Şu isimler olmasa


***

Her varlık bir güzelliktir.

Ve her güzellik bir çağrıdır.

Seyredeni, onun ötesine çeker.

***

Sırlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz.

Çevremizde ne varsa, hepsi bu esrarengiz dünyanın bilinmez bir parçasıdır.

Ne var ki, bu bilinmezleri bildiğimizi sanırız çoğu zaman.

Durup da “Bu nedir?” diye düşünmek aklımızdan geçmez.

Oysa bildiğimiz, çoğu zaman bir isimden ibarettir, o kadar.

***

Hergün akşama kadar ışık yağar gökten.

Bir yıldız, milyarlarca ton hidrojen bombasının enerjisini üzerimize boşaltır.

Ve hayat, tepeden tırnağa, o enerjiyle sürüp gider.

Fakat nedir enerji?

Gören de yok, bilen de.

Nasıl gökten iner? Nasıl yere girer? Nasıl vücutlara sızar o enerji denen şey? Nasıl bir cisimden diğerine geçer? Sofrada yediklerimiz, nasıl olur da bizi sırtında taşır? Kaslarımızdaki o esrarengiz varlık, yukarıya kaldırdığımız bir cisimde nasıl potansiyel enerji halinde birikir?

Hiçbir kitap cevaplandırmaz bu soruları.

Bilim, onun adına enerji der ve formüllerini serer önümüze.

Ama onu bize tanıtmaz.

Biz ise, bu esrarlı varlığa bir isim takmakla onu tanıdığımızı sanırız.

Yahut cehaletimizi örteriz bir isimle.

***

İşte size cehalet listemizden birkaç nümune:

Elektrik.

Işık.

Yerçekimi.

Madde.

Kuvvet.

Hayat.

Sevgi.

Şefkat.

Duygu.

Ve yüzlercesi. Ve binlercesi. Ve milyonlarcası.

Hiçbiri bilinmez bunların.

Varlığı da inkâr edilmez. Hepsi gözümüzün önündedir.

Onları görürüz. Yahut gördüğümüzü sanırız. Bazan da bakar, fakat görmeyiz. Yahut görsek de bilmeyiz. Bir isim takar, geçeriz.

Ama hepsi de bir esrar perdesine bürünmüş, bir hayat boyu bizimledir.

Hiçbir an aralanmaz o esrarengiz perde.

***

Belki de bir meydan okuyuştur bütün bunlar.

Belki de hayatın anlamı bu meydan okuyuşun ardında saklı.

İlk defa görür gibi baksak onlara—

Veya bilmediğimizi fark etsek…

Ve bir meraklı bakışla göz atsak dünyamıza.

Dinmez bir merakla sorsak, durmaksızın sorsak:

Nedir bütün bunlar?

Neler oluyor hayatta?

Belki o sırlardan bir kısmı aralanıverecek.

Belki de hayata gözümüzü açacağız, kimbilir?

Lâkin şu isim takma alışkanlığımız olmasa!

-- Ümit Şimşek


Sitemizde yayınlanan yazılardan ânında haberdar olmak için
bizi Twitter’da takip edebilirsiniz:

twitter.com/umit_simsek


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an mealleri din eğitiminde baş köşeyi almalı

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü