SON EKLENENLER
latest

9 Ocak 2021 Cumartesi

Kur'ân'ı anlamada bedevî örneği



*

Fakihlerin Kur’ân-ı Kerimden ahkâm çıkarırken nasıl kılı kırk yardıklarına dair bir örneği 296. Kur’an Buluşmasında gördük.

UTESAV organizasyonuyla 9 Ocak Cumartesi sabahı gerçekleşen Buluşmada okuduğumuz âyetler arasında, hırsızlığa el kesme cezasını getiren âyet-i kerime de bulunuyordu. Ancak ne Resulullah, ne Sahabîleri, ne de daha sonra gelen müçtehidler, bu cezayı her türlü hırsızlıkta uygulanacak bir ceza olarak anlamamışlardı. “Hangi hırsızlık için bu ceza uygulanır?” sorusu ise, yine âyet ve hadislere dayanan çok ayrıntılı cevaplar vardı. Bu cevaplara kuş bakışı bir göz atarak, Kur’ân-ı Kerimden ahkâm çıkarmanın herkese göre bir iş olmadığını ve gerçekten geniş bilgi ve uzmanlık istediğini görmüş olduk.

Öğüt almak için Kur’ân okumak ise, “Ben Müslümanım” diyen herkesin zaten yapmakla yükümlü olduğu şerefli bir görevdi. Bu arada, Kur’ân ile âşinâlık kuran kimseleri Kur’ân’ın nasıl bir feraset sahibi yaptığına dair hayret verici bir örneği, ümmî bir bedevî ile ilgili bir anekdotta gördük. Bedevînin okuma yazması bile yoktu, ama büyük bir dil âliminin hatâsını ortaya çıkaracak kadar Kur’ân’ın mânâsına âşinâ idi. Bu anekdotu, benzeri bir başka vak’a ile beraber, programa ait video kaydının sonlarına doğru bulabileceksiniz.

YouTube’un Erdemli Hayat sayfası üzerinden yayınlanan 296. Kur’an Buluşmasında okuduğumuz Mâide sûresinin 36-39. âyetlerinin meâli şöyle idi:

İnkâr edenlere gelince: Eğer yeryüzündeki herşey, hattâ bir o kadarı daha onların olsa da bütün bunları kıyamet gününün azabından kurtulmak için fidye verecek olsalar, bu onlardan kabul edilmez. Onlar için acı bir azap vardır.

Onlar ateşten çıkmak isteyecekler, ama asla ondan çıkamayacaklar. Onlar için kalıcı bir azap vardır.

Hırsız erkeğin ve hırsız kadının, yaptıklarına karşılık ve Allah tarafından ibret verici bir ceza olmak üzere, ellerini kesin.  Allah Azîz ve Hakîmdir.

Fakat kim işlediği zulümden sonra tövbe eder ve durumunu düzeltirse, Allah onun tövbesini kabul eder. Gerçekten de Allah Gafûr ve Rahîmdir.

Bu âyet-i kerimeleri okurken yaptığımız tesbitler arasında şu hususlar da yer alıyordu:

  • Bir önceki programda okuduğumuz âyet-i kerime, “Allah’a ulaştıracak vesile arayın” buyuruyordu. Ve bu vesilenin takvâ ile amel-i salih olduğunu o programda görmüştük. Bu âyet-i kerime ise, vesilenin bu dünya hayatında aranması gerektiğini gösteriyor, âhirette faraza dünya dolusu altın bile fidye olarak verilecek olsa, bu dünyada yapılan yarım hurmalık bir iyiliğin yerini tutamayacağını ortaya koyuyordu.
  • Kur’ân-ı Hakîmin eğitiminde esas olan ıslah ve tekâmüldür.
  • Bu dünya üzerinde nefes alıp vermeye devam ettiği müddetçe herkes için her an her şeye yeniden başlama imkânı sonuna kadar açıktır.
  • Kur’ân’ın bütün hükümleri, aynı zamanda fazilet ilkeleriyle mezcolmuştur. En ağır cezaların bildirildiği âyetlerin bile ya içinde, ya da hemen devamında, hatâdan dönüş yolu gösterilir.
  • Hırsızlıkla ilgili ceza hükümleri de, insanlar yıllarca süren bir fazilet eğitiminden geçirilip yoksulu koruyup gözetme konusunda bir şuurlanma temin edildikten sonra, İslâm toplumunda mülkiyet hakkını teminat altına alan ve tecavüzleri önleme amacını taşıyan hükümler bildirilmiş; bunun hemen arkasından da, tekrar tövbe ve ıslah yolu gösterilmiştir.
  • Bu ıslah kodlarını çözmenin en pratik yollarından birisi: Âyetleri, özellikle âyet sonlarını, Asmaî’nin bahsettiği ümmî bedevînin gözüyle okumaktır!

Kur’an Buluşmalarının 296. bölümüne ait video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

UTESAV organizasyonuyla gerçekleşmekte olan ve daha önce MÜSİAD Genel Merkezinde yapılmakta olan Kur’an Buluşmaları, salgın sebebiyle bir müddettir https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden Cumartesi sabahları 7:30-8:30 arasında canlı olarak yayınlanıyor.

5 Ocak 2021 Salı

Bir şey için yaşamak


***

Bir ideal sahibi olmak, insana hayatındaki fazlalıkları atma
imkânı sağlar. Can alıcı soru ise: Bu ideal, uğrunda bir ömür
harcamaya değer mi?


ÜMİT ŞİMŞEK


Jay Fine adlı fotoğrafçının ideali, Hürriyet Abidesine yıldırım düşerken resmini çekmekti. 40 yıllık çabalarının sonucuna 2010 yılında bir Eylül akşamı kavuştu. O akşam çektiği 81 fotoğraftan birinde, Fine’ın bir ömür boyu peşinde koştuğu görüntünün ta kendisi yer alıyordu.

Todd Carmichael adındaki Amerikalının hayali ise Güney Kutbuna yardımsız ve yaya olarak tek başına ulaşmaktı. Onun hayali de 2008 yılının sonlarında gerçekleşti. Carmichael 1100 km’den daha uzun olan bu zorlu yolu 39 günde geçerek, en kısa zamanda tek başına Güney Kutbuna ulaşan ilk adam ünvanını kazandı.

Arizona’lı Susanne Eman da yıllardır dünyanın en şişman kadını olmak için mücadele veriyor. Halen 300 kilo sınırını aşmış bulunan Eman, hayat gayesi olan 700 kiloya ulaşmak için bütün gün tıkınıyor ve tıkındıklarının kendisini değilse de resimlerini sosyal medyadaki takipçileriyle paylaşıyor.

Klaus ve Margaret Frentzen ile Doris Madry’nin ortak hayalleri ise Concorde ile uçmak idi. Yıllarca boğazlarından kısarak bunun için para biriktirdiler. Fakat hayatlarının en büyük gayesine kavuştuklarında, yaşanacak bir hayat kalmamıştı. Bindikleri Concorde düştü ve öldüler.

***

Hayatlarında bir gaye takip eden insanların şu veya bu şekilde gayelerine ulaşabildiklerine dair örnekler hiçbirimizin yabancısı değildir. Burada önemli olan, bu gayelerin ödenecek fiyata değip değmeyeceği sorusudur. Zira bir ideal, fiyat olarak insandan bütün sermayesini ister. O da insanın ömrüdür.

İdealler insandan hayatını ister; buna karşılık, onun hayatını fazlalıklardan temizler. Niçin yaşadığını bilen bir insanın hayatında herşey o ideale göre bir yer ve değer alır. Fakat zamanımızın oyuncakları, ya insanın bir ideal sahibi olmasını bütünüyle engelleyecek, ya da az çalışıp çok kazanmak, gününü gün etmek, şöhret ve servet peşinde koşmak gibi şeyleri ideal kılığına sokup ona yutturacak şekilde düzenlenmiştir. Bütün bu oyuncakların ve tuzakların cazibesine kapılmaksızın ömrünü kendisine veya başkalarına yarayışlı bir gayeye vakfedebilen kimse gerçekten bahtiyar bir insandır.

 ***

Çoğumuzu bir ideal sahibi olmaktan zamanımızın oyuncakları engelliyor. İşte burada bir fasit daireyle karşılaşıyoruz:

Bu oyuncaklar ideal peşinde koşmaya fırsat bırakmıyor; idealimiz olmayınca da onların hayatımızı işgal etmesine engel olamıyoruz.

Bu fasit daireyi her iki taraftan da kırabilirsiniz. Fazlalıklarından arındırdığınız bir hayat, kendisine anlam kazandıracak bir ideal arayışına doğal olarak girecektir. Fakat önce hayat gayenizi belirlemek daha kolaydır; niçin yaşadığınızı bildiğiniz zaman, hayatınızın geri kalan kısmını doldurma ve düzenleme işini bu ideale bırakmış olursunuz.

İdeal sahibi olmak, insanın yaratılış amacını keşfetmesi demektir. İnsan neslinin yaratılış amacı, genel olarak, “Allah’a kulluk etmek” şeklinde tanımlanmıştır (Zâriyât, 51:56). Kulluğunu ne şekilde ve nasıl bir zenginlik içinde Rabbine sunacağını ise, kaderin ona nasip ettiği yetenekler ve hayat şartları gibi unsurları dikkate almak suretiyle, kulun kendisi bulacaktır.

Bu konu ne zaman açılacak olsa, yıllar önce özürlü çocuklar hakkında düzenlenen bir televizyon programını hatırlarım. Programa katılanlardan biri de, kendisini özürlü çocukların problemlerine adamış bir hanım idi. Bu hanımın özürlü bir çocuğu vardı; onun problemleriyle uğraşırken kendisini bu gönüllü çalışmaların içinde bulmuştu. Macerasını anlatırken, “Sonunda Allah’ın beni bunun için yarattığını anladım” diyordu. Bu hanım, sadece kendi hayat gayesini keşfetmekle kalmamış, bunu yaparken bir felâketi mutluluğa çevirmenin yolunu da bulmuştu.

***

Bu dünyaya gelen her bir canlı, bir gayeyle gelir; giderken de ardında bir iz bırakır. Bir karıncanın arkasında bıraktığı dünya, karınca kararınca temizlenmiş bir dünyadır. Arının altı haftalık bir ömürden sonra geride bıraktığı dünyada ise 50 gram bal farkı vardır.

Eğer insan, kendisine verilmiş olan imkân ve yeteneklerle mütenasip bir iz bırakmak üzere gönderildiği bu dünyadaki sayılı günlerini karnına 700 kilo yağ depolamak için harcarsa, arının da, karıncanın da çok gerisinde kalmış olur.

***

Son Devir, Ekim 2012

3 Ocak 2021 Pazar

Vesile nedir, ne değildir?


*

Mâide sûresinin 35. âyetini okuduğumuz 295. Kur’an Buluşmasının özeti ve kesintisiz video kaydı


Geçtiğimiz hafta Kur’an Buluşmaları sekiz yılını tamamlayarak dokuzuncu yılının ilk dersine geçti.

Dersimizin konusu, ebedî kurtuluşun üç şartını kendisinde barındıran Mâide sûresinin 35. âyeti idi. Âyetin meâli:

Ey iman edenler! Allah’tan sakının, Ona vesile arayın ve Onun yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.

Bu âyet-i kerime, kurtuluş şartlarını (1) takvâ, (2) vesile, (3) cihad olarak açıklıyordu.

Takvâ ve cihad konuları üzerinde daha önceki bölümlerde durmuş olmakla beraber, konunun ana hatlarını tekrar hatırlamaya çalıştık. Bu arada, kamuoyunda zaman zaman bazı tartışmaların konusu haline getirilen “vesile” konusunu da Kur’ân ve Hadisten aldığımız referanslarda aydınlığa kavuşturmaya çalıştık. Aslında, manzara, objektif bir şekilde ele alındığı takdirde hiç de karışık değildi; herşey son derece net şekilde görünüyordu. Bu konuda âyet ve hadislerin açıklamalarını şu şekilde özetledik:

Allah’a ulaştıracak gerçek vesile, takvâ ile amel-i salihten ibarettir. Kur’ân ve Sünnet bizi doğruca bu vesilelere yönlendirir.

Salih zatlar da eğer Allah’a ve Resulüne itaate, sadece Allah rızası için Kur’ân ve Sünnet dairesinde hayırlı işler yapmaya vesile oluyorlarsa, onlar da bu yaptıkları sebebiyle vesile, daha doğrusu vesilenin vesilesi sayılabilirler.

Ancak amel-i salih yerine onların şefaatini vesile olarak saymak doğru değildir.

Ayrıca onlar da herkes gibi Allah huzurunda hesap verecek ve ancak kendi vesileleri sebebiyle kurtuluşa erecek olan kimselerdir.

Unutulmamalı: Sadece bir tane dünya hayatımız var. Ve bu hayat, boş hayallerle avunarak tüketilecek bir sermaye değildir.

İster âhiret, ister dünya işleri itibarıyla olsun, kurtuluştan ne anlıyorsanız hepsinin çözümü bu formüldedir: takvâ, Allah’ın rızasına ulaştıracak vesile, cehd ve gayret.

Programın video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

UTESAV organizasyonuyla gerçekleşmekte olan ve daha önce MÜSİAD Genel Merkezinde yapılmakta olan Kur’an Buluşmaları, salgın sebebiyle bir müddettir https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden Cumartesi sabahları 7:30-8:30 arasında canlı olarak yayınlanıyor.