Hz. İsa'nın şahitliği, Allah'ın hükmü, bizim nasibimiz


Mâide sûresinin 116-120. âyetlerini okuduğumuz 332. Kur’an Buluşmasının özeti ve video kaydı

Kur’an Buluşmalarının 332. bölümünde konumuz Mâide sûresinin son âyetleri idi.

Bu âyetlerde İsa aleyhisselâmın Mahkeme-i Kübrâdaki sorgusu ve Yüce Allah’ın hükmü şu şekilde yer alıyor:

Peygamberleri huzurunda topladığı gün, Allah buyurur: “Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara ‘Beni ve annemi Allah’ın yanı sıra tanrı edinin’ diyen sen misin?” İsa der ki: “Sen her türlü noksandan ve ortaktan yücesin. Hakkım olmayan birşeyi söylemek bana yakışmaz. Ben böyle birşey demişsem, Sen zaten onu bilirsin. Sen benim zâtımda olanı bilirsin; ben ise Senin zâtında olanı bilemem. Görünmeyenleri ve gizlilikleri bilen Sensin.

“Senin Bana emrettiğinden başkasını ben onlara söylemedim. ‘Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin’ dedim. Onlar arasında bulunduğum sürece ben onların şahidiydim. Sen beni öldürdükten sonra ise onlar üzerinde gözetleyici olan yalnız Sen idin. Çünkü Sen herşeyin şahidisin.

“Onlara azap edersen, onlar Senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, şüphesiz ki Sen Azîz ve Hakîmsin.”

Allah buyurur ki: Bugün, doğrulara doğruluklarının fayda verdiği gündür. Onlar için, ebediyen kalmak üzere, altlarından ırmaklar akan Cennetler vardır. Allah onlardan razıdır, onlar Allah’tan. Bu ise pek büyük bir kazanç ve kurtuluştur.

Göklerin, yerin ve onlarda bulunanların egemenliği Allah’ındır. Onun gücü herşeye yeter.

Kur’ân-ı Kerimin diğer âyetleri ve Resulullahın hadis-i şerifleri ışığında yaptığımız değerlendirmelerde, İsa aleyhisselâmın sözleri üzerinden bütün insanlığa çok önemli derslerin verildiğini gördük.

Bu derslerin en önemlisi, Allah’a ortak koşmanın ve evlât yakıştırmanın kâinatı öfkelendiren ve hiçbir şekilde bağışlanmayacak olan çok büyük bir suç teşkil ettiği idi.

Peygamberler de dahil olmak üzere, Allah’tan başka hiç kimsenin gaybı bilemeyeceği, bu dersler arasındaydı.

Peygamberlerinin bu şahitliği karşısında, İsa aleyhisselâma ilâhlık yakıştıran ümmetinin Mahkeme-i Kübrâda içine düşecekleri dehşetli durum, bizi sürekli olarak Kur’an ve Sünnetle içli dışlı olmaya sevk eden bir ibret manzarası idi.

İsa aleyhisselâm, insanları sadece Allah’ın kulluğuna çağırmış bir elçi idi ve Mahkeme-i Kübrâdaki ifadesinde bu hususu hatırlatıyor ve kendisinden sonra sapmış olan ümmetini hüsranı ile baş başa bırakıyordu. Kur’ân’ın kıyamet günündeki bu dehşetli manzarayı ayrıntılı bir şekilde bize nakletmesi ise, kendilerine olağanüstü özellikler yakıştırılan ve Allah’a itaat eder gibi itaat edilen kimseleri ve onların peşine takılanları ciddî bir muhasebeye davet ediyordu.

Mâide sûresinin 116-120. âyetlerini okuduğumuz 332. Kur’an Buluşmasına ait video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

UTESAV organizasyonuyla gerçekleşen ve daha önce MÜSİAD Genel Merkezinde yapılan Kur’an Buluşmaları, salgın sebebiyle bir müddettir https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden Cumartesi günleri 07:30’dan itibaren canlı olarak yayınlanıyor. Kur’an Buluşmaları ile ilgili gelişmeleri kaçırmamak için bu sayfaya abone olabilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü

Yöneticiler hesaba hazırlansın