Asıl büyük felâket: musibeti okuyamamak


  

En'âm sûresinin 40-45. âyetlerini okuduğumuz 354. Kur'an Buluşmasının özeti ve video kaydı

  

Musibetlerin İlâhî birer uyarı olma özelliği ve inkârcıların bundan ibret almayışları, 21 Mayıs günkü 354. Kur’an Buluşmasının gündemiydi.

Buluşmada okuduğumuz En’âm sûresinin 40-45. âyetlerinin meâli şöyleydi:

De ki: Söyleyin bana, eğer Allah’ın azabı size erişse veya kıyamet başınıza kopacak olsa, Allah’tan başkasına mı yalvaracaksınız? Sözünüzde doğru iseniz, cevap verin.

Siz o zaman yalnız Ona yalvarırsınız; O da eğer dilerse duanıza sebep olan şeyi giderir ve siz, Ona koştuğunuz ortakları unutuverirsiniz.

Senden önceki ümmetlere de Biz peygamberler gönderdik ve onları, olur ki yalvarırlar diye darlıklara ve zorluklara uğrattık.

Hiç olmazsa onlara azabımız geldiğinde yalvarsaydılar! Fakat kalpleri katılaşmış, şeytan da onlara yaptıklarını hoş göstermişti.

Kendilerine verilen öğütü unuttuklarında, bu defa onlara bütün nimetlerin kapılarını açtık. Nihayet, kendilerine verilenle şımardıkları zaman, onları ansızın yakalayıverdik de umduklarından mahrum kaldılar.

Zulmeden kavmin arkası böylece kesilmiş oldu. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.

Bu âyetlerde dikkatimizin çekildiği iki ana konudan birincisinde, en yaman inkârcıların bile canları tehlikeye düştüğü zaman, ister istemez Allah’ı hatırladıkları ve Ona yalvardıkları hatırlatılıyordu.

İkinci konu ise, bir musibeti çok daha büyük bir musibet haline getiren bir gaflet ve inkâr örneğiydi: musibeti musibet olarak görmemek ve ondan çıkarılması gereken dersi çıkarmamak.

Bu konuda âyet, hadis ve hayattan çıkardığımız dersleri şu noktalarda özetledik:

  • Musibetler de tedbir ve tefekkür ister. Bunlardan birincisi dünya hayatına ve tekvinî kanunlara, ikincisi de âhiret hayatına bakan cephesidir.
  • Olayların dünyevî ve uhrevî yönleri birbirini nefyetmez; sadece hükümleri ayrıdır. Birinin hükmünü yerine getirmek diğerine itaat mecburiyetini ortadan kaldırmaz.
  • Allah Teâlânın ilmi, hikmeti, kudreti, iradesi sonsuz olduğu ve her şeyi her haliyle kuşattığı için, bir hadisede birçok sebebi ve hikmeti toplar. Olaylara tek bir yönden bakanlar ise sadece kendi gözlerinin, bilgilerinin, anlayışlarının ve bakış açılarının gösterdiği şeyi görürler.
  • Hayata Kur’ân’ın gösterdiği yerden bakan mü’minler, başlarına gelen iyiliklere bir şükür ve imtihan vesilesi olarak bakarlar, bu nimetlere erişmek için Allah’ın kendilerine yüklediği çabayı göstermekten de geri kalmazlar. Kötülüklere karşı ise maddî ve manevî tedbirlerin her ikisini birden almakla yükümlü olduklarını bilirler; başlarına bir musibet geldiği zaman da her iki cihetten yaklaşarak muhasebe yaparlar, durumlarını düzeltirler.

En’âm sûresinin 40-45. âyetlerini okuduğumuz 354. Kur’an Buluşmasının video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

https://youtu.be/y-pg8rudL7A

UTESAV organizasyonuyla düzenlenen Kur’an Buluşmaları 2013 yılından beri haftalık olarak devam ediyor. Pandemi önlemlerine kadar MÜSİAD Genel Merkezinde Cumartesi sabahları gerçekleşen Buluşmalar, Mart 2020’den bu yana YouTube’un Erdemli Hayat kanalından Cumartesi sabahları 7:30-8:30 arasında canlı olarak yayınlanıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü

Yöneticiler hesaba hazırlansın