Göklerin ve yerin melekutunu İbrahim aleyhisselam gibi okumak


  
En'am sûresinin 75. âyetini okuduğumuz 370. Kur'an Buluşmasının özeti ve video kaydı
   

UTESAV’ın Kur’an Buluşmalarında geçtiğimiz haftanın konusu yine İbrahim aleyhisselâm idi. Bu defa okuduğumuz En’âm sûresinin şu mealdeki 75. âyeti, bizi “melekût” ve “yakîn” kavramlarıyla tanıştırıyor ve İbrahim aleyhisselâm gibi kesin bir imana sahip olmanın yolunu gösteriyordu:

Kesin bir imana erişmesi için, İbrahim’e Biz böylece göklerin ve yerin melekûtunu  gösterdik.

Allah’ın bütün kâinatı kuşatan mutlak egemenliğini ifade eden “melekût” kavramı üzerinde durarak Kur’ân’ın bu kavramı hangi anlamda kullandığını gördükten sonra, böyle bir imanı elde etmenin yolu ve İbrahim aleyhisselâmın bizim için örnek alınacak bir nümune teşkil edişi üzerinde durduk ve anahatlarıyla şu tesbitleri yaptık:

·

         Göklerde ve yerde, insanlara kesin bir imana ulaşmanın yolunu gösterecek deliller fazlasıyla mevcuttur ve her an herkesin gözleri önünde sergilenmektedir. Kur’ân’ın âyetleri, göklerin ve yerin âyetlerine de atıfta bulunarak insanları kâinatın bütün varlıklarıyla birlikte muhteşem bir hükümranlığa tâbi olarak yaratılıp yaşatıldığını ilân eden bu âyetleri okumaya çağırmaktadır.

·         İnsanların çoğunluğunun bu âyetleri okumaktan geri kalması, âyetlerin zayıflığından değil, insanların inkârı veya gafleti sebebiyledir ve bunun sorumluluğu da kendilerine aittir.

·         İbrahim aleyhisselâm ise, kâinatı ve hayatı okumak, tefekkür etmek, onların anlamlarını çözmek, İlâhî hakikatlere şahitliklerini anlamak gibi hususlarda Allah’ın kendisine verdiği beşerî kabiliyetleri yerli yerince kullanmak suretiyle bütün beşeriyete örnek teşkil etmiş ve aynı zamanda Allah’ın rahmetini celb ederek daha nice İlâhî ikramlara mazhar olmasını sonuç vermiştir. Doğru yolu gösterecek ve ona iletecek olan, hiç şüphesiz, Allah’tır. Ancak kulun bunu niyet ve çabasıyla hak ettiğini göstermesi gerekir.

·         Makbul olan iman, kesin olan, yakîn derecesinde imandır. Zaten Allah’ın varlığı, kâinatın varlığı kadar kesin bir gerçek olarak karşımızdadır. Bütün varlıklar, düzenli ve hikmetli yaratılış ve yaşayışlarıyla, kendilerini sonsuz ilim, hikmet, irade ve kudret sahibi bir Yaratıcıya şahitlik ederler ki, kendi maddî ve manevî varlığımız da bu şahitlerin içinde, hattâ en başındadır. “Yaratan bilmez mi?” (Mülk, 67:14) hükmünce, Allah’a kesin olarak iman etmek, Onun bildirdiklerine de aynı kesinlikle iman etmek demektir. İman ile ilgili herhangi bir konuda tereddüt söz konusu ise mutlaka bu konu samimî ve ciddî bir şekilde araştırılarak sonuca bağlanmalıdır.

·         Kur’ân-ı Kerim İbrahim aleyhisselâmı nümune-i imtisal olarak göstermiş olması, beraberinde bir yükümlülük de getirir. Bu, İbrahim aleyhisselâmı tanıma yükümlülüğüdür. Lâkin onu tanımak, onun hakkında biyografik bilgiler edinmekten çok daha başka birşeydir. Zaten Kur’ân da onun biyografisi üzerinde durmaz, onu örnek insan yapan özelliklerini bize tanıtır. Kur’ân’ın hangi âyetinde onun ismini görsek, orada bizim kendi nefsimize çıkarmamız gereken bir ders ve bizi Allah’ın dostluğuna ulaştıracak bir iz vardır. O izi takip etmek bir hayat gayesi olmalıdır.

·         Kur’ân bize örnek gösterdiğine göre, bu örneği takip edebilmek için İbrahim aleyhisselâmı iyi tanımak gerekir. Fakat bu konuda bize fayda vermeyecek bilginin değil, bize yarayacak ve yol gösterecek olan bilginin peşine düşmek gerekir. Bunun başta gelen şartı da Kur’ân ile sahih hadislerin dışına çıkmamaktır.

En’âm sûresinin 75. âyetini okuduğumuz 370. Kur’an Buluşmasına ait video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

  

Kur’an Buluşmaları Cumartesi sabahları MÜSİAD’ın Çobançeşme’deki genel merkezinde gerçekleşiyor. Buluşmalar, sabah namazını takiben 7:00-7:30 arasında simit, peynir ve çaydan meydana gelen kahvaltı ikramından sonra 7:40-8:40 arasında sunum ve 8:30-9:00 arasında soru-cevap şeklinde cereyan ediyor ve canlı olarak https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden yayınlanıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü

Yöneticiler hesaba hazırlansın