Bir mevsimin sözcüsü

ÜMİT ŞİMŞEK B AHAR macerasını Cem gelincikte bırakmadı. Küçüklü büyüklü, rengârenk çiçeklerin her biriyle baharı ayrı ayrı yaşadı. Onlardan her biriyle dünyaya tekrar gözünü açtı. Her birinden birşeyler dinledi. Her biriyle dünyaya birşeyler anlattı. Dinledikleri de, anlattıkları da çok büyük şeylerdi. Alelâde insanlar, onu sadece bir çiçek olarak görseler de, Cem’in bulunduğu yerde bir çiçek bir dünya olup çıkıyordu. “Şimdi yolculuk nereye?” Bu soruyu kimi zaman içindeki Uzaylı sordu, kimi zaman da Cem içindeki Uzaylıya sordu. Yolculuk hiç bitmedi, biteceği de yoktu. Sorulacak bir soru varsa, o da yolculuğun yönü ile ilgiliydi. Böylece bir bahar geldi ve geçti. Gelip geçen baharı adım adım izledi Cem. Her gün, sürekli bir maceranın yeni bir bölümü oldu. Her bölüm, bir önceki kadar ilginç ve anlamlı hikâyeler sundu Cem’in meraklı ruhuna. Böylece mevsim gelip yaza dayandı. “Bıktığın oldu mu hiç?” “Daha doymadım ki!” Uzaylı Cem’in niyeti, bu seyahatleri bütün bir seneye yaymaktı. Yalnız