Kur'an derslerinde sevgi-korku dengesi


                                                          

Mâide sûresinin 97-99. âyetlerini okuduğumuz 324. Kur’an Buluşmasının özeti ve tam video kaydı.

İslâmın alâmetleri olan şeâirin yüzyıllar boyunca insanların hayatına nasıl hayat kattığını hatırlatan âyetler, 324. Kur’an Buluşmasının gündemindeydi.

23 Mart 2021 Cumartesi sabahı YouTube’un Erdemli Hayat kanalından canlı olarak yayınlanan Buluşmada Mâide sûresinin şu mealdeki 97-99. âyetlerini okuduk:

Hürmetli Beyt olan Kâbe’yi, haccın yapıldığı haram ayı, gerdanlıklı ve gerdanlıksız kurbanları, Allah insanların din ve dünyalarına bir dayanak yaptı. Böylece siz de bilmiş olursunuz ki, Allah gökte olanı da bilir, yerde olanı da; çünkü Allah herşeyi hakkıyla bilendir.

Bilin ki Allah’ın cezası pek şiddetlidir; Allah, aynı zamanda çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.

Peygambere düşen, ancak bildirmekten ibarettir. Allah ise sizin açığa vurduğunuzu da bilir, gizlediğinizi de.

Bu âyetler bize, üzerinde ekin bitmeyen çorak bir arazide kurulan bir şehrin Cahiliyet döneminin en karanlık zamanları da dahil olmak üzere yüzyıllardır emniyet ve bereket diyarı haline geldiğini ve insanların dünyalarını mamur ettiğini hatırlatıyordu.

Ve tabii, bu apaçık mucize, Yer ve Gökler Rabbinin her şeyi her haliyle kuşatan ve her şeye hükmünü geçiren ilmini, iradesini ve kudretini bize gösteriyordu.

Bu âyetleri okurken yaptığımız tesbitlerden bazıları:

  • Allah Teâlâyı doğru bir şekilde tanımak, kulun Ona karşı doğru bir tavır içinde bulunması için en önde gelen şarttır. Kur’ân bu konuda tam bir denge durumunu gözetir, kulu bir taraftan Allah’ın rahmet ve muhabbetine çağırırken, diğer taraftan da kulluk edebinden şaşmamasını sağlayacak hususları Ona hatırlatmaktan geri kalmaz. İsyankâr kullarını fiillerinin âkıbetinden sakındırırken de, onları yeis içine atmaz ve bütün günahlarının affolunmasını sonuç verecek bir şekilde Allah’ın rahmetine çağırır. Bu durumda kula düşen şey, Kur’ân’ın bu dengesini titizlikle gözetmektir.
  • Allah’ın bizden istediklerini biz ancak peygamberlerden öğrenir ve onların bildirdiği herşeye kesin bir şekilde iman ederiz. Fakat onlar da sonuç olarak bizim gibi birer beşerdir ve hepsi de görevlerini tamamladıktan sonra bu âleme veda ederek Rablerine kavuşmuştur.
  • Allah ise her an bizimledir; ne yaptığımızı ve neyi eksik bıraktığımızı, neyi doğru ve neyi yanlış yaptığımızı bilmekte, gizli-açık niyazlarımızı işitmekte, niyetlerimizi ve en gizli hallerimizi dahi bilmektedir. Biz Ondan gaflet etsek dahi Ona hiçbir zaman gaflet ârız olmaz; her bir kulunu her an ayrı ayrı yaratır, yaşatır, rızıklandırır, korur, gözetir, duasını dinler, cevap verir.
  • İmanımızın kemali, bu gerçeklerden hayatımızın ne kadarlık kısmında haberdar olduğumuz ve bu haberdarlığın gereğince yaşadığımıza bağlıdır. Kur’ân, Allah’ın ilmini, iradesini, kudretini, rahmetini ve diğer sıfatlarını bize sürekli olarak hatırlatmak suretiyle, işte bu farkındalığı hayatımızın bütününe yaymamızı ve Onunla beraber olmanın huzurunu her zaman yaşamamızı ister.

Mâide sûresinin 97-99. âyetlerini okuduğumuz 324. Kur’an Buluşmasına ait video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

UTESAV organizasyonuyla gerçekleşen ve daha önce MÜSİAD Genel Merkezinde yapılan Kur’an Buluşmaları, salgın sebebiyle bir müddettir https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden Cumartesi günleri 07:30’dan itibaren canlı olarak yayınlanıyor. Kur’an Buluşmaları ile ilgili gelişmeleri kaçırmamak için bu sayfaya abone olabilirsiniz.


Sitede yayınlanan yazılardan ânında haberdar olmak için
bizi Twitter’da takip edebilirsiniz:

twitter.com/umit_simsek


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an mealleri din eğitiminde baş köşeyi almalı

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü