Kayıtlar

Temmuz 2, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kendimiz için şükretmek

Resim
    Kulların şükür edip etmemesi Âlemlerin Rabbi için değil, kullar için önemlidir. Bir Ayet Bir Hadis programının üçüncü bölümünden:    ÜMİT ŞİMŞEK    Kim şükrederse kendisi için şükretmiş olur. Neml, 27:40; Lokman, 31:12   Bu dünyada huzur ve mutluluk arayan bir insana gösterilecek en güzel yol, şükür içinde geçen bir hayattır. Bu yol, insana sadece yeni yeni nimetlerin kapısını açmakla kalmaz, aynı zamanda, sahip olup da farkına varmadığı yahut pek seyrek hatırladığı nice büyük nimetlerin huzur ve hazzını da tekrar tekrar ona tattırır. Bu itibarla, şükrün kendisi de şükür gerektiren bir nimettir; ancak bu durum borcumuzu değil, ecrimizi arttıran bir durumdur. Çünkü her yeni şükür yeni bir mutluluk demektir; üstelik bu sadece dünya hayatına ait âcil bir karşılıktan ibarettir. Şükrün asıl karşılığı ise, ebedî âlemde, Gökler ve Yer Rabbinin aziz bir misafiri olarak sonsuza kadar ağırlanmak suretiyle ödenecektir. Yeri ve gökleri, uçsuz bucaksız âlemleri yaratan ve bütün bu âle

Allah'ı sevdirenlere müjde

Resim
    Bir Ayet Bir Hadis adlı YouTube programının ikinci bölümünde okuduğumuz hadis-i şerifle ilgili metin ÜMİT ŞİMŞEK      Allah’ın kullarından en hayırlı olanları, Allah’ı zikretmek için güneşe, aya, yıldızlara ve gölgelere tefekkürle bakanlardır. Müstedrek (Hakim), no. 164   Ebu’d-Derdâ’: Allah'ın kulları arasında Allah'ın en çok sevdiği kimseler, Allah'ı insanlara sevdirenler ve güneş ile aya tefekkürle bakanlardır. A.g.e., no. 165   Kur’ân-ı Kerim, Allah’ın biz kulları için indirdiği kitabıdır; Allah’ı onunla tanır, Onun bize anlattıklarını ve bizden beklediklerini ondan öğreniriz. Allah’ın bir başka kitabı daha vardır; ona da evren yahut kâinat diyoruz. O da barındırdığı bütün varlıkları ve bütün hadiseleri ile bize Allah’ı anlatır. Bu iki kitaptan her biri diğerini hem tasdik eder, hem de açıklar. Hem de öyle açıklar ki, onlardan birini ihmal edecek olursak diğerini anlamakta çok zorlanırız ve hiçbir zaman lâyıkıyla anlayamayız. Acı gerçek de şurada ki,