"Allah dileseydi hepinizi tek bir ümmet yapardı"


*

Mâide sûresinin 48. âyetini okuduğumuz 300. Kur’an Buluşmasının özeti ve video kaydı


Allah’ın insanları tek bir ümmet halinde yaratmayışının hikmetleri, Kur’an Buluşmalarının 300. bölümünde, ana konularımızdan biriydi. Bu arada, “şeriat” kelimesinin anlamı, ümmetlerin şeriatlerindeki farklılıkların hikmetleri, insanların birbirleriyle hayır yarışına girmesinin lüzum ve neticeleri üzerinde durduk.

Okuduğumuz âyet-i kerime, Mâide sûresinin şu mealdeki 48. âyeti idi:


Sana da, ondan önceki kitapları tasdik edici ve onları gözetici olarak kitabı hak ile indirdik. Onun için, sen de Allah’ın indirdiğiyle hükmet; sana gelmiş olan haktan sonra artık onların heveslerine uyma. Her biriniz için Biz bir şeriat ve bir yol belirledik. Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı. Ancak verdikleriyle sizi sınamak için ümmetlere ayırmıştır; siz de hayırlı işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır; anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri O size bildirecektir.


Müzakeremiz sırasında yaptığımız tesbitlerin bir kısmı da şu şekilde idi:


  • Allah dileseydi ayrı ayrı peygamberler göndermez, tek bir peygamberle tek bir şeriat gönderirdi. Bu takdirde insanlık âleminde tekâmül söz konusu olmaz veya dikkate alınmamış olurdu.
  • Herkes kendisine verilenden sorguya çekilecek, verilmeyenden değil. Bu dünyada verilenler, kişinin âhiretteki mevkii için bir ölçü olmayacak.
  • Bütün şeriatlerin hedefi hayırdır, fazilettir.
  • Allah Teâlâ insanları yaratırken, her bir ferdini başlı başına bir âlem olarak, ona nasip ettiği özellik ve yetenekleriyle yaratmış; ona verdiği kabiliyetlerle Esmâsının en güzel tecellîlerini kendi üzerinde ve eserlerinde göstermesini murad etmiştir.
  • Bu kabiliyetlerin geliştirilip kuvveden fiile çıkarılması için cehd, gayret, sebat gerekir.
  • Kur’ân-ı Kerim, insanın önüne hedef olarak fazileti koymuş ve her bir ferdin kendi kabiliyetlerini azamî ölçüde geliştirip dünyayı güzelliklerle süslemesi için ortak bir hedef göstermiştir.
  • Hedef olmadığı takdirde bu kabiliyetler ya boşa gider veya hayır yerine şerri sonuç verir.
  • Rabbinin “yarış” emrine kulak veren bir kul, bu dünyaya geliş hikmetini de kavramış demektir. Bu yarışın kaybedeni yoktur; herkes kazanır ve derecesinde hiçbir noksan olmaz.
  • Yeryüzü, fazilet yarışına çıkan insanların ürettiği maddi-manevî güzelliklerle süsünü takınır, kat kat güzelleşir ve insanın yaratılış hikmetini bütün âlemlere gösterir.

Kur’an Buluşmalarının 300. bölümüne ait video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

UTESAV organizasyonuyla gerçekleşmekte olan ve daha önce MÜSİAD Genel Merkezinde yapılmakta olan Kur’an Buluşmaları, salgın sebebiyle bir müddettir https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden Cumartesi sabahları 7:30-8:30 arasında canlı olarak yayınlanıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü

Kur'an mealleri din eğitiminde baş köşeyi almalı