SON EKLENENLER
latest

27 Mart 2021 Cumartesi

Kur'ân, zaman ve insan


*

O Ramazan ayı ki, onda Kur’ân indirildi.
Bakara Sûresi, 2:185

Hâ mim.
Apaçık kitaba and olsun:
Biz onu mübarek bir gecede indirdik. Biz daima insanları uyarmışızdır.
Her bir hikmetli iş o gecede ayırt edilir.
Duhan Sûresi, 44:1-4

Biz onu Kadir gecesinde indirdik.
Kadir Sûresi, 97:1


ÜMİT ŞİMŞEK


HER üç âyet de bir mübarek zaman diliminden söz ediyor. Ve her üç âyet de o zaman diliminde cereyan eden önemli bir hadiseyi anlatıyor.

Bakara ile Kadir Sûresinde sözü edilen zaman diliminin Ramazan ayı ile ondaki Kadir gecesi olduğu zaten aşikâr bir şekilde belirtilmiş bulunuyor. Duhan Sûresinin âyetinde ise gecenin adı verilmediği için, onun Berat mı, yoksa Kadir gecesi mi olduğu konusunda ihtilâf edilmiştir. Yaygın görüş onun Kadir gecesi olduğu yönünde ise de, Berat gecesinde Kur’ân’ın dünya semasına indiği, Kadir gecesinde de Hz. Peygambere inmeye başladığı yolunda görüşler de vardır. Fakat konumuz itibarıyla bu birşey değiştirmiyor. Çünkü, ister Berat, ister Kadir gecesi olsun, âyet, onda Kur’ân’ın inişine dikkatleri çekiyor ve biz de bu husus üzerinde durmak istiyoruz.

Kur’ân, bu âyetlerde, bize kendisinden söz ediyor.

Bir de, onun indiği zaman diliminin değerine, feyiz ve bereketine dikkat çekiyor.

Bundan çıkan apaçık sonuç:

Bu zaman dilimleri, Kur’ân sebebiyle değer kazanmıştır.

Eğer Ramazan ayı on bir ayın sultanı ise, onda Kur’ân indiği içindir.

Eğer Kadir gecesi bin aydan hayırlı ise, onda Kur’ân indiği içindir.

Eğer Berat gecesi mübarek bir gece ise, onda Kur’ân indiği içindir.

Kur’ân’ın bu gün ve gecelerden söz etmesi de bizim dikkatlerimizi Kur’ân’a yöneltmek içindir. O gün ve gecelerin Kur’ân sebebiyle öylesine bir değer kazanması, bize bu hakikati hatırlatmak için yeterli olmalıdır.

Bu sonuç ise, bize, sadece sözü geçen gün ve geceleri değil, tüm hayatımızı nasıl değerlendireceğimiz konusunda apaçık bir ders verir.

Eğer bir gece, içinde Kur’ân’ın inmesi sebebiyle seksen seneden daha yüksek bir değer kazanıyorsa, insan hayatı bundan daha fazlasına lâyıktır. O da Kur’ân’ı karşılamak, Kur’ân’a yönelmek, Âlemlerin Rabbinden gelen bir hitaba mazhar olmak suretiyle, binlerce ömrün kazancına erişebilir, ebedî bir âlemde bu muhataplık şerefini sonsuza kadar devam ettirebilir. Nitekim Rahmân Sûresinin başındaki âyetlerde, Yüce Allah’ın, insana Kur’ân’ı öğretmek suretiyle bahşettiği değere işaret edilmekte ve üzerimizdeki bu en büyük İlâhî lütuf bize hatırlatılmaktadır.

Onun için, bu mübarek gün ve geceler, hayatımızı Kur’ân ile değerlendirme bilincini geliştireceğimiz zamanlar olmalıdır.

“Nasıl?” diye sorulacak olursa, “Akla gelen her şekilde” cevabını verebiliriz.

Şunu unutmamak gerekir ki, Kur’ân ile ilgili en küçük birşey, insan hayatında bir yer işgal etmeye, en büyük şeylerden de fazla lâyıktır.

Bu, kimimiz için bir harf öğrenmek, kimimiz için bir hatim indirmek, kimimiz için Kur’ân’dan bir hakikat dersi almak, kimimiz için Kur’ân’dan birşeyler öğretmek olabilir. Bazan bir mukabelede cüz takip ediyor, bazan Kur’ân’dan aldığımız bir dersi nasıl hayatımıza geçireceğimizi müzakere ediyor olabiliriz. Bütün bunlar, en ince ayrıntısına kadar, Yer ve Gökler Rabbinin ilminde koruma altına alınır ve bir büyük hesap günü için saklanır.

Sen hangi işte olsan, o işe dair Kur’ân’dan ne okuyacak olsan, yahut siz ne iş yapsanız, siz ona dalıp gittiğinizde Biz size şahidizdir. Ne yerde, ne de gökte, zerre ağırlığınca birşey bile Rabbinden gizli kalmaz. Bundan küçük olsun, büyük olsun, ne varsa hepsi apaçık bir kitapta yazılmıştır.[1]

Kur’ân, sadece gün ve gecelere değer kazandırmakla kalmaz. Ona yönelen gönüllerde, onunla geçen ömürlerde de nice Berat geceleri, nice Kadir geceleri doğar.

Berat gecesi, Ramazan ayı ve Kadir gecesi gibi zamanlar ise, Kur’ân’a böyle bir şuur içinde yönelmenin tam vaktidir. O zamanlar da hem Kur’ân ile değerlendirilmeli, aynı zamanda da Kur’ân ile ilişkilerimizi yeniden değerlendirmek ve Kur’ân ile meşgul olma alışkanlığını bütün bir ömre yaymak için vesile olmalıdır.

Şöyle de düşünebiliriz:

Eğer bu geceden sonra Kur’ân-ı Kerimin bizim hayatımızdaki yeri daha önceki yerinden farklı hale gelmişse, bu gece hakkımızda hayırlı ve makbul olmuş demektir.


[1] Yunus Sûresi, 10:61.

21 Mart 2021 Pazar

Yazı serisi kitaplaştı


*

“Kur’an ve Sünnet Işığında Risale-i Nur Hareketinin Dünü, Bugünü, Yarını” başlıklı yazı serisi kitap olarak Akıl Fikir Yayınları arasında çıktı


Bir seneye yakın zamandır bu sitede yayınlanmakta olan “Kur’an ve Sünnet Işığında Risale-i Nur Hareketinin Dünü, Bugünü, Yarını” adlı yazı serisi kitap olarak yayınlandı.

“Kalem Yazmak Zorunda” adıyla Akıl Fikir Yayınları arasında çıkan kitap, Risale-i Nur okuyucularının genel olarak bugün takip etmekte oldukları çizgi ile Risale-i Nur’un mahiyet ve hedeflerinin birbiriyle uyum içinde olup olmadığını sorguluyor.

Bu sorgulama sırasında bazı temel sorular da ortaya çıkıyor:

Kur’ân ve Sünnet hayatımızın neresinde?

İnsanları Kur’ân’a yöneltmek için yazılan kitaplar nasıl Kur’ân’ın yerini aldı?

Kur’ân’ı anlamaktan korkutulan insanlar.

Hayalî şeyhler, hayalî üstadlar.

Mehdîlik ve siyaset sevdasının doğurduğu sonuçlar.

Öncelikler fıkhının ihmali ve doğurduğu sonuçlar.

Ve hayatî öneme sahip bir soru:

Risale-i Nur’dan bir “Kur’ân’a dönüş formülü” olarak nasıl yararlanılabilir?

***

23 bölüm ve 286 sayfadan meydana gelen eserin bölümleri ise şöyle:

1. Kur’ân-ı Azîmüşşan’ın hakimiyet-i mutlakası

Bundan tam bir asır önce Bediüzzaman insanları Kur’ân’a yönelmeye çağırırken niçin İmam Malik’in Muvatta’ını örnek gösterdi?

2. Bediüzzaman’ı Risale-i Nur’a ulaştıran yol

Son derece yoğun bir sosyal hayat ile beraber, aynı yoğunluktaki uzun ve çetin inziva dönemleri, sonunda Mesnevî-i Nuriye meyvesini verdi. Bu, büyük maceranın başlangıcıydı.

3. Okunduğu zaman Kur’ân’ı gösteren şeffaf eserler

Bediüzzaman’ın Sebilürreşad’daki makalesinde dile getirdiği büyük arayış, en sonunda Risale-i Nur ile sonuçlandı. Risaleler hangi özellikleriyle Kur’ân’ı gösteriyor?

4. Eserlerde ve ilk talebelerin mektuplarında Kur’ân vurgusu

Osmanlı terbiyesiyle yetişmiş münevver şahsiyetler için, Risalelerden herhangi birini okur okumaz ondaki Kur’an esintilerinin kokusunu almak ve doğrudan doğruya bu esintilerin kaynağına intikal etmek zor olmuyordu.

5. İlk nesillerin Kur’ân’a bakışına kısa bir bakış

Sahabenin Kur’ân’ı anlama konusundaki hassasiyeti o derecede idi ki, hafızlığa olan rağbetin bile buna engel olmasından endişe edebiliyorlardı.

6. Kur’ân’ı anlamada bir Sahabe formülü: Önce iman, sonra Kur’ân

Ashab-ı Kiramın Kur’ân’ı okuyacak olanlarda aradıkları şart, Risale-i Nur talebelerine hem bir müjde veriyor, hem de bir sorumluluk yüklüyor.                                                                                                                

7. Kur’ân’ı “anlamak” için okumak: her mü’minin önündeki görev

Kur’ân bütün insanlara gönderildiğine göre, insanların çoğunluğu onu başka dillerdeki tercümelerinden öğrenecek demektir. Ama Türkçe mealler söz konusu olunca hesap değişiyor!

8. Nasıl meal okuyalım: 1

Hepimiz Kur’ân’ı tefekkür ederek okumakla yükümlüyüz; bunun hiçbir istisnası yoktur. Kur’ân’ın ise her seviyeden insana sunacağı bir nasip vardır. O nasibi aramak ve arttırmak için nelere dikkat etmeliyiz?

9. Nasıl meal okuyalım: 2

Kur’ân meâli okumayı hayatımızın en heyecan verici faaliyeti haline getirmeye ve ondan istifademizi arttırmaya yönelik bazı tavsiyeler.

10. Bir Kur’ân okuma rehberi olarak Risale-i Nur

Bediüzzaman Said Nursî, eserlerinde bize Kur’ân okumayı öğretiyor, Kur’ân’ı yaşanan bir hayata dönüştüren yolları gösteriyor.

11. Bu eserler böyle mi okunmalı?

Mukallitlerin hatâsı yüzünden Kur’ân’ın “tilâvetiyle teberrük olunan bir mübarek” halini aldığından yakınan Bediüzzaman’ın eserlerinden Kur’ân’a intikal etmekte zamanımız insanlarının problemi var.

12. Hayalî Ziyaeddin’den Hayalî Bediüzzaman’a gelişimizin kısa bir hikâyesi

Büyük insanları sakat telâkkilerle insan-üstü mertebelere taşıyan gelenek, Bediüzzaman Said Nursî’yi nasıl bir kimliğe büründürdü?

13. Risale-i Nur beşer kelâmıdır

İlham ile vahiy arasındaki keskin çizginin ihmal edilmesi, Risale-i Nur’un mahiyeti hakkında bazı yanlış ve tehlikeli inanışların yaygınlaşmasına yol açtı. Çözüm ise her zamanki çözüm: Kur’ân ve Sünnet.

14. “Vahyin hizmetini gören şümullü ilhamlar

Risale-i Nur’un en muhteşem Tevhid bahislerinden biri, Bediüzzaman’a iftira atmak pahasına, Risale-i Nur’a “vahiy işlevinde bir ilham” statüsü vermek için nasıl çarpıtılır?

15. Mehdîlik sevdası ve Risale-i Nur’a maliyeti

FETÖ gibi bir tedhiş örgütünün mehdiyet kılığına bürünerek bu kadar geniş kitleleri aldatmasına zemin hazırlayan zihniyet değişmedi, yön değiştirmek suretiyle yine kitleleri uyutmaya devam ediyor.

16. Tek kitaplı olmanın dayanılmaz cazibesi ve sonuçları

“Risale-i Nur’dan başka kitap okumak caiz mi, değil mi?” tartışması bunca yıl sonra niçin hâlâ güncelliğini koruyabiliyor?

17. Risale-i Nur cemaatleri FETÖ fitnesinin muhasebesini yapmak zorunda

FETÖ, Risale-i Nur cemaatleri içinde yuvalanıp gelişmiş büyük bir tedhiş örgütüydü. Bu durum cemaatlerimizi ayrıntılı bir muhasebe yükümlülüğüyle karşı karşıya getiriyor.

18. Risale-i Nur cemaatlerinin en çetin imtihan alanı: siyaset

Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınan Bediüzzaman Said Nursî’nin yolunu takip eden Risale-i Nur talebeleri, onun siyasetle ilgili uyarılarına ne kadar kulak veriyor?

19. İman hizmeti koruyucu içermemeli

Risale-i Nur’un iman hizmeti, koruma-kollama bahanesiyle sürekli olarak düşman ve düşmanlık üreten kavgacı ruhlarla başarılabilecek bir iş değildir.

20. “Nev’in enaniyeti” ve Risale-i Nur cemaatlerine maliyeti

Övünme alışkanlığı, Risale-i Nur talebelerini, eserleri anlamaktan, yaşamaktan ve iman hakikatlerine muhtaç kitlelere ulaştırmaktan uzaklaştırıyor.

21. Risale-i Nur ile Allah’ı tanımak: bir Kur’ân’a dönüş örneği

Risale-i Nur’un başta Allah’a iman olmak üzere iman hakikatlerini açıklamakta takip ettiği yöntem ve üslûp, kaynağını tamamen Kur’ân-ı Kerimden alıyor.

22. Bütün problemlerin altında yatan sebep: usulsüzlük

Risale-i Nur cemaatlerini, usule ve şûrâ ilkesine riayetsizlik sebebiyle girdikleri çıkmazda yeni maceralar bekliyor.

23. Siyaseti bırak, Kur’ân’a dön, şûrâya sarıl

Risale-i Nur cemaatlerinin âkıbeti, bu üç ilkeyi ciddiyetle uygulamalarına bağlı.


“Kalem Yazmak Zorunda: Kur’an ve Sünnet Işığında Risale-i Nur Cemaatlerinin Dünü, Bugünü, Yarını” adlı esere buradan ve diğer internet kitapçılarından ulaşabilirsiniz:

https://www.kitapoba.com/kalem-yazmak-zorunda

https://www.babil.com/kalem-yazmak-zorunda-kitabi-umit-simsek

https://www.kitapsec.com/Products/Kalem-Yazmak-Zorunda-Akil-Fikir-Yayinlari-583190.html

https://www.dr.com.tr/Kitap/Kalem-Yazmak-Zorunda-Kuran-ve-Sunnet-Isiginda-Risale-i-Nur-Cemaatlerinin-Dunu-Bugunu-Yarini/Din-Tasavvuf/Islamiyet/urunno=0001911685001

https://kidega.com/kitap/kalem-yazmak-zorunda-399217/detay

https://www.pegem.net/kitabevi/509899-Kalem-Yazmak-Zorunda-kitabi.aspx

https://www.kitapburada.com/kitap/kalem-yazmak-zorunda

https://www.kitapkoala.com/kitap/kalem-yazmak-zorunda-umit-simsek-9786059499729

https://www.fidankitap.com/kalem-yazmak-zorunda