Gözü göz yapan nimet: basiret


   

UTESAV’ın Kur’an Buluşmalarında geçtiğimiz hafta “basiret” konusu gündemimizin ana maddesini teşkil ediyordu.

11 Mart Cumartesi günü internet üzerinden canlı olarak gerçekleşen 385. Kur’an Buluşmasında, En’am sûresinin şu mealdeki âyetini okuduk ve ondan nasibimizi çıkarmaya çalıştık:

Size Rabbinizden gerçeği gösteren deliller gelmiştir. Artık görenin yararı kendisine, körlük edenin zararı da kendisinedir. Ben sizin üzerinizde bir bekçi değilim.

Son haftalarda peş peşe okuduğumuz tevhid ve tefekkür âyetlerinin bir nevi özeti mahiyetini taşıyan bu âyet etrafındaki tefekkür seyahatimizde özetle şu noktaları tesbit ettik:

·         İçinde yaşadığınız âlemi tanıtacak, bu âlemin size anlattıklarını açıklayacak, burada bulunuş sebebinizi, niçin yaratıldığınızı, sizden beklenenleri, buradan nereye gideceğinizi açıkça bildirecek açıklamalar yapılmış, deliller gösterilmiştir.

·         Bundan önceki âyetler, Allah’ın bir taraftan ölü tohumları ve çekirdekleri yararak içinden canlı bitkileri ve ağaçları çıkarırken, diğer taraftan da gecenin karanlığını yararak içinden gündüzün aydınlığını çıkardığını; Güneşi, Ay’ı ve yolunuzu bulasınız diye yıldızları yarattığını; insan neslini tek bir candan türettiğini; gökten bir su indirerek her türlü bitkiyi, ağaçları, meyveleri yarattığını zikretmişti. Bunların hepsi, kâinatın şifresini çözmek ve etrafımızdaki varlık ve olayların hikmetini bize göstermek için yeterli deliller, basiretler idi.

·         Kur’ân’ın bütününde de yüzlerce âyet bütün kâinatı ve içindeki varlık ve olayları, hikmetleriyle birlikte insanların dikkatine sunarak varlık âleminde en küçük bir şeyin dahi İlâhî rububiyetten hariç kalamayacağını açıkça göstermiş; tekvinî ve teşriî kanunların hikmetlerini göz önüne sermiş, insanları bu kanunlara itaat ederek doğru yolu bulmaya ve her iki cihanda da huzurlu bir hayatı kazanmaya çağırmıştır.

·         Gerek Kur’ân’ın ve onu getiren Peygamberin hakkaniyeti, gerekse onların gösterdiği deliller, bu kâinatın ve onda olup bitenlerin içyüzünü göstermeye kâfidir.

·         Size bu kitabı tebliğ eden ve dininizi öğreten elçi, sadece tebliğ ve beyanla yükümlü kılınmıştır. Bu görevinin sonucunda onun bir etkisi olmadığı gibi sorumluluğu da yoktur.

Bu arada, peygamberlerin sorumluluklarına temas eden ifadelerden bizim ve özellikle irşad ffaaliyetlerinde bulunan kimselerin özellikle dikkate alması gereken bazı derslerin de bulunduğu sonucuna vardık ve bu konuya şu tesbitlerle işaret ettik:

·         Peygamberlerin sadece tebliğ ve beyanla sorumlu olmaları, onların işlerinin kolay ve rahat bir iş olduğu anlamına gelmez. Bilâkis, gerek Peygamberimizin hayatından, gerekse Kur’ân kıssalarından anlaşıldığı gibi, onların hayatı çilelerle dolu bir hayattan başkası değildir. Yıllarca, bazan Nuh aleyhisselâmın vak’asında olduğu gibi asırlarca süren tekzip ve düşmanlıklara karşı sabırla, sükûnetle, azim ve sebatla görevlerini yerine getirmişler ve kendilerine Allah tarafından ne emrolunmuşsa onu yapmışlar, Ondan izin gelmedikçe görevlerini aksatmamışlardır.

·         Bu durum, ümmetin içinde sorumluluk sahibi kişiler hakkında da örnek teşkil eden bir durumdur. Onlar da bir yandan emeklerinin sonucundan sorumlu olmadıklarının bilinci içinde bulunmaları, buna mukabil gayretlerinde sabır, sükûnet, tahammül göstermek, muhataplarının gerçekten iyiliğini istemek ve bunu gözeterek hareket etmek, tahriklere kapılmamak, kısacası Resulullahın sünneti üzerine hareket etmek gibi sorumlulukları omuzlarında taşımaktadırlar.

En’am sûresinin 104. âyetini okuduğumuz 385. Kur’an Buluşmasının video kaydını buradan izleyebilirsiniz:

  

UTESAV’ın Kur’an Buluşmaları bu hafta sonu da yine aynı saatte online olarak gerçekleşecek. Ramazan müddetinde ise, daha önceki yıllarda yaptığımız gibi, Buluşmalar yine online olarak ve iftara yakın bir vakitte https://www.youtube.com/erdemlihayat adresinden canlı olarak yayınlanacak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an mealleri din eğitiminde baş köşeyi almalı

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü