Kayıtlar

Ekim 25, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Azamet ve Kibriyâ hakkında muhteşem bir bahis

Resim
* Risale-i Nur’un muhteşem eseri Âyetü’l-Kübrâ’nın Mukaddimesinde yer alan, ancak Latin harfleriyle yayınlanmış eserlerde bulunmayan bölüm Azamet ve kibriya lüzumlu bir perdedir. Akıl ile ihata ve kalb ile görmeye manidir. Ve tam marifete sed çeker. Ve marifette ve imanın inkişafında hadsiz mertebelerin bulunmasına sebeptir. Ve marifetullahta terakki ettirmeye cazibedar bir ihticab-ı kudsîdir. Yoksa, hiçbir cihetle inkâr ve nefye sebep olamaz. Evet, azamet bir vesile-i ihticab olduğu gibi, azametten neş’et eden ve azametin bir nevi ünvanı ve diğer bir sureti olan şiddetü’z-zuhur dahi bir vesile-i ihtifâ ve ihticabdır ki, سبحان من اختفى بشدة الظهور demişler. Evet, güneşin şiddet-i nuru, zâtını setreder; hastalıklı gözler görmez. İkinci mesele İmanî meselelerin fevkalhad azametini çok kolay kabul ettirip, hattâ avâmın kalblerine güzelce yerleştiren çok azametli ve çok kuvvetli ve çok kesretli burhanları ve delilleri vardır. Meselâ, Yedinci Şuada göreceksin ki, bu kâinat bütün erkân ve ta

Cennetin fiyatı: salih amel

Resim
* Kur’ân-ı Kerimin en önemli kavramlarından biri olan ve iki yüzden fazla âyette geçen “salih amel” 24 Ekim 2020 tarihli Kur’an Buluşmasının ağırlıklı gündemiydi. Bu konuyu açıklayan âyet ve hadisler arasında dolaşırken, amel-i salih kavramının mü’minleri bulundukları her yerde bir fazilet âbidesi haline getiren bir tür “program” mahiyeti taşıdığını gördük. UTESAV organizasyonuyla düzenlenen ve YouTube’un Erdemli Hayat kanalı üzerinden yayınlanan Kur’an Buluşmalarının bu bölümünde okuduğumuz Mâide sûresinin 9 ve 10. âyetlerinin meâli şöyle idi: Allah, iman eden ve salih amel işleyenlere mağfiret ve güzel bir ödül vaad etmiştir. İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlar ise Cehennem ehlidir. Program boyunca yaptığımız tesbitleri ise, dersin sonunda şu şekilde özetledik: Bundan önceki âyetlerde Allah Teâlâ takvâ ve adaleti emretmişti. Bu iki kavram, amel-i salihin temeli hükmündedir. Bu, sağlam bir takvâ ve gerçek bir adalet üzerine bina edilmeyen salâhatten söz etmenin gerçekçi olmadığın