Kayıtlar

Temmuz 17, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yoksul Müslümanların hatırı

Resim
   Yoksullukları sebebiyle insanların değer vermedikleri mü’minlerin Allah katındaki değeri, 357. Kur’an Buluşmasının gündemindeydi. İslâmın ilk yıllarında, Mekke’nin ileri gelen müşrikleri, etrafında yoksul Müslümanların bulunuşu sebebiyle Peygamberimizin yanına gelmiyorlar, bu suretle onların İslâma girme ihtimalleri kalmıyordu. Bu konuyla ilgili olarak inen âyetlerde ise, her ne gerekçe ile olursa olsun yoksul Müslümanları yanından uzaklaştırmaması konusunda Resulullaha, onun şahsında da bütün Müslümanlara hitaben En’âm sûresinin 52-53. âyetlerindeki şu şiddetli ifadeler yer alıyordu: Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek Ona dua edenleri yanından kovma. Ne onların hesabından sana bir sorumluluk vardır, ne senin hesabından onlara. Sakın onları kovup da zalimlerden olma. Onları birbiriyle böylece imtihana uğrattık; onlar da “Aramızdan bunları mı Allah lütfuna lâyık gördü?” dediler. Şükredenleri en iyi bilen Allah değil mi? Kur’ân-ı Kerimin diğer âyetlerini de dikkate al

Kâinatta ve Müslümanların hayatında rahmet ve adalet

Resim
    Adalet ve merhamet hayatın iki temel kanunudur. Her ikisi birden var olduğu zaman hayat yaşanır hale gelir. ÜMİT ŞİMŞEK Adalet ve merhamet, birbirinden çok farklı, hattâ yer yer birbirine ters düşen iki kavram gibi gözükse de, İslâm inancı içindeki yerleri açısından ele alındığında, birbirinden ayrı düşünülmesi mümkün olmayan, bilâkis birbirini tamamlayan iki büyük hakikat olarak belirecektir. Ancak her ikisinin de kapsama alanları son derece geniş olduğundan, bir makale çerçevesinde bu hakikatleri çeşitli yönleriyle incelemenin mümkün olamayacağı aşikârdır. Bu bakımdan, biz de burada, bu iki büyük hakikatin yaratılış ile ödül ve cezada birbirini tekmil edecek şekilde tecellî edişi ile hayatımızdaki yansımalarına kısa bir şekilde göz atmakla yetineceğiz. Âlemlerde rahmet Kâinata, özellikle canlılar âlemine baktığımızda gözümüze çarpan en yaygın ve en muhteşem manzara, yavrular ile anne ve babalar olacaktır. Merhametin ve şefkatin en yoğun bir şekilde ve aklın almayacağı bir zenginl

Bir küçük tecellî

Resim
  ÜMİT ŞİMŞEK   Güneşe bakılmaz. Onu her gün biz üstümüzde görürüz. Doğarken ve batarken, ve ikisi arasında gökte süzülürken görürüz. Fakat ona bakamayız. Çünkü birkaç dakikalığına olsun çıplak gözle güneşe doğrudan bakmak, gözü gözden çıkarmak mânâsına gelir. Gerçi güneş, kâinattaki trilyonlarca yıldızdan, orta çapta bir yıldızdan başka birşey değildir. Ondan büyük ve ondan parlak daha nice gök cisimleri vardır uzayda. Üstelik güneş, 150 milyon kilometre uzağımızdadır. Fakat o haliyle ve o uzaklığıyla bile, göz onun bir tecellîsini kaldırmaz. Ona bakmak için, ya koyu bir camı gözümüze siper etmek gerekir, ya da astronomların yaptığı gibi, onun görüntüsünü bir perde üzerine aksettirmek. Her iki halde de, tecellînin zayıflatılması ve bizim tahammül edebileceğimiz bir seviyeye getirilmesi gerekir.     ***     Güneş de bir başka tecellînin perdesinden başka birşey değildir. Onda, trilyonlarca güneşi bir emirle yoktan yaratan bir kudretin eseri görünür. Ama kend