Kâinat kitabını Kur'an ile okumak

  
En'am sûresinin 101. âyetini okuduğumuz 382. Kur'an Buluşmasının özeti ve video kaydı

   

Kur’an Buluşmalarının 382. bölümünde, göklerin ve yerin yaratılışı ile ilgili âyetlerin ışığında bir tefekkür gezisi yaptık.

UTESAV organizasyonuyla gerçekleştirilmekte olan Buluşmalarda geçtiğimiz hafta En’am sûresinin şu mealdeki 101. âyetini okuduk:

O, göklerin ve yerin Bedî’idir. Onun eşi olamazken çocuğu nasıl olur? Herşeyi O yaratmıştır; O herşeyi hakkıyla bilir.

Gökleri, yeri ve içindekileri hiç yoktan, benzersiz ve ayrı ayrı güzellikler içinde yaratan anlamını ifade eden “Göklerin ve Yerin Bedî’i” ismiyle başlayan âyet-i kerimeyi Kur’ân’ın bütünü ışığında okuduk ve tefekküratımızı başlıca şu noktalarda topladık:

·         Kâinatın tarihini geriye doğru takip edecek olursak, bütün varlıkların sırayla yok olduğunu görürüz. Nihayet, yerin ve göklerin de yok olduğu bir ân gelir. Eğer hafızalarımızı bütünüyle sıfırlayabilmek elimizde olsaydı, ondan sonra kâinatın ve içindekilerin sırayla varlık âlemine çıkışı bize “Bedî’u’s-Semâvâti ve’l-Arz” isminin eserlerini harikulâde bir surette hayalimize gösterecekti.

·         Kur’ân, mü’minleri varlık âlemlerinin bütün tabakalarında gezdirir ve kâinattaki herşeyle onu ünsiyet ettirirken, karşısına çıkan herşeyde Rabbine gidecek bir yolu ona gösterir: dağ, deniz, sabah, akşam, gece, gündüz, yaz, kış, bitkiler, meyveler, hayvanlar, ışık, karanlık, bulut, yağmur, rüzgâr, şimşek, rüzgâr, ilh.

·         Kur’ân’ın ışığı altında bütün bunlar mü’mine Âlemlerin Rabbinden haberler ve müjdeler taşıyan âyetlere dönüşür.

·         Ve bu arada, sık sık bize büyük resmi gösterir: ayrıntılarda boğulmayalım, manzaranın bütününü görelim, ta ki her şey yerini bulsun, anlamına kavuşsun diye.

·         Gökler ve yer ile bağlantılı olarak kullanılan “Bedi’” ismi ise, her zaman iç içe olduğumuz için ülfet kazandığımız ve bu sebeple önemini tam olarak kavrayamama tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğumuz bu tabloyu birden bire canlandırır, renklendirir, anlamına kat kat derinlikler katar. Ve mânen bize der ki:

·         Her zaman hepsiyle iç içe bulunduğunuz bu varlıklar ve olayların sessizce gelip geçmesi sizi aldatmasın. Bunlar hiçten, yoktan, benzersiz şekilde yaratılmışlardır. Onların benzersiz güzellikleri de tesadüfî değildir ve başka bir yerden de alınmamıştır. Onlar, bütün bu güzellikleri ve hikmetleriyle, örneksiz olarak, hiç yoktan ve doğrudan doğruya Âlemlerin Rabbi tarafından yaratılmıştır. Gökleri ve yeri böylece hiçten ve benzersiz şekilde yaratan Allah, sizi de, bütün bu güzellikleri tanıyacak, anlayacak, arkasındakı mânâları keşfedecek güzelliklerle donatmış ve Kendisine muhatap edinmiştir.

En’âm sûresinin 101. âyetini okuduğumuz 382. Kur’an Buluşmasının tam video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

UTESAV’ın Kur’an Buluşmaları normal zamanlarda Cumartesi sabahları MÜSİAD’ın Çobançeşme’deki genel merkezinde gerçekleşiyor. Buluşmalar, sabah namazını takiben 7:00-7:30 arasında simit, peynir ve çaydan meydana gelen kahvaltı ikramından sonra 7:30-8:30 arasında sunum ve 8:30-9:00 arasında soru-cevap şeklinde cereyan ediyor ve canlı olarak https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden yayınlanıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü

Kur'an mealleri din eğitiminde baş köşeyi almalı