Kayıtlar

Kasım 14, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kalem yazmak zorundadır: 3

Resim
Büyük mütefekkir ve şair Sezai Karakoç’un insanlığa armağan ettiği eserlerinden biri de, Risale-i Nur’ların yasak kitap muamelesi gördüğü 1960’lı yıllarda, bir Ramazan gününde kitap okurken “suçüstü” yakalanarak tutuklanan Nur talebeleriyle ilgili olarak peş peşe yayınladığı “Kalem Yazmak Zorundadır” başlıklı üç yazısı idi. Kalem sahiplerini bir vicdan muhasebesine çağırıyordu Karakoç bu yazılarında. “Bir gün gelir de bizim çağımıza bakanlar, eski çağlara bizim baktığımız gibi bakarlar da, aynı şeyleri, inanç yüzünden hapishanelerde çile dolduranları görürlerse, hakkımızda nasıl hüküm vereceklerdir dersiniz?” diye soruyordu. Sonra da, “Kalem çağın sorumlu şahididir” diyor ve her kalem sahibine tarihî sorumluluğunu hatırlatıyordu: “Yazıcı melekler nasıl her gördüklerinin birini saklamadan yazmak zorundalarsa, onları örnek almak durumunda olan kalem de, çağındaki haksızlıkları, yanlışlıkları, aşırılıkları, yıkımları, korkmadan ve çekinmeden kaydetmek zorunda ve sorumluluğundadır. Evet ya

Kalem yazmak zorundadır: 2

Resim
Büyük mütefekkir ve şair Sezai Karakoç’un insanlığa armağan ettiği eserlerinden biri de, Risale-i Nur’ların yasak kitap muamelesi gördüğü 1960’lı yıllarda, bir Ramazan gününde kitap okurken “suçüstü” yakalanarak tutuklanan Nur talebeleriyle ilgili olarak peş peşe yayınladığı “Kalem Yazmak Zorundadır” başlıklı üç yazısı idi. Kalem sahiplerini bir vicdan muhasebesine çağırıyordu Karakoç bu yazılarında. “Bir gün gelir de bizim çağımıza bakanlar, eski çağlara bizim baktığımız gibi bakarlar da, aynı şeyleri, inanç yüzünden hapishanelerde çile dolduranları görürlerse, hakkımızda nasıl hüküm vereceklerdir dersiniz?” diye soruyordu. Sonra da, “Kalem çağın sorumlu şahididir” diyor ve her kalem sahibine tarihî sorumluluğunu hatırlatıyordu: “Yazıcı melekler nasıl her gördüklerinin birini saklamadan yazmak zorundalarsa, onları örnek almak durumunda olan kalem de, çağındaki haksızlıkları, yanlışlıkları, aşırılıkları, yıkımları, korkmadan ve çekinmeden kaydetmek zorunda ve sorumluluğundadır. Evet ya

Kalem yazmak zorundadır: 1

Resim
Büyük mütefekkir ve şair Sezai Karakoç’un insanlığa armağan ettiği eserlerinden biri de, Risale-i Nur’ların yasak kitap muamelesi gördüğü 1960’lı yıllarda, bir Ramazan gününde kitap okurken “suçüstü” yakalanarak tutuklanan Nur talebeleriyle ilgili olarak peş peşe yayınladığı “Kalem Yazmak Zorundadır” başlıklı üç yazısı idi. Kalem sahiplerini bir vicdan muhasebesine çağırıyordu Karakoç bu yazılarında. “Bir gün gelir de bizim çağımıza bakanlar, eski çağlara bizim baktığımız gibi bakarlar da, aynı şeyleri, inanç yüzünden hapishanelerde çile dolduranları görürlerse, hakkımızda nasıl hüküm vereceklerdir dersiniz?” diye soruyordu. Sonra da, “Kalem çağın sorumlu şahididir” diyor ve her kalem sahibine tarihî sorumluluğunu hatırlatıyordu: “Yazıcı melekler nasıl her gördüklerinin birini saklamadan yazmak zorundalarsa, onları örnek almak durumunda olan kalem de, çağındaki haksızlıkları, yanlışlıkları, aşırılıkları, yıkımları, korkmadan ve çekinmeden kaydetmek zorunda ve sorumluluğundadır. Evet ya