Balarısı ve güneş


Fotoğraf: Simon Berger (Pexel)

  ÜMİT ŞİMŞEK

Yarın saat 11:30’da güneşin hangi noktada bulunacağını kesin şekilde belirtebilir misiniz?

Bu çok zayıf bir ihtimaldir. Fakat bir balarısı için, böyle işlemler çocuk oyuncağı sayılır.

Yılın hangi mevsiminde, günün hangi saatinde güneşin nerede bulunduğunu, bütün canlılar arasında belki de en iyi bileni, balarısıdır. Çünkü bütün faaliyetleri bu bilgiye bağımlı olarak düzenlenmiştir.

Balarısı güneşe bakarak yolunu bulur. Bulduğu çiçekleri, kendi arkadaşlarına, güneşe bakarak tarif eder. Sonra hep beraber giderler, o çiçekleri, elleriyle koymuş gibi bulurlar. İsterse aradan saatler geçmiş, güneşin gökyüzündeki konumu değişmiş olsun. Arıların hesabında gerekli ayarlamalar her zaman en sağlıklı bir şekilde yapılır ve adres asla kaybedilmez.

Peki, hava bulutlu olduğu zaman arılar ne yapar?

Hiçbir şey değişmez. Yeter ki, bulutların arasından ufacık da olsa bir parça mavilik görünsün. Oradan gelen ışığın polarizasyon düzlemini bulur, güneşin nerede saklandığını yine çıkarırlar. Ve, görünmeyen güneşin konumuna göre adres tarif ederler, adres bulurlar.

Işıktaki polarizasyon hadisesini insanlar on dokuzuncu yüzyılda keşfettiler. Oysa balarıları, binlerce senedir polarize ışığı kullanarak yollarını buluyor ve asla şaşırmıyorlar.


•••


Balarısı göğün maviliğine bakıp güneşin yerini hesaplamayı şuursuz tabiattan yahut kör tesadüften öğrenmedi. Balarısının minicik beynine, güneşin yıllık hareketlerini bunlar programlamadı.

Aslında balarısının bunlardan hiçbirine ihtiyacı yok.

Çünkü onun, herşeyi gören ve herşeyi bilen bir Rabbi var.

Şahit mi?

İşte balarısı, işte güneş... Arı, kendi varlığına ancak kendisi kadar şahitlik ederken, Rabbinin varlığına ve birliğine, güneşle el ele verip öylece şahitlik ediyor.

Ve kendisine yol gösterenin, güneşi ve ışığını yaratandan başkası olamayacağını, güneş kadar açık ve parlak bir şekilde gösteriyor.

Rabbin balarısına vahyetti: “Dağlardan, ağaçlardan, insanların kurduğu kovanlardan kendine evler edin. Sonra meyvelerin hepsinden ye de, Rabbinin sana has kıldığı, şaşırmayacağın yaylım yollarına çık.” Onların karınlarından çeşitli renklerde bir şerbet çıkar ki, onda insanlar için şifa bulunur. Düşünen bir topluluk için şüphesiz bunda bir delil vardır. (Nahl Sûresi, 68-69). 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an mealleri din eğitiminde baş köşeyi almalı

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü