Allah'tan korkanı korkmayandan ayıran imtihanlar


***

Mâide sûresinin 94-96. âyetlerini okuduğumuz 323. Kur’an Buluşmasının özeti ve video kaydı

Hac ve umre yapanlarla ilgili bir avlanma yasağını bildiren âyetler, şiddetli ifadelerle, arka arkaya dört defa Allah’ın azabını hatırlatıyor. Ve peş peşe gelen bu şiddetli uyarılar, bu hükümlerin arkasında daha başka anlamlar bulunduğunu hissettiriyor. İşte bu âyet-i kerimelerin meâli:

Ey iman edenler! Görmediği halde Allah’tan korkanları ayırt etmek için, Allah sizi, elinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avla sınayacak. Bundan sonra kim bu hükümleri çiğnerse, onun için acı bir azap vardır.

Ey iman edenler! İhramda iken avlanmayın. İçinizden kim ihramlı iken bilerek av hayvanı öldürürse, onun cezası, Kâbe’ye gönderilerek orada kurban edilmek üzere, öldürdüğünün misli bir davardır ki, bu da sizden iki âdil kişi tarafından hükme bağlanır; veya yoksulları doyurmak şeklinde bir kefaret yahut ona denk gelecek şekilde oruç tutmaktır—tâ ki, yaptığı işin vebalini tatsın. Geçmişte kalanı ise Allah affetmiştir. Fakat kim tekrar eskiye dönerse, Allah bunun öcünü ondan alır. Çünkü Allah, kudreti herşeye üstün bir intikam alıcıdır.

Deniz avı ve yiyeceği, hem sizin, hem de yolcuların yararlanması için, size helâl kılındı. Kara avı ise, ihramlı olduğunuz süre içinde size haram kılınmıştır. Huzurunda toplanacağınız Allah’a karşı gelmekten sakının.

Mâide sûresinin 94-96. âyetlerini okuduğumuz 323. Kur’an Buluşmasında bu şiddetli tehditlerin arkasında yatan anlamların peşine düştük.

Âyette “Allah sizi, elinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avla sınayacak” buyuruluyordu. Bunun hayata yansıması, insanı âdetâ Rabbine isyan için kışkırtacak bir kolaylıkla karşısına çıkan “fırsatlar” olarak düşünülebilirdi. Ve insanı Allah ile aldatmakta pek mahir olan şeytan, “Allah nasıl olsa affeder” gibi bahanelerin ardında insanı “önüne çıkmış fırsatı kaçırmamaya” ikna edebilirdi! Onun için, âyet-i kerimenin haber verdiği imtihanı sadece hac ve umre yapanları ilgilendiren bir av yasağı olarak değil, her an hepimizin karşısına çıkıp da bizi en zayıf yerimizden yakalayabilecek çetin imtihanlar olarak düşünmek icap ediyordu. Özetle:

Kur’ân, mü’minleri ileride gelecek parlak günlere hazırlıyordu. Fetihlerin birbirini takip ettiği, Müslümanların önüne dünya nimetlerinin serildiği zamanlarda asıl büyük imtihan nimetlerin yokluğuyla değil, çokluğuyla gerçekleşecekti ve bu imtihanlardan yüz akıyla çıkmak, ancak sıkı bir nefis terbiyesinden geçmiş, haramı helâli ayırt edebilen, hak hukuk nedir bilen kimselere nasip olacaktı. Nitekim büyük müfessir Elmalılı da konunun bu yönü üzerinde ayrıntılı bir şekilde duruyor ve “ehl-i imana büyük bir ders ve yüksek bir terbiye-i fazilet veren bir mucizeyi iş’âr ettiğini” bildiriyordu.

Kur’an Buluşmalarının 323. bölümüne ait video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

UTESAV organizasyonuyla gerçekleşen ve daha önce MÜSİAD Genel Merkezinde yapılan Kur’an Buluşmaları, salgın sebebiyle bi r müddettir https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden Cumartesi günleri 07:30’dan itibaren canlı olarak yayınlanıyor. Kur’an Buluşmaları ile ilgili gelişmeleri kaçırmamak için bu sayfaya abone olabilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an mealleri din eğitiminde baş köşeyi almalı

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü