Hayra ve şerre çağıranların ortasındaki insan

 

 

En'am sûresinin 71-72. âyetlerini okuduğumuz 367. Kur'an Buluşmasının özeti ve video kaydı


İyiliğe ve kötülüğe çağıranların arasında sürekli olarak bir tercih yapmak zorunda olan herkes için bir pusula işlevini görecek Kur’ân uyarıları, 367. Kur’an Buluşmasının gündemindeydi.

UTESAV organizasyonuyla düzenlenmekte olan buluşmaların bu bölümünde En’am sûresinin şu mealdeki 71-72. âyetlerini okuduk:

De ki: Allah bizi doğru yola eriştirdikten sonra, bize ne yararı, ne zararı dokunmayan, Allah’tan başka şeylere yalvarıp da gerisin geri mi dönelim? Şeytanların kandırdığı şu kimsenin hali gibi ki, arkadaşları “Bize gel” diye onu doğru yola çağırırken, o yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşmaktadır. De ki: Doğru yol Allah’ın hidayetidir. Biz ise Âlemlerin Rabbine teslim olmakla emrolunduk.

Bir de namazı dosdoğru kılmamız, Allah’a karşı gelmekten sakınmamız emredildi. Çünkü sonunda toplanacağımız yer Onun huzurudur.

Konuyla ilgili diğer âyet-i kerimelerin ve hadis-i şeriflerin ışığındaki incelerimizde özetle şu tesbitler ortaya çıktı:

Kendisine fayda verecek şeyi talep etmek ve zarar verecek şeyden kaçınmak, sadece insanların değil, akıldan nasibi olmayan diğer canlıların da en önemli bir özelliğidir. Bunu ayırt edememek, şuursuzluktan da ötede, hayattan dahi nasipsiz olmak anlamına gelir.

Fayda veya zarar veremeyecek olan şeye yakarmak ise, şuursuzluktan da ötede, insanı hayvanatın bile aşağısına düşürecek bir utanç sebebidir.

Bunun üzerine bir de kendisine her türlü fayda ve zararı vermeye kadir olan, ayrıca Kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamayacağını bildirmiş bulunan Âlemlerin Rabbine isyan etmek ve açıkça meydan okumak anlamına gelen bir davranış eklendiğinde, akıl ve şuurdan nasipsizlik her türlü tasavvurun ötesinde bir mertebeye ulaşmış demektir.

Bir hatırlatma: İnsanları her iki taraftan da çağıranların bulunduğunu bildirmekle, Kur’ân-ı Kerim, hayra çağıranları ihmal ve gevşekliğe düşmemek hususunda uyarmaktadır. Hiçbir hakka dayanmayan şerre çağıranlar bu kadar çaba gösterirken, insanları hakka, hakikate, ebedî kurtuluşa çağıranlar onlardan aşağı kalmamalıdır. Hayra çağıranlara âyet-i kerimede o kimsenin “arkadaşları” olarak nitelenmesinde bu incelik vardır: Uçurumun kenarında, Cehennem alevleri arasına düşmek üzere olan arkadaşınızı bu halde terk edemezsiniz, etmemelisiniz.

Kur’ân-ı Kerimin bize verdiği dersin özeti şudur: Nerede olursanız olun, ne zaman olursa olsun, ne yaparsanız yapın, bütün yaptıklarınız, siz farkında olsanız da olmasanız da çok büyük bir hedefe doğru attığınız adımlardır ve bu dünyaya gönderilişimizin sebebi de budur. Bizim elimizde olan şey, bu adımları bizim lehimizde veya aleyhimizde sonuçlar doğuracak şekilde bir tercih yapmaktır.

Bu tercih ise, bir defa yapıldıktan sonra bitecek bir iş değildir. Dünya hayatı, sürekli şekilde insanı yoldan çıkaracak tuzaklarla doludur. Bu tuzaklardan kurtulmanın çaresi ise Allah ile sürekli irtibat halinde bulunmaktır.  Bunun vasıtası da namazdır.

En’am sûresinin 71-72. âyetlerini okuduğumuz 367. Kur’an Buluşmasına ait video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

Kur’an Buluşmaları Cumartesi sabahları MÜSİAD’ın Çobançeşme’deki genel merkezinde gerçekleşiyor. Buluşmalar, sabah 7:00-7:30 arasında simit, peynir ve çaydan meydana gelen kahvaltı ikramından sonra 7:30-8:30 arasında sunum ve 8:30-9:00 arasında soru-cevap şeklinde cereyan ediyor ve canlı olarak https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden yayınlanıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an mealleri din eğitiminde baş köşeyi almalı

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü