir adaletin her an her yerdeki tecellîlerini açıkça görebilirsiniz. Ne var ki, bu tecellîye serçe serçe kadar, balina balina kadar mazhar olur. Demek ki İlâhî isimlerin tecellîsindeki sınırlama, sadece o tecellîye mazhar olan varlığın kabiliyeti itibarıyla bahis konusudur—tıpkı Nûr ismine mazhariyette güneş ile y

Orta yolcuları lânetleyen âyetler

Resim
Ramazan ayının son gününün son saatlerini Kur’an Buluşmasının 270. bölümüyle mühürlemek nasip oldu. Bu buluşmada okuduğumuz Nisâ sûresinin 150-152. âyetlerinde şöyle buyuruluyordu: Allah’ı ve peygamberlerini inkâr eden, “Kimine inanır, kimini reddederiz”  diyerek Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak ve böyle bir orta yol bulmak isteyenlere gelince: Öyleleri gerçek kâfirlerin tâ kendisidir. Biz ise o kâfirlere aşağılayıcı bir azap hazırlamışızdır. Allah’a ve peygamberlerine hiçbirini ayırt etmeksizin iman edenlere ise Allah mükâfatlarını verecektir. Zira Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. Bu âyet-i kerimeler, bize zaman zaman “orta yol” olarak görünen bazı şeylerin makbul bir yol olmak bir yana dursun, büyük bir tehlike teşkil edebileceğini açık bir nümuneyle gösterdi. Âyetlerin bize verdiği derslerin ışığında şu tesbitleri yaptık: Peygamberlerin bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamak, iman ile küfür arasında bir orta yol bulmaya çalışmak anlamına gelir. Kur’an bunu d