Kayıtlar

Ağustos 22, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dalkavukluğun önünü bıçak gibi kesen âyet ve hadisler

Resim
*** Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananları azaptan kurtulurlar sanma. Onlar için acı bir azap vardır. Âl-i İmrân, 3:188 Ö vülmekten hoşlanmak, hele bir de yapmadığı şeylerden dolayı şeyler sebebiyle övülmekten hoşlanmak, 212. Kur’an Buluşmasının ana konusuydu. Okuduğumuz âyetler, hadisler ve müfessir yorumları, bu zayıf damarımız hakkında oldukça şiddetli uyarılar içeriyordu. Bir defasında Resulullah’ın (s.a.v.) yanında birisinden bahsedilmiş, adamın biri de onu övmüştü. Resulullah “Yazık sana, arkadaşının boynunu vurdun” buyurdu ve bu sözü birçok defa tekrarladı. Sonra da şöyle buyurdu: “Eğer sizden birisi arkadaşını övecek olursa ve gerçekten onun övdüğü gibi olduğuna inanıyorsa, ‘Onun şöyle şöyle olduğuna inanıyorum’ desin. Çünkü onu hesaba çekecek olan Allah’tır; Allah’a karşı ise hiç kimse temize çıkarılamaz.” (Buharî, Şehâdât: 16, Edeb: 54; Müslim, Zühd: 65; bkz. Ebû Dâvud, Edeb: 9; İbni Mâce, Edeb: 36). Başka bir sefer de adamın biri Hz. Osman’ı övmeye ba

Belgesellerin vahşî dünyası

Resim
*** Yalanların en büyüğü, içinde gerçekleri barındıran, hattâ bazan tümüyle gerçeklerden ibaret olan yalanlardır. Tabiatperest bir bakış açısını yansıtan doğa belgeselleri bu gerçeğin örnekleridir. ÜMİT ŞİMŞEK Televizyonun o kadar da kötü birşey olmadığını söyleyenlerin elindeki en önemli savunma kozu belgesellerdir. Başka programlar ne kadar zarar verse yahut vakit öldürse de belgeseller insana birşeyler öğretir. Biz bunları seyrettiğimizde sadece hoş vakit geçirmekle kalmayız; aynı zamanda bilgi dağarcığımıza da birşeyler katmış oluruz. Veya öyle zannederiz. Gerçek ise bundan çok daha farklıdır. Hattâ diyebiliriz ki, televizyonun asıl tahribatı, sinsi ve kalıcı bir şekilde, belgeseller cephesinde ortaya çıkmaktadır. En son izlediğiniz tabiat belgesellerinde ne gördüğünüzü hatırlıyor musunuz? Büyük ihtimalle bunlar maymun, firavun ve kaplan-timsah türü şeyler olacaktır. Hatırlamıyorsanız, belgesel kanallarından birini şimdi açın; bunlardan biriyle karşılaşma ihtimaliniz çok yüksektir.

Okumayı unutan adam(lar)

Resim
*** Ünlü bir yazar, bir sabah âniden okumayı unutuverdi ve okumaz-yazar haline geldi. Fakat onu tedavi eden doktorun durumu daha da içler acısıydı. Ya toplum olarak bizim halimiz? ÜMİT ŞİMŞEK Kanada’lı Howard Engel, 2001 yılının bir Temmuz sabahında gazetesini açtığı zaman, hiçbir şeyi okuyamadığını fark etti. Resimleri görüp anlamakta zorluk çekmiyor, fakat gazetenin hangi köşesini okumaya kalksa, karşısına “hiyeroglif” ile doldurulmuş bir metin çıkıyordu. Oysa okumak, 70 yaşındaki Howard Engel’in o Temmuz sabahına kadar nefes alıp verircesine yaptığı en doğal işlerinden biriydi. Çocukluğunda, henüz mahallesindeki eczanenin yerini öğrenmeden, astronomi okumalarıyla gökyüzündeki yıldızların, bulutsuların, galaksilerin yerini öğrenmişti. Üstelik Howard Engel bir yazardı. Kanada’ya ilk detektif roman kahramanını armağan ettikten başka, onu izleyen 200 kadar yazarı da ülkesine kazandırmıştı. Fakat ünlü yazar şimdi kendi yazdıklarını da okuyamıyordu. İşin daha da garibi: Howard Engel’in ya