"En hayırlı"lar bir kitapta toplandı

 

Hadisçi gözüyle Kur’ân’ı okumanın zevki de, feyzi de, ortaya çıkan eserlerde belli oluyor. Bu eserlerden biri daha, önde gelen hadis âlimlerimizden Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan’ın kaleminden çıktı ve geçtiğimiz haftalarda okuyucuyla buluştu.

“Kur’an-ı Kerim’den Tespitler: Hayırlısı Budur” başlığı altında Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Vakfı yayınları arasında çıkan eser, “sizin için hayırlısı budur” meâlindeki ifadelerin yer aldığı 30’dan fazla âyet-i kerimeyi inceliyor ve bunlardan günümüze yönelik hayat dersleri çıkarıyor. Bu âyetleri İsmail Lütfi Hocanın tasnif ve izahlarıyla birlikte okuduğumuzda, Kur’ân-ı Kerimin bütün yaşama alanlarını bizim için nasıl bir hayır pazarına çevirdiğini açıkça görüyoruz.

Kitabın tertibinde nasıl bir yol izlediğini, sunuş yazısında İsmail Lütfi Hoca şöyle anlatıyor:

 

“Yâ eyyühellezîne âmenû!” diye başlayan âyet-i kerimeleri konu edinen Kur’ân’ın Mü’minlere Diriliş Çağrısı kitabını hazırlarken, bazen âyet sonlarında bazen âyetlerin içinde yer alan “zâliküm hayrun leküm,” “ve hüve hayrun leküm,” “ve hüve hayrun lehüm” gibi, bizim için hayırlı, daha hayırlı ve en hayırlı olduğu vurgularını içeren cümleler dikkatimi çekmişti.

“Her şeyi dilediği gibi yapan” ve “hangimizin daha güzel ameller işleyeceğimizi sınamak için ölümü de dirimi de yarattığını” bildiren Rabbimizin bu uygulamasının, bu sünnetullahın mü’minlere bakan yönü, vermek istediği ders, göstermek istediği yol ve yöntem üzerinde düşünmek, Kur’ânî hikmet algımızı, feyzimizi, zevkimizi arttıracak, ifade ve üslûbumuzu etkileyecektir. Ayrıca konuların “hayırlılık” yönlerine ilişkin bir bilgi birikimine de vesile olacaktır. Bu birikimin etkisiyle hayırlı eylem ve davranışlarımızın gelişmesi ve artması da mümkün olabilecektir.

Bu düşünce ve ümit ile – teorik hayır-şerr ve hüsün-kubuh tartışmalarına girmeden “Hayırlısı Budur” genel başlığı altında bir tespit ve yorum çalışması gerçekleştirmeye niyet ettim.

Yorumlamaya çalışacağımız âyet-i kerimelerde ortak ve ana kelime “hayr”dır. “Hayr” kelimesine genellikle “ahyar” yani “daha hayırlı” mânâsı verilir. Bu mânâ verildiği zaman tabii olarak “hayırlı” olanın ne olduğu sorusu akla gelmektedir. Bu sebeple “hayrun” kelimesini, ya “hayırlı” olarak açıklayıp “…dan daha hayırlı” diye, ya da “hayırlı olan, hayırlısı” diye anlamak ve anlamlandırmak isabetli olacaktır.

Çalışmamızda “hayr” kelimesi bu ikili çerçevede değerlendirilecektir. Şuna da işaret edelim ki, Yüce Rabbimizin “bilirseniz” veya “inanırsanız sizin için hayırlısı budur” buyurduğu ve “hayru’r-râzıkîn, hayru’n-nâsırîn” gibi kendisini tanıttığı âyetlerde “hayrun” kelimesinin “en hayırlısı” anlamında olduğu açık ve kesindir. Biz ortak noktayı mümkün olduğunca kısaca vurgulamak maksadıyla “hayırlısı” demekle yetindik.

 

“Hayırlısı budur” meâlindeki ifadelerin yer aldığı âyetler kitapta şu şekilde yedi gruba ayrılmış bulunuyor:

Bilgide, inançta, eylemde, ibadetlerde, ahlâkî ilişkilerde, beşerî ilişkilerde, ekonomik ilişkilerde.

Eser, bu yedi bölümün ardından “Hepsinden Hayırlısı Âhiret Nimetleridir” başlığı altındaki bölümle sona eriyor.




Kitabı ısmarlamak için resmin üzerini tıklayınız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Raşid Halifelerde iman-amel bütünlüğü

Huzurun anahtarı sürekli çalışmada