İmanlarına zulüm bulaştırmayanlara müjde

  
En'âm sûresinin 82-83. âyetlerini okuduğumuz 373. Kur'an Buluşmasının özeti ve video kaydı

  

Kıyamet gününde kimlerin güvende olacağını bildiren En’am sûresinin 82-83. âyetleri, geçtiğimiz haftanın Kur’an Buluşmasında gündemimiz oldu.

UTESAV tarafından düzenlenen Buluşmaların 373. bölümünde okuduğumuz âyetlerin meâli şöyle idi:

İman eden ve imanlarına zulüm bulaştırmamış olanlar — korkudan emin olmak işte onların hakkıdır; doğru yola eriştirilmiş olanlar da onlardır.

İşte bu, kavmine karşı İbrahim’e verdiğimiz hüccetimizdir. Biz dilediğimizin mertebesini yükseltiriz. Şüphesiz ki Rabbin her işi hikmetle yapan, herşeyi hakkıyla bilendir.

Konuyla ilgili âyet ve hadislerin ışığında yaptığımız değerlendirmelerde özetle şu noktaları tesbit ettik:

·         Bu âyette kastedilen zulm’ün “şirk” mânâsındaki zulüm olduğuna işaret ediyor.

·         Her zamanın ve zeminin imanları yıpratıcı tesirleri vardır. Bunların tesirinden kurtulmanın ve yıpranmaları onarmanın başta gelen şartı ve garantisi, Kur’an ve Sünnet ile ilişkimizi hiçbir zaman gevşetmemektir.

·         Bu âyetteki “emniyet/güven” ile kastedilen anlamın âhiret hayatına ait olduğu anlaşılıyor: Allah’ın azabından hiçbir endişe duymayacak şekilde güvende olmak/emin olmak.

·         İman edenlerin dünya hayatındaki özellikleri ise, “Allah’ın azabından korkmak” şeklinde tarif edilmiştir.

·         Ancak bu korku insanı yeis içine atan bir korku değildir; Allah’ın rahmetini ummak ve hiçbir zaman ondan ümit kesmemek şeklinde bir başka mü’min özelliği ile dengelenmiştir.

·         Özet olarak şu söylenebilir: Bu dünyada Allah’tan korkan ve bu korkunun gereğince davranan kimseler âhirette korkudan emin olurlar; bu dünyada böyle bir endişe taşımayanlar ise âhirette gerçek korku ile tanışırlar.

·         Kıssanın başından bu yana İbrahim aleyhisselâm tarafından kavmine karşı öne sürülen delillerin hepsi Allah tarafından ihsan edilmiştir. Bir başka deyişle, Hz. İbrahim’in ağzından çıkan ve gerek bu âyetlerde, gerekse Kur’ân’ın daha başka yerlerinde ondan nakledilen sözlerinde Allah Teâlânın rızası vardır. Yıldız, ay ve güneş üzerinden İbrahim aleyhisselâmın yürüttüğü muhakemenin durumu da böyledir.

·         Kur’ân’ın bize hedef olarak gösterdiği gibi İbrahim aleyhisselâmı örnek olarak alan ve onun yolunu tutan kimseler, niyetlerinin ve gösterdikleri çabanın derecesine göre, bu yolda Allah’ın ihsanına mazhar olacaklardır. Zira Allah kulunu her an ve her halinde gözetmektedir. Onun için, kulunun hiçbir emeğini ihmal etmez, onun her halini gözetir ve durumuna göre ona ihsanlarda bulunur.

·         Bu teşvik ve uyarılar, ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Rabbinizin katından geliyor; Onun gösterdiği yoldan daha doğru ve daha yararlı bir yol bulamazsınız.

·         Alîm ve Hakîm bir Rabbin kulları olarak size yakışan şey, Onun ilim ve hikmetine güzel bir ayna halini almak, din ve dünyanızda ilim ve hikmet peşinde olmaktır.

·         Bu hususta size yol gösterecek güzel bir nümuneyi İbrahim aleyhisselâmda bulacaksınız.

En’âm sûresinin 82-83. âyetlerini okuduğumuz 373. Kur’an Buluşmasına ait video kaydını buradan izleyebilirsiniz:


Kur’an Buluşmaları Cumartesi sabahları MÜSİAD’ın Çobançeşme’deki genel merkezinde gerçekleşiyor. Buluşmalar, sabah namazını takiben 7:10-7:40 arasında simit, peynir ve çaydan meydana gelen kahvaltı ikramından sonra 7:40-8:40 arasında sunum ve 8:40-9:10 arasında soru-cevap şeklinde cereyan ediyor ve canlı olarak https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden yayınlanıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü

Yöneticiler hesaba hazırlansın